1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB ile buluşturan projeler

22 Ekim 2013

AB’nin meslek eğitimi programı ‘Leonardo da Vinci’ kapsamında ’Okul öncesi eğitim ve çoklu zekâ kuramı uygulamaları’ adlı projeye katılan farklı meslek liselerinden 24 Türk öğrenci Berlin’de staj yaptı.

https://p.dw.com/p/1A49Z
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

AB’nin meslek eğitimi programlarından "Leonardo da Vinci" kapsamında Türkiye'den farklı meslek liselerinden 24 kız öğrenci, 3 uzman öğretmenin rehberliğinde bir ay boyunca Berlin’de staj yaptı. "Okul öncesi eğitim ve çoklu zekâ kuramı uygulamaları" adlı proje kapsamında gençler, 10 farklı Alman anaokulunda görev aldı.

"Türkiye AB projeleriyle zaten AB'nin bir parçası"

Projeye katkıda bulunan Arda Danışmanlık ve Eğitim'in Genel Müdürü Dr. Susam Dündar Işık, bu tür programlarla tüm AB üyesi ve aday ülkelerin meslek eğitimi alanında uyumunun hedeflendiğini söylüyor. Türkiye’nin AB üyeliğinin eninde sonunda gerçekleşeceğine inanan Işık, genç ve kalifiye nüfusa ihtiyaç duyan AB’nin de bu gibi projelere yatırım yaptığını ifade ediyor. Işık ayrıca, AB'nin hareketlilik programlarıyla gençlerin kaynaştığını ve Avrupa’nın bir parçası haline geldiğini dile getiriyor: “Genç nüfusun yurtdışına ya da AB birliğine olan hareketliliği çok önemli. Çünkü AB ile birleşme sürecini nihai olarak gençler belirleyecek. Zaten Avrupa’da Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan kesime baktığımızda genelde yaşlı kuşak olduğunu görürüz. Gençlerin aslında Türk ya da İslam korkusu yok. Bu anlamda gençlerimizin başka ülkelere gitmesi gerek Türk kültürünün tanıtılmasında, gerek Türklerin dünyaya ne kadar açık ve öğrenmeye meraklı olduğunun anlaşılmasında bence son derece önemli. Bu noktada Türkiye’nin bu tip projelerin üzerine çok daha fazla eğilmesi gerekiyor.”

EU Leonardo da Vinci-Programm Berlin
Fotoğraf: Susam Dündar – Isik

Üç aşamalı projenin ilk ayağının Çek Cumhuriyeti, ikinci ayağının İsveç ve son ayağının Almanya olduğunu anlatan uzman öğretmenlerden Hilal Solak, Almanya’nın ‘Kindergarten’ geleneğine dikkat çekiyor. Uzman öğretmen, bu nedenle Berlin’de staj yapan öğrencilerin, diğer ülkelerde staj yapanlardan daha şanslı olduğunu kaydediyor:”Almanya’nın pratikte her zaman daha iyi olduğu söylenmekte, malum ilk anaokulu da burada açılmış. Tabii ki öğrencilerimiz de buradaki farklılıkları görecekler, geleceğin eğitmenleri olarak edindikleri tecrübeleri mesleklerine taşıyacaklar. Okul öncesi eğitimin, yaşamın temelini oluşturan bir dönem olduğunu biliyoruz. Yaşamın ilk yılları insanın kendini ve dünyayı keşfetme yıllarıdır. O yüzden bu döneme uygun eğitim almaları ve donanımlı olmaları çok iyi.”

Öğrenciler deneyim ve hedeflerini Türkiye'ye taşıyor

Proje çerçevesinde staj gören, Yalova Kız Teknik ve Meslek Lisesi öğrencisi Gülşe Şenca, Almanya’da en çok AB'nin eğitim hedeflerinden biri olan çift dilde eğitimi beğendiğini söylüyor: ”Çift dilde eğitim bence çok önemli ve gerekli. Almanya’ya geldiğimiz için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Mesela ben burada dil öğrenme imkânı buldum. Hem ana okulda gördüklerimi ülkeme götüreceğim, hem de burada dil öğrenmeye çalışıyorum. Üniversiteyi bitirdikten sonra tekrar Almanya’ya gelerek, dilimi geliştirmek ve çift dilde eğitim veren kendi okulumu açmak istiyorum.”

Armutlu Dr. Enver Ören Çok Programlı Lisesi öğrencisi Begüm Oruç ise Almanya’nın erken yaşta bireysel yeterliliği ve özgüveni geliştiren eğitim anlayışından etkilendiğini anlatıyor: “Burada benim en çok hoşuma giden çocukların işlerini kendilerinin yapabilmeleri oldu. Örneğin çocuk dışarı çıkarken kıyafetini ya da ayakkabılarını dolabından alıp, kendisi giymeye çalışıyor. Yanlış giyse de, düzeltilmiyor. Çocuk öyle dışarı çıkıyor, ama bir daha ki sefer düzeltmiş ve öğrenmiş olarak çıkıyor. Bu yaklaşımı çok beğendim. Aslında Türkiye’de de bu kısmen var, fakat yaygınlaştırmamız gerekiyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Özlem Coşkun

Editör: Ayhan Şimşek