1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD Almanya ilişkilerinin geleceği

Sonila Sand26 Kasım 2013

Dinleme skandalının ardından Berlin - Washington hattında soğuk rüzgarlar esiyor. Gerginliği gidermek için iki Amerikalı milletvekili, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Berlin’i ziyaret etti.

https://p.dw.com/p/1AOXm
Fotoğraf: Reuters

Senatör Chris Murphy ve Kongre milletvekili Gregory Meeks, Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ile bir araya geldi. NSA skandalı nedeniyle Almanya'nın ABD'ye karşı güvenini kaybettiğini belirten Westerwelle, Amerikalı politikacılardan daha fazla şeffalık talep etti. Ancak uzmanlara göre bu gerginlik fazla uzun sürmeyecek...

ABD'li eski gizli servis çalışanı Edward Snowden'ın ifşa ettiği belgeler, Almanya‘nın ABD Ulusal Güvenlik Kurumu'nun büyük oranda izlediği Avrupa ülkeleri arasında yer aldığını göstermişti. Hatta Almanya Başbakanı Angela Merkel'in cep telefonunun dahi dinlendiği ortaya çıkmıştı. Merkel de skandalın gün yüzüne çıkmasının ardından Obama'yı bizzat arayıp şikâyette bulunmuştu.

Amerikan düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nden Jason Healey, NSA skandalı ve bunun Amerikan-Alman ilişkileri üzerindeki etkisi konusunda “bu bir felaket“ ifadelerini kullanıyor.

Healey, "Gizli servis faaliyetleri konusunda Avrupalıları ve özellikle Almanya'yı yatıştırmak için gerekli olan kısıtlamalara yönelik ABD'de herhangi bir hazırlık görmüyorum" diyor.

ABD'nin hâlâ bir süper güç olduğunu ve bu düzeyde casusluk faaliyetleri yürüttüğünü belirten Beyaz Saray'ın eski veri güvenliği danışmanı Healey, özellikle internette veri toplama konusunda ABD'nin pek çok ülkeden ileri seviyede olduğunu kaydetti: "İnterneti biz tasarladık ve internet ABD firmalarının egemenliğinde."

11 Eylül etkisi

Washington'da bulunan Georgetown Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler profesörü Charles Kupchan, Avrupa‘ya kıyasla NSA skandalının Amerikan kamuoyunda ikincil bir öneme sahip olduğunu belirtti: "11 Eylül'den bu yana güvenlik ve veri koruma konusunda dengeli tutum bizde önemini kaybetti.“

Terörle mücadelenin Amerikan gizli servislerinin çok ileri gitmesine yol açtığına dikkat çeken Kupchan, sorunun bir anda “neyi dinlememiz gerekirden, her şeyi nasıl dinleyebiliriz”e dönüştüğünü belirtti. Devlet gözetimine ilişkin tecrübeleri nedeniyle Avrupalıların veri koruma konusunda Amerikalılardan daha hassas olduğunu söyleyen Kupchan, sıkı veri koruma düzenlemeleri nedeniyle Avrupalı bilişim firmalarının zorluklar yaşadığını, Amerikan firmalarının ise büyük kârlar elde ettiğini kaydetti.

Bazı Avrupalı liderlerin tepkisini “Tabii Avrupalılar da biraz tiyatro yapıyor“ sözleriyle değerlendiren Kupchan, onların da aslında ABD'nin casusluk bilgilerinden faydalandığını söylüyor.

Almanya Five Eyes'a katılabilir mi?

Bilişim uzmanı Healey ise Avrupa tarafına tartışmayı çok fazla tırmandırmaması çağrısında bulundu. En kötü durumda Amerikalıların, Avrupalıların hangi gizli operasyonlarda rol aldığını açıklayabileceğini ve bunun da Avrupa politika dünyasını sarsabileceğini savundu.

Ancak Kupchan, durumun bu kadar ileri gitmeyeceği görüşünde ve "Uzun vadede, bu krizin Alman-Amerikan ilişkilerindeki etkisi çok az olacak" ifadelerini kullanıyor.

Almanya ile ilişkilerin ABD için her zaman önemli olduğunu kaydeden Kupchan, borç kriziyle mücadelede ve AB içinde Almanya'nın önemli bir role sahip olduğunu vurguladı. Pek çok Amerikalı milletvekili, Almanya'nın özel gizli servis ittifakı “Five Eyes“a dâhil olmasını istiyor. Şu ana dek ittifak sadece İngilizce konuşulan ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'dan oluşuyor. Ancak Healey, tüm dostane açıklamalara karşın, Almanya'nın bu ittifaka katılabileceğini düşünmüyor. NSA skandalı için bir tazminat olarak bile…

© Deutsche Welle Türkçe

Jan Fritsche / Başak Sezen

Editör: Hülya Schenk