1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Internationale Konferenz in Peking sucht Anworten auf Atomfragen

21 Nisan 2009

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), çoğu kalkınmakta olan 60 ülkenin, nükleer güç olmak için resmen başvurduğunu açıkladı. Nükleerin geleceği, Pekin’deki konferansta masaya yatırılıyor.

https://p.dw.com/p/HbJT
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa / DW-Montage

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El Baradey, dünya çapında nükleer enerjiye ilginin yeniden artmaya başladığını, çoğunluğunu kalkınmakta olanların oluşturduğu 60’dan fazla ülkenin nükleer program geliştirmek istediğini ajansa resmen bildirdiğine dikkat çekiyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El Baradey
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El BaradeyFotoğraf: picture-alliance / dpa


Bu 60 ülkeden 12’sinin aktif olarak nükleer enerji kullanmaya başlamak istediği de belirtiliyor. Dünya çapında nükleer enerjiye ilginin yeniden artmasının, ham petrol rezervleri hakkındaki kuşkular, gaz ve petrol fiyatlarındaki yoğun dalgalanmalar, iklim değişikliğiyle ilgili endişeler ve artan enerji ihtiyacı ile ilgili olduğu belirtiliyor.


Modern nükleer teknoloji


Iran Atomprogramm, Diplomaten besuchen Anlage, BdT
Fotoğraf: AP

Dünyanın enerjiye adeta aç olduğu biliniyor, ancak iklim değişikliğinin dünyayı tehdit ettiği de ortada. Pekin’de dün başlayan uluslararası konferansa katılan ülke temsilcileri, modern nükleer santraller inşa ederek, bu sorunların hafifletilebileceğini belirtiyorlar.


Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El Baradey de köhnemiş nükleer tesislerin ve denetimlerin istenilen boyutta olmamasının risk yarattığını belirterek, uyarıda bulundu. El Baradey, bugün nükleer santrallerin 10 yıl öncesine kıyasla çok daha iyi olduğunu, ancak güvenlik konusunda yine de zayıf noktaların bulunduğunu vurguladı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı, bazı ülkelerde köhnemiş santraller olduğunu ve bunların yeterli maddi kaynağa sahip olunmaması yüzünden kötü işletildiğini vurguladı.


Gözler Kuzey Kore'de


Kim Jong Il bei einem Besuch in einer Lebensmittelfabrik
Fotoğraf: AP

Çin'in başkentindeki konferansta gözler elbette Kuzey Kore’nin nükleer programını yeniden başlatmak istediği yönündeki açıklamaya çevrili. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı bu konuda şunları söylemekle yetindi:


“Görünen o ki, bu konuda epeyce hata yapmışız. Nitekim bu son gelişme, yeniden başa döndüğümüz anlamını taşımaktadır.”

El Baradey, Kuzey Kore'nin birkaç ay içerisinde nükleer tesislerini yeniden devreye sokabilecek imkânlara sahip olduğuna da dikkat çekti. Bu yüzden de Pyöngyang’taki komünist rejim nükleer silahlarını geliştirmeye başlamadan, görüşmelerden bir an önce sonuç alınması gerektiğini söyledi.


İran’a diyalog çağrısı


Nükleer programı uluslararası topluluk tarafından endişe ile izlenen diğer bir ülke olan İran’a da çağrıda bulunan El Baradey, ABD’nin kısa bir süre önce yaptığı diyalog teklifini kabul edilmesini istedi:


“ABD’nin bu konudaki politikalarındaki değişimden, yani gerilimden uzaklaşma ve karşılıklı saygı içinde diyalog başlatma eğiliminden büyük mutluluk duyuyorum.”


Çevre konusunda kaygılar


Bildgalerie Atomkraft in Deutschland Atom Abtransport Reaktor von Atomkraftwerk Rheinsberg
Fotoğraf: AP

Pekin’deki görüşmelerin odak noktasında nükleer enerjinin sivil amaçlı kullanımı konusu bulunuyor. İsveç, nükleer enerjiye dönme kararı alan Avrupa ülkelerinden biri. Almanya’nın nükleer enerjiden ayrılma kararı ise şu sıralarda yeniden tartışmaya açılmış durumda.


Çevre örgütleri, nükleer santrallere yeniden başlayan ilgiyi, atom endüstrisinin iklim krizini kullanarak ‘son ayakta kalma çabası’ olarak nitelendiriyorlar.


Greenpeace örgütünden Aslıhan Tümer, dünya üzerindeki nükleer santral kapasiteleri dört kat artırılsa bile bunun sera etkisi yapan zehirli gaz emisyonlarını sadece yüzde altı dolayında azaltabileceğini belirtiyor.


Ancak kapasitelerin artırılmasının 10 milyar dolara mal olacağına dikkat çeken Greenpeace görevlisi, bunun hem yetersiz, hem pahalı, hem de çok geç atılmış bir adım olacağını söylüyor. Ayrıca, radyoaktif ışınlara maruz akalan atıkların nihai depolanması konusunun da tartışmalı olduğuna işaret ediliyor.

ÇA/AG/AŞ, Ajanslar, DW