1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Aşırı sağdan Türkiye karşıtı imza kampanyası

Rafael Heiling16 Ekim 2004

Almanya'da Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı başlatmayı planladığı imza kampanyasından vazgeçmesinin ardından, aşırı sağcı Nasyonel Demokratik Partisi (NPD) ile Alman Halk Birliği (DVU), Türkiye karşıtı imza kampanyası başlatacaklarını duyurdular.

https://p.dw.com/p/Ab6G
Aşırı sağcıların pankart ve dövizlerinde de Türkiye karşıtı sloganlar dikkat çekiyor
Aşırı sağcıların pankart ve dövizlerinde de Türkiye karşıtı sloganlar dikkat çekiyorFotoğraf: AP

İki partiden yapılan açıklamada, Türkiye'den Almanya'ya yönelik büyük bir göçten endişe edildiği ve 2002 yılında 65,3 milyon olan nüfusun 2050 yılında 95 milyon olmasının beklendiği belirtildi. İstanbul'daki gecekondularda yaşayan insanların Almanya'ya gelmek için fırsat beklediği, bu nedenle Berlin'deki Dünya Nüfusu ve Global Gelişme Enstitüsü'nün de Türkiye'den göçe karşı uyarıda bulunduğu öne sürüldü. Türkiye'nin üyeliğinin, AB'nin genişlemeden sorumlu komisyon üyesi Günter Verheugen'in tahminlerine göre her yıl 17 ila 28 milyar euroya mal olacağına işaret edilen açıklamada, şimdiden yurtdışında yaşayan Türklerin büyük bölümünü barındıran Almanya'nın, bu durumda gelecekte ''tanınmaz hale geleceği'', NPD ve DVU'nun bunu önlemek istediği kaydedildi.

Seçimlerde işbirliği yapacaklar

Almanya’da aşırı sağcı Nasyonal Demokratik Parti ile Alman Halk Birliği, 2006 genel seçimleri için de işbirliği yapmayı planlıyor. İki parti ortak bir aday listesi çıkararak yüzde beşlik seçim barajını aşmayı hedefliyor. Bu gelişme sadece ülke içinde değil, Almanya’nın komşularında da endişe ile izleniyor. Siyaset uzmanları ise aşırı sağ birliğe 2006’daki seçimlerde büyük şans tanımıyor.

Almanya’da, geçtiğimiz haftalarda iki eyalette yapılan seçimlerinde, aşırı sağcı partilerin oy oranını arttırması, çevre ülkelerde endişe yarattı. İspanyol gazetesi El Pais bu gelişmeyi ” tehlikeli radikalleşme” başlığı ile okurlarına duyurmuş, İtalyan gazetesi Il Messagero da aşırı sağcıların Alman toplumunda görüşlerini açık açık açık ifade edebilir gale geldiklerini yazmıştı.

Sadece Avrupa basını değil, Alman politikacılar da Nasyonal Demokratik Parti ile Alman Halk Birliği’nin yükselişinden endişe duyduklarını belirttiler. Bavyara Eyaleti İçişleri Bakanı Hristiyan Sosyal Birlik Partili Günther Beckstein, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, sağcı bir halk cephesi oluşabileceği uyarısında bulundu.

Oylarını arttırabilirler

Kamuoyu araştırmaları enstitüsü Forsa, aşırı sağcı partilerin işbirliğine gitmeleri halinde yüzde 10 ila 15 oranında oy toplayabileceği varsayımında bulunuyor. Kurumun Yöneticisi Manfred Güllner, yaotığı açıklamada bu partilere oy veren kişilerin otomatikman aşırı sağcı sayılamayacağını belirtti. Partileri mercek altına alan araştırma kuruluşları aşırı sağda birliğe dikkat çekiyor, ancak Nasyonal Demokratik Parti ile Alman Halk Birliği’nin genel seçimlerde barajı aşarak Federal Meclis’e girebileceğine pek ihtimal vermiyor.

Siyaset bilimci Prof. Dr. Oskar Niedermeyer, bütün aşırı sağda birlik girişimlerinin daha önce de olduğunu ancak sonuç vermediğini hatırlatıyor. Niedermayer, Nasyonal Demokratik Parti ile Alman Halk Birliği'nin bu sefer gerçekten birlikte çalışmasının ise niteliksel açıdan bir yenilik olacağını ancak yine de bu iki partinin Federal Meclis’e girebileceğini zannetmediğini söylüyor.

Partilerin üç önemli eksiği var

Stuttgart Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan Oscar Gabriel, bu partilerin üç eksiğinin bulunduğunu vurguluyor. Gabriel, bunları, ”Ortak bir parti programı, lider kişilik ve kapsamlı bir organizasyonun bulunmaması” olarak sıralıyor.

Prof. Dr. Niedermayer’e göre bu iki partinin Almanya genelinde bir propaganda kampanyası yürütecek kadar mali kaynağı yok. Nasyonal Demokratik Parti ile Alman Halk Birliği’nin, medya desteğinden de yoksun olduğunu sözlerine ekliyor. Bunun yanında siyasi gözlemciler, aşırı sağın Almanya’nın doğu eyaletlerinde ciddi bir problem olduğunu kabul ediyor. Nasyonal Demokratik Parti’nin bu eyaletlerde militan aşırı sağcı gruplarla bağlarını güçlendirdiği biliniyor. Bu desteğin ise ülke genelinde otomatikman başarı getirmeyeceği belirtiliyor. Ancak partinin gitgide daha medyatik hale geldiği değerlendirmeleri yapılıyor.

İşbirliği sürecek mi?

Aşırı sağcılığa karşı projeler yürüten Amadeu Antonio Vakfı, tehlikenin daha çok lokal boyutta kaldığı görüşünde. Vakıf yetkilileri iki aşırı sağcı parti arasında sağlam bir işbirliği kurulacağından şüpheli. Yetkililer, Nasyonal Demokratik Parti ile Alman Halk Birliği’nin oluşturacağı olası ortak listedeki işimlerin mahkemeler tarafından tanınması durumunda tehdidin büyük olacağına dikkat çekiyor.

Bu konuda görüş bildiren uzmanlardan hiçbiri, aşırı sağcı partilerin günün birinde Federal Meclis’e girebileceği ihtimalini gözardı etmiyor. Ama, 2006’daki seçimlerin bunun için çok erken olduğunu kaydederek, iki partinin toplam oy oranının ise yüzde 1,2 düzeyinde kalacağı tahmininde bulunuyorlar.