AB Anayasası'nda azınlık hakları

Alman hükümetinin ulusal azınlık işlerinden sorumlu görevlisi Jochen Welt, azınlık haklarının AB Anayasası'na konulacak olması dolayısıyla bugün basına yaptığı açıklamada, eğer azınlık hakları yeteri kadar korunmuyorsa, o zaman toplumda ayrımcılık ve anlaşmazlıkların başgöstereceğini vurguluyor. Almanya’da Danimarkalı azınlık, Frizyalı’lar, Slav kökenli Sorplar, ayrıca Alman çingeneleri Sinti ve Roma’lar resmen tanınmış ulusal azınlıklar olarak biliniyorlar.

Bu arada Alman hükümetinin ulusal azınlıklar görevlisi Jochen Welt ilginç bir noktaya değinerek, bu dört grubun Almanya’da yüzyıllardan beri yaşamakta olduğunu, güncel göçlerle Almanya’ya gelmiş olan örneğin Türkler, İtalyanlar gibi halk gruplarının ise ulusal azınlıklardan sayılmayacağını vurguluyor.

Aynı zamanda Sosyal Demokrat Parti üyesi de olan Jochen Welt, AB ortak hukukunda azınlıklara ilişkin düzenlemelerin eksik olduğuna, bu eksikliğin mutlaka giderilmesine değiniyor. Azınlık haklarının birlik sınırları içerisinde anayasal bir hak olarak garanti edilmesi gerektiğine işaret eden Welt, azınlık haklarının, ülkelere göre farklılık göstermemesi gereken, tüm dünyada geçerli, genel insan haklarından sayıldığını vurguluyor.

Almanya'da 200 bin azınlık yaşıyor

1998 yılından beri doğu Avrupa‘dan Almanya’ya göçlerle ilgili hükümet görevlisi olarak çalışan Welt, 2002 yılında ulusal azınlıklar görevini de üstlendi. Welt, Almanya’da yaşayan dört ulusal azınlık grubunun 200 bin kişiden oluştuğunu, bunların ana dillerinin de Avrupa Konseyi’nin yöresel ve azınlık dilleri bildirgesi temelinde korunduğunu söylüyor. Bu bildirge Almanya yasalarında 1999 yılından beri yürürlükte.

Azınlıklar topluma entegre oldu

Azınlık haklarına saygı gösterilmemesinin Avrupa’da felaket doğurabileceğine işaret eden Jochen Welt, Almanya’daki ulusal azınlıkların topluma mükemmel bir biçimde entegre olduğunu, ancak özgün kimliklerini ne zamana kadar koruyabilecekleri konusunda endişe taşıdıklarını belirtiyor. Bu kaygılar nedeniyle de azınlıkların yaşadığı bölgelerin ekonomik açıdan desteklenmesini ve ulusal azınlıklara bağlı genç kuşakların kökenlerine ilişkin ilgilerinin hep canlı tutulması için çaba sarfedilmesini talep ediyor.