1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'de ekonomik teşvik tartışması

Christoph Hasselbach / Deutsche Welle24 Şubat 2009

Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi dün Brüksel’de toplandı. Bakanlar buluşmasının gündeminde Avrupa Birliği’nin ekonomik konjonktür paketiyle ilgili hazırlıklar ve Ortadoğu’daki gelişmeler yer almaktaydı.

https://p.dw.com/p/H08R
Fotoğraf: dpa - Fotoreport

Avrupa hükümetlerinin ekonomik ve mali krizle mücadele için kararlaştırdığı teşvik programları AB Komisyonu’na yetmiyor. Komisyon Avrupa genelinde ek teşvik paketi hazırlamakta kararlı.

Beş milyar Euro’luk teşvik tedbirlerinin kullanılmadığı için geçen yılın Birlik bütçesinden artan kaynakla finanse edilmesi öngörülüyor.

Avrupa Birliği'nin ortak savunma ve dış politika yüksek temsilcisi Javier Solana (solda) basın toplantısı sonrası AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriye'nin Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg ile biraya geldi
Avrupa Birliği'nin ortak savunma ve dış politika yüksek temsilcisi Javier Solana (solda) basın toplantısı sonrası AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriye'nin Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg ile biraya geldiFotoğraf: AP


Ancak bazı hükümetler teşviklerin finansman şeklinden memnun değil. Diğerleri teşvik projelerini beğenmiyor ya da milli teşvik programlarını yeterli buluyor.

Steinmeier’in eleştirisi

Bu konunun Mart ayındaki AB zirvesinde aydınlığa kavuşması bekleniyor. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ekonomik krizden başka konuların da bulunduğunu hatırlatıyor:

“Dünyada başka şeylerin de olduğunu unutup sadece kendimizle meşgul olmamız doğru değil. İstesek de istemesek de dış politika ajandamızdaki diğer konularla da ilgilenmek zorundayız. Örneğin, kendi stratejisini sorgulayan yeni Amerikan yönetiminin izleyeceği Afganistan politikası... Yeni Amerikan yönetimiyle politikalarımızın birbirine yaklaşmakta oluşu şansımızı arttırıyor.”

Yeni Amerikan yönetiminin sivil konulara daha fazla ağırlık vermesi Almanya’da memnuniyet uyandırdı. Almanya başından beri Afganistan meselesinin askeri ve sivil yanlarına eşit önem verilmesinden yana çıkmış ve bu tutumundan dolayı Bush yönetimi tarafından eleştirilmişti.

Brüksel buluşmasının gündemindeki bir diğer konu da Ortadoğu idi. Likud lideri Benyamin Netanyahu’nun yeni İsrail hükümetini kurmakla görevlendirilmesini izleyen gelişmeler değerlendirildi.

Netanyahu, bağımsız Filistin devleti kurulmasına karşı çıkıyor. AB Konsey dönem başkanı Çek Cumhuriyeti'nin Avrupa Bakanı Aleksandr Vondra bölgedeki değişen siyasi dengelerin AB’nin Ortadoğu politikasını da olumsuz etkilemesinden endişeli:

“Başlangıç zor olacak. Ancak barış sürecini devam ettirmek zorundayız. Çünkü iki devletli çözüme giden yol daralıyor, bizim de daha fazla bekleme lüksümüz yok.”

Toplantıda bir görüşme yapan Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouschner (solda) ve İtalyan meslektaşı Franco Frattini
Toplantıda bir görüşme yapan Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouschner (solda) ve İtalyan meslektaşı Franco FrattiniFotoğraf: AP


Paris-Prag gerginliği

27 AB Dışişlerli Bakanı arasındaki buluşmadan önce Brüksel ilginç bir randevuya sahne oldu.

Çek Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg ile bir önceki dönem başkanı Fransa’nın Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner medyanın karşısına çıkarak, aralarının ne kadar iyi olduğunu anlatmaya çalıştılar.

Fransa Dışişleri Bakanı uyumlu işbirliğinin sürekli diyalogdan geçtiğini hatırlattı.

“Karel ve ben basında yer alan ve birbirimize kızgın olduğumuzun öne sürüldüğü haberlerini görünce çok şaşırdık. Bunun gerçekle ilgisi yok. Bu nedenle de haftada iki kez buluşmayı, olmazsa telefonlaşmayı kararlaştırdık.”

Bazen bu tür siyasi beraberlik gösterileri, tam tersinin vaki olduğu anlamına gelir. Gerçekten de son haftalarda Fransa şimdiki dönem başkanını pasif davrandığı gerekçesiyle eleştirmişti.

Çek Cumhuruyeti Başbakanı Mirek Topolanek de, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin tutumundan şikâyetçi olmuştu. Sarkozy, Çek Cumhuriyeti’nde de büyük tesisleri olan Fransız otomotiv endüstrisinin, istihdamın selameti için ana vatana dönmesi gerektiğini söylemişti.