Aşırı sağ yükselişe dikkat

"Saksonya ve Brandenburg’da yeni eyalet parlamentoları belirlenlendi. Sosyal Demokrat Parti, Brandenburg’da fazla oy kaybına uğramadı ve parlamentoda en güçlü parti konumunda kalmayı başardı. Bunda Başbakan Matthias Platzeck’in gücünün de payı olduğu kesin. Hristiyan Demokrat Parti’nin Brandenburg’daki oy kaybı ise yüzde 6. Hristiyan Demokratlar’ın bu oranla Demokratik Sosyalizm Partisi’nin arkasına gerilemesi, seçmenlerin Hristiyan Demokratlar’ın, hükümetin sosyal reformlarını desteklemesini hoş karşılamadığını gösteriyor.

Hükümetin istihdam piyasasında öngördüğü reformlar kuşkusuz bu seçimlerde başrolü oynadı. Reformlara karşı çıkan Demokratik Sosyalizm Partisi’nin seçimlerde oylarını artırması da bunun göstergesi. Brandenburg’da Sosyal Demokrat- Hristiyan Demokrat koalisyonun sürmesi bekleniyor. Ancak Sosyal Demokratlar, Demokratik Sosyalizm Partisi ile koalisyon da kurabilir.

Saksonya Eyaleti’ndeki seçimlerde ise Hristiyan Demokratlar çoğunluğu kaybederek yüzde 15’lere gerilediler. Bu oy kaybının arkasında Başbakan Georg Milbradt’ın rol oynadığı belirtiliyor. Çünkü Milbradt kendisinden önceki Başbakan Kurt Biedenkopf tadar popüler olamadı.

Hür Demokratlar’ın Saksonya’da oylarını artırması ise sürpriz oldu. Ancak bu oran, eyalette Hristiyan Demokratlar’la Hür Demokratlar’ın bir koalisyon kurmasına yetmiyor. Seçim sonuçları Hristiyan Demokrat - Sosyal Demokrat koalisyonu kurulabileceğini gösteriyor.

Sosyal Demokratlar Saksonya’da az oy kaybına uğradı. Ancak burada dikkat çeken bir başka nokta ise Demokratik Sosyalizm Partisi’nin az oy kazanması. Parti’nin hükümetin istihdam piyasasında reformları öngören Hartz IV paketine karşı yürüttüğü kampanya, Brandenburg’dakinin tersine Saksonya’da oylarında sıçrama yapmasına yardım etmedi.

Seçimlerde önemli olan bir başka gelişme ise aşırı sağ partilerin oylarını artırmasıydı. Alman Halk Birliği DVU Brandenburg’da parlamentoya girmeyi başardı. Saksonya’da ise Almanya Milli Demokratik Partisi NPD yüzde dokuz oranında oy aldı. Aşırı sağcıların bu oy oranına ulaşmasında hükümetin sosyal reformlarına karşı olmalarının etkisi var.

Zaten bu iki partinin ciddi politik programları olması da beklenemez. Ancak oylarını artırmış olmaları bile huzursuzluğa neden oluyor. Seçmenlerine kararlı bir sağcı tablo çizmiyorlar. Bunun yerine demokrasiye, reformları gerçekleştirme kapasitesine karşı güvensizliklerini ortaya koyuyorlar. Yabancı düşmanı parolalarla dolu, basit olduğunu iddia ettikleri çözüm önerileri demokratik partileri huzursuz etmeli. Panik yaşayıp histerilere kapılmaları gerekmiyor, ama dikkatli olmaları şart."