1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB’de birlik sıkıntısı

Duygu Leloğlu / Brüksel13 Haziran 2005

AB, Perşembe ve Cuma günü devlet ve hükümet başkanları zirvesinde, sorunlarını masaya yatıracak. Referandum fiyaskosunun ardından birlik bütçesinin de hararetli tartışmalara yol açması, AB’nin birlik ve beraberlik içinde hareket etmekte son derece zorlandığını gösteriyor. Brüksel'den Duygu Leloğlu'nun notları...

https://p.dw.com/p/Aan2
AB liderlerinin yüzü asıldı
AB liderlerinin yüzü asıldıFotoğraf: AP

Perşembe günü başlayacak olan AB devlet ve hükümet başkanları konseyi yarıyıl zirvesi Anayasa fiyaskosu yüzünden kriz zirvesine ddönüştü. Birlik dışişleri bakanlarının Lüksemburg’daki hazırlık toplantısında, gündemin sadece Avrupa anayasası antlaşmasının iki ülkede referandumla ret edilmesinin yol açtığı kriz ile birlik bütçesini ilgilendiren mali konulardan oluşması kararlaştırıldı.

Almanya’nın talebi

Kapanış bildirisinde genişlemeye ve Türkiye ile başlatılması beklenen tam üyelik müzakerelerine yer verilmemesi kararlaştırıldı. Hollanda ve Fransa’daki referandum fiyaskosundan sonra birlik bütçesinin de hararetli tartışmalara yol açması, Avrupa’nın birlik ve beraberlik içinde hareket etmekte son derece zorlandığını gösteriyor. Birlik bütçesine aldığından fazlasını ödeyen Almanya, bütçe payının dondurulmasını ve İngiltere’ye uygulanan bütçe tenzilatının kaldırılmasını istiyor.

Almanya Dışişleri bakanı Joschka Fischer, 2007-2013 bütçe plan dönemi için uzlaşmaya varılmasının son derece zor olduğunu teslim ediyor. Birlik bütçesine net transfer yapan ülkeler bütçenin toplam gayrı safi hasılanın yüzde birinde dondurulmasını talep ederken, genişleyen Avrupa Birliği’nin mali yükümlülüklerinin de arttığını savunan üyeler bu oranın yüzde bir nokta ondört olmasında ısrar etmekteydiler. Avrupa anayasasını onaylama sürecinin akıbeti de henüz açıklık kazanmadı.

“Genişleme süreci yavaşlatılabilir“

Alman Hristiyan birlik partilerinin onaylama sürecine ara verilmesi şeklindeki önerilerini geri çeviren dışişleri bakanı Fischer, referandum sonuçlarının değerlendirilip gerekli sonuçların çıkarılmasının zaman alabileceğini ancak ara vermenin kulağa rafa kaldırma gibi çalındığını söylüyor. Birlik komisyonunun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Ferrero-Waldner anayasa krizi nedeniyle Balkan ülkeleri ve Türkiye’ye yapılan taahütlere el sürülmeden genişleme sürecinin yavaşlatılabileceğini söylemişti. Diplomatik çevrelerce, zirvenin kapanış bildirisinde, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin 3 ekimde başlatılacağının özellikle vurgulanmasına gerek olmadığı belirtiliyor.

Leloğlu'nun notları

AB dışişleri buluşmasıyla ilgili Brüksel’den Duygu Leloğlu’nun notları ise şöyle:

Avrupa Birliği (AB) Anayasası referandumlarından ‘hayır’ çıkmasının sonucu olarak derin bir krize sürüklenen AB’nde nihayet ‘kılıçlar çekiliyor.’

AB, Perşembe ve Cuma günü devlet ve hükümet başkanları zirvesinde, sorunlarını masaya yatıracak.

“AB motoru bozuldu“

Ama bozulan AB motorunun tekrar nasıl çalışacağının cevabını bilen yok. Bu zorlu karşılaşmanın ilk raundu Lüksemburg’daki AB Dışişleri Bakanları toplantısı vesilesiyle yapıldı.

Birlikteki kriz öncelikle, AB bütçesi kavgasını alevlendirdi. Dışişleri Bakanları, birliğin 2007-2013 bütçesini masaya yatırdılar.

AB bütçesine en fazla katkıda bulunan Hollanda, Almanya ve İsveç, sırtlarındaki yükün hafifletilmesi için ısrar ettiler. Gözler, doğal olarak uzun yıllardan beri AB bütçesine yılda yaklaşık 5 milyar euro az para ödeyen İngiltere’ye döndü.

Lüksemburg’un önerisi tepki çekti

İngilizler kendilerine uygulanan bu ayrıcalıktan vazgeçmemekte ise ayak diretti. Nitekim, dönem başkanı Lüksemburg’un bu yöndeki önerisi İngilizlerin tepkisine neden oldu.

İngiliz Dışişleri Bakanı Jack Straw, ülkesine uygulanan ayrıcalığın kaldırılması durumda, Fransa’ya tarımda tanınan sübvansiyonların da gözden geçirilmesini istedi.

Birlik bütçesinin % 40’ını tarım oluştururken, Fransa’ya bu alanda verilen sübvansiyonlar 6,5 milyar euroyu buluyor. Tartışmada bir arpa boyu bile yol katedemeyen birlik ülkeleri, AB liderler Zirvesinde bir çözüm bulmayı umuyor.


Gümrük Birliği ek protokolü

Toplantıda, öncelikle Dışişleri Bakanları, Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’ni, aralarında Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de bulunduğu, 25 ülkeye genişleten ek protokolu onaylayarak imzaya hazır hale getirdiler.

Ek protokolün gelecek hafta dönem başkanı Lüksemburg ve Türkiye tarafından karşılıklı imzalanması bekleniyor. Türkiye adına protokolü AB nezdindeki daimi temsilci Oğuız Demiralp’in imzalayacağı belirtiliyor.

Bu adım sayesinde, Türkiye açısından, 3 Ekim’de başlaması öngörülen tam üyelik müzakerelerinin önündeki en büyük engel ortadan kalkmış olacak.


Türkiye „imtina edinilen“ konulardan

Öte yandan, AB bu kriz ortamında, müzakerelere üç ay kala, Türkiye’ye verdiği üyelik perspektifinden konuşmaktan da çekiniyor.

AB Liderler zirvesinin sonuç bildirgesini netleştiren Dışişleri Bakanları, genişleme sürecine ilişkin verilecek mesajı oldukça kısa tutmayı yeğlediler.

Türkiye ve Hırvatistan’a hiç bir atıfta bulunmadan, müzakerelere başlama kararının alındığı 17 Aralık Zirvesi kararlarının uygulanması gereğinin altını çizdiler.

“Türkiye için en iyisi“

AB diplomatları, Türkiye’ye açıkça değinilmemesine, ‘Bu ortamda, Türkiye’nin Avrupa basınında yer almaması ülke için en iyisi.’ diyorlar.

Ayrıca, Anayasa yüzünden AB’nin gelecek planlarından vazgeçmediğinin mesajının verildiğini de ekliyorlar.


Birlik ülkeleri İngiltere’ye kızgın

Zirvede bundan sonra Anayasa referandumlarının devam edip etmeyeceği konusunda da uzlaşma sağlanması gerekiyor.

AB ülkeleri, referandumu askıya alma kararı alan İngiltere’ye kızgın. İngilizler ise, ‘Fransa ikinci bir referandum yapacağını açıklamadan veya herhangi bir adım atmadan, biz de adım atmayacağız’ diyorlar.

Deyim yerindeyse, AB şimdilik yerinde sayıyor. Zirvenin ise, sorunları ne derece çözeceği büyük bir muamma