1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Açların sayısı artıyor

8 Aralık 2009

Açlıkla mücadele kapsamında yürütülen uluslararası çabalar sonuç vermedi. Aç insan sayısı hızla artarken BM yetkilisi De Schutter nerede hata yapıldığını anlattı.

https://p.dw.com/p/KwJT
Fotoğraf: DW

Dünya genelinde açlık çekenlerin sayısını yarı yarıya azaltmak amacıyla uluslararası alanda yürütülen mücadelede başarısız olunması gıda politikalarının sorgulanmasına yol açıyor. Deutsche Welle'den Ulrike Mast-Kirschning, BM İnsan Hakları Konseyi'nin özel raportörü Olivier De Schutter ile açlıkla mücadeledeki eksiklikler hakkında konuştu:

İki yıl önce aç kişi sayısı 700 milyonken, bu yıl aç insan sayısı 1 milyar 200 milyona ulaştı. Herkese yetecek düzeyde gıda mı üretilemiyor yoksa adil paylaşım mı söz konusu değil ?

Prof. Olivier De Schutter: "Bu konuda çok açık sözlü olunmalı. Çok miktarda yiyeceğimiz var. Sorun şu ki; 1 milyar insan mevcut olan bu gıda ürünlerini alamayacak kadar yoksul. Yani açlığın gerçek nedeni, sosyal adaletsizlik ve kalkınma süreçleriyle insanların marjinalize edilerek çok düşük bir gelir seviyesine sahip olmaları.

BM İnsan Hakları Konseyi'nin özel raportörü Olivier De Schutter
BM İnsan Hakları Konseyi'nin özel raportörü Olivier De SchutterFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Bazı uzmanlar tarıma yatırım yapılarak yoksul ülke ve söz konusu ülke halklarına yardım edilebileceğini savunurken, diğer uzmanlar bu tür yatırımların sorunun daha da büyümesine yol açtığını iddia ediyor. Sizin görüşünüz nedir?

Prof. Olivier De Schutter: "Ben yatırımların çok gerekli olduğu kanaatindeyim. Kırsal bölgelerde bu kadar çok yoksul insanın yaşamasının başlıca nedeni tarımı ihmal etmiş olmamız. Ancak yatırım, ihracat pazarlarına kolay erişebilen ve kamu politikalarıyla zaten geleneksel olarak ayrıcalığa sahip büyük üreticilere yapılırsa başarısız olunur. Bu yolla belki daha fazla gıda üretmekte başarılı olabiliriz, ancak eşitsizlik ve yoksullukla mücadelede başarısız oluruz. Dolayısıyla kırsal bölgelerdeki en yoksulların da fayda sağlayabileceği şekilde yatırım yapmalı ve asıl bu insanları yatırım yoluyla desteklemeliyiz.

Tarımsal üretimdeYeşil Devrim olarak adlandırılan teknolojik çözümleri açlıkla mücadelede etkin bir yol olarak görüyor musunuz?

Prof. Olivier De Schutter: "Yeşil devrim yeni bir konsept değil ve iki çok önemli sonuç ortaya çıkarmıştır. Birincisi mahsullerde çok ciddi artış sağlamıştır. Ancak aynı zamanda sosyal alanda ve çevreye çok ciddi olumsuz etkileri olmuştur. Adaletsizliği artırmış, toprağı tüketmiş ve suyu kirletmiştir. Teknolojilerin çok iyi yönetilmesi gerektiğinin bilincinde olmalıyız. Belki daha fazla gıda üretebiliriz ancak açlık çekenlerin artmasına da yol açabiliriz. Örneğin Güney Asya'da 1970 ila 1999 yılları arasında yaşanan yeşil devrim döneminde kişi başına gıda üretimi yüzde 9 oranında arttı. Ancak açlık çeken insan sayısı da yüzde 9 oranında arttı. Yani tarım alanında teknolojiler, yoksulların ihtiyaçlarıyla uyumlaştırılmadıkları sürece çözüm değil.

Büyük toprak sahiplerinin, açlığın artması üzerinde bir etkisi var mı? Ve bu bağlamda kadınların oynadığı rol tam olarak nedir?

Prof. Olivier De Schutter: "Gayet tabii ki açlığın en yaygın olduğu ülkelerde toprakların büyük bir kısmı çok küçük elit bir grubun elinde bulunuyor. Kadınlar da genelde hem toprak edinme hem de kredi almakta ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyor. Sahra Çölü'nün güneyindeki Afrika ülkelerinde tarlalarda çalışanların yüzde 70'ini kadınlar oluşturuyor. Ancak genelde o topraklara sahip değiller. Ve bence özellikle kadınların toprak edinebilmesi ve kredi alabilmesi kırsal alanda açlıkla mücadelede hayati önem taşıyor.


© Deutsche Welle Türkçe

Ulrike Mast-Kirschning / Çeviren: Değer Akal

Editör: Hülya Köylü