1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Toledo EU Sicherheit

21 Ocak 2010

AB içişleri bakanları, uçaklarda polis bulundurulması önerisini değerlendirmeye aldı. Havaalanlarına vücut tarayıcılarının yerleştirilmesi konusunda öncelikle cihazların sağlığa etkisi ve mahremiyet konuları incelenecek.

https://p.dw.com/p/LcTn
Fotoğraf: AP

25 Aralık'ta Amsterdam'dan Detroit'e giden Amerikan yolcu uçağına yapılan saldırı girişiminden sonra yanıtlanması gereken pek çok soru ortaya çıktı. Şüpheli, patlayıcıları uçağa nasıl soktu? Güvenlik güçleri vücut tarayıcıları ile kimyasalları fark edebilir miydi? Saldırganın uçağa binmesi engellenebilir miydi ya da güvenlik boşluğu neredeydi?

Detroit'teki saldırı girişiminden sonra ortaya çıkan bu sorular, Avrupa Birliği ülkelerini de harekete geçirdi. Alınacak yeni güvenlik önlemlerini tartışmak üzere İspanya'nın Toledo kentinde bir araya gelen AB içişleri bakanları, önemli kararlar aldılar.

Üye ülkeler, AB içerisinde seyahat eden uçak yolcuları konusunda daha yakın bilgi paylaşımı yapılmasına ve güvenliğe destek olmak için uçaklarda polis bulundurulması konusunu değerlendirmeye karar verdi.

Daha yakın bilgi paylaşımı

2004 yılından bu yana, AB ve ABD arasında Bilgi Paylaşımı Anlaşması yürürlükte. Dolayısıyla ABD ile bir süredir bilgi paylaşımı yapılıyor. Ayrıca ABD polisi bazı uluslararası uçuşlarda, yolculara eşlik ediyor. Ancak böyle bir uygulama daha önce AB sınırları içerisinde gerçekleştirilmemişti.

İspanya İçişleri Bakanı Alfredo Perez Rubalcaba, toplantıda, terörizmle mücadele kapsamında bir Avrupa Yolcu İsmi Kaydı (PNR) uygulamasına doğru gidilmesine karar verildiğini açıkladı. ABD ve AB arasında önceden var olan bu sistem kapsamında yolcular hakkındaki veriler, uçuştan önce ABD’ye iletiliyordu. Ancak söz konusu verilerin, AB ülkeleri arasında paylaşılması zorunluluğu yoktu.

Çıplak tarayıcılar incelenecek

Toplantının önemli tartışma konusu çıplak tarayıcı olarak da adlandırılan vücut tarayıcıları oldu. AB içişleri bakanları, ABD’nin Avrupa’daki havaalanlarına vücut tarayıcıları yerleştirilmesi önerisine yanıtını erteledi. Öncelikle, tarayıcıların insan sağlığı ve özel hayat üzerinde etkileri konusundaki çalışmaların sonuçlanması beklenecek.

Çıplak tarayıcılar konusunda Birlik üyeleri arasında farklı görüşler var. İngiltere ve Hollanda gibi bazı ülkeler bu tarayıcıların kullanılmasını isterken, bazı ülkeler ise çekimser davranıyor. AB’nin Adalet ve Temel Haklarından sorumlu Komisyon Üyesi Viviane Reding de görüntülerin değerlendirme sonrası hemen silinmesini istiyor. Vücut tarayıcıları konusunda Avrupa Parlamentosu'nda da direnişle karşılaşılması olası. AP milletvekilleri daha 2008 yılında, vücut tarayıcıları ile ilgili bir öneriyi reddetmişti.

Münih Havaalanı'nda panik

AB ve ABD’de yeni güvenlik önlemleri üzerinde tartışırken, son olarak Münih Havalimanı'nda akşam saatlerinde korku dolu anlar yaşandı. Münih Havaalanı'nda kimliği belirsiz bir kişinin dizüstü bilgisayarında patlayıcı madde parçaları bulunduğu haberi üzerine, havaalanında yoğun güvenlik önlemleri alındı. Polis, bilgisayarın sahibinin kim olduğunu bulmaya çalışıyor. Bu nedenle havaalanının tüm güvenlik kameraları gözden geçiriliyor. Münih güvenlik şirketinden Ludwig Schneider, şu bilgiyi verdi:

"Kamera kayıtları var. Bu nedenle sadece söz konusu kişinin bir erkek yolcu olduğunu ve tahminen iş seyahatine çıkan bir kişi olduğunu söyleyebilirim.“

Şüpheli yolcu, bilgisayarını güvenlik kontrolü için verdiğinde, patlayıcı madde alarmı çalmaya başladı. Schneider, yolcunun beklemek yerine kaçmayı tercih ettiğini belirtiyor:

"İzin almaksızın bilgisayarını aldı ve uzaklaştı. Görevliler onu takip ettiler ancak yakalamayı başaramadılar."

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Prössl, , Martin Breitkopf / Çeviren: Başak Sezen

Editör: Hülya Köylü