1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

210211 EU Nordafrika

21 Şubat 2011

AB, Libya güvenlik güçlerinin göstericilere karşı sert tutumunu kınadı. Ancak Brüksel’de, Kuzey Afrika ülkelerindeki devrimler ve mülteciler konusunda farklı tutumların ortaya çıkması dikkat çekti.

https://p.dw.com/p/10LU4
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine AshtonFotoğraf: AP

Dünya Tunus ve Mısır’ın ardından Libya’da ortaya çıkan isyanı yakından takip ediyor. Merkezî hükümet birçok kentte kontrolü kaybederken, isyanın sıçradığı başkent Trablus'da güvenlik güçlerinin protestoculara gerçek mermi ve göz yaşartıcı gazla müdahale ettiği belirtiliyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Libya lideri Muammer Kaddafi ile bir telefon görüşmesi yaparak, ülkedeki şiddetin derhal sona ermesi gerektiğini bildirdi. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, “Libya’daki barışçıl göstericilere karşı ayırım gözetmeksizin şiddet uygulanmasının kendisini şok ettiğini” bildirdi. AB dışişleri bakanları ise Brüksel’de düzenledikleri toplantıda, Kuzey Afrika'daki son gelişmeleri ele aldı.

AB, Tunus ve Mısır’daki barışçıl devrimlere, geç ve oldukça ihtiyatlı bir tepki gösterdi. Ancak şimdi Libya’da yaşanan şiddet olayları karşısında, Avrupa tamamen çaresiz ve bölünmüş bir görünüm sergiliyor. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, açıklamasında Libya'da yaşanan şiddet olayları karşısında öfkesini, “Libya’daki göstericilere uygulanan baskının devam etmesini kınıyor, sivillerin ölümü ve yaşanan şiddetten dolayı üzüntü duyuyoruz" sözleriyle dile getirdi.

Libya tehdit etti

Öte yandan AB için riskli olan bazı konular da söz konusu. Petrol zengini Libya ile ticari çıkarlar ve ayrıca mültecilerin durumu bunlar arasında önemli bir yere sahip. Libya hükümeti, AB’nin göstericileri desteklemeye devam etmesi halinde, AB ile sınırların güvenliği konusunda işbirliğinden vazgeçme tehdidinde bulundu. Bu açıklama, Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Werner Hoyer'i bir hayli öfkelendirdi. Hoyer, “Bu inanılması güç bir münasebetsizlik. AB, bu konuda şantaja izin veremez" şeklinde konuştu.

Ancak mülteciler konusunun doğrudan ilgilendirdiği AB ülkeleri daha farklı bir yaklaşıma sahip. Malta Dışişleri Bakanı Tonio Borg, “Bu bir tehdit değil, gerçektir. Tunus örneğinde de gördüğümüz gibi, bir bölgede istikrarsızlık patlak verdi mi, sınırlarda baskı oluşuyor" dedi.

İtalya Libya'nın bütünlüğünü savunuyor

Kuzey Afrika’dan gelen mültecilerin çoğu önce İtalya’ya yöneliyor. Bu nedenle İtalyan hükümeti, istikrar konusuna bilhassa önem veriyor. İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, Libya’nın bütünlüğünün kesinlikle korunması gerektiğini kaydetti.

Frattini, “Özellikle bir grup tarafından ilan edilen Bingazi İslami Emirliği beni hayli endişelendiriyor. Avrupa sınırlarında İslamî bir emirliğin bulunmasını düşünebiliyor musunuz? Bu çok ciddi bir tehdit oluşturur" ifadelerini kullandı.

Frattini, ekonomik durumu iyileştirmek adına Kuzey Afrika için bir Marshall Planı talebinde bulundu ve “Demokrasimizi ihraç ediyormuşuz gibi yanlış bir izlenim yaratmamalıyız“ açıklamasını yaptı. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ise bundan sonra ne olacağı sorusuna odaklandı: “Şu anda –çok önemli olsa da- burada söz konusu olan Tunus ya da Mısır’ı desteklemek veya Libya’da ne yapabileceğimizi düşünmek değil. Söz konusu olan, bu ekonomileri ve toplumu uzun vadede açabilmektir. Aksi takdirde huzursuzluklar yıllar boyunca tekrarlanacaktır.“

Dinî kaynaklı şiddet kınandı

Dışişleri Bakanları ayrıca açıklamalarında dinî kaynaklı şiddeti de kınadı. Bu açıklamanın nedeni özellikle bir kaç hafta önce Mısır’da Hrıstiyanlara yönelik saldırılardı. Ayrıca son olarak Tunus’ta bir Katolik rahibin öldürülmesi de bu açıklamada etkili oldu.

Bu arada Mısırlı yetkililer, Avrupa’dan devrik devlet başkanı Hüsnü Mübarek ve diğer eski yöneticilerin varlıklarını dondurmasını talep etti. Aralarında Almanya’nın da bulunduğu pek çok AB hükümeti, daha bir kaç gün önce yaptıkları açıklamada Mısırlıların talep etmesi durumunda buna hazır olduklarını bildirmişti.

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Beklan Kulaksızoğlu