1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

31.12.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Tuba Tuncak31 Aralık 2004
https://p.dw.com/p/Abs8

Alman ve diğer Avrupa gazetelerinde bugün yer alan yorumlarda Güney Asya’da meydana gelen afet ağırlıkta. Gazetelerde, batılı ülkelerin tutumu ve sorumluluğu sorgulanıyor. “Thüringer Allgemeine” adlı Alman gazetesinin yorumu şöyle:

“Kulağa belki biraz sert gelecek ama, Batı’nın Güney Asya’ya yardım etme istekliliğinin bu denli büyük olması, öncelikle bölgede kaybolan yabancı turistlerle ilgili. Yardımların, bundan bir ay sonra konu dünya gündeminin odak noktası olmaktan çıktığında sürüp sürmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.”

Paris’te yayımlanan “Le Monde” da yorumunda yapılan yardımlarla ilgili taahhütleri konu ediyor:

“Yaşanan felakete duyulan ilgili depremden zarar gören bazı yerlerin, zengin Batılı turistlerin uğrak yeri olmasına bağlı. Yardım çabası, elbette bir iyi niyet göstergesi. Ama bu çaba verilen sözlerin tutulup tutulmayacağı sorusunu da beraberinde getiriyor. Yardım örgütlerinin, verdikleri sözleri yerine getireceğinden şüphe yok. Ama hükümetlerle uluslararası örgütlerin de aynı şekilde davranacağı şüpheli. Geçtiğimiz yıl İran depreminde 1 milyar dolarlık yardım vaadinde bulunulmuştu. Yapılan yardımlar ise sadece 17 milyon dolarda kaldı.”

Alman gazetesi Rheinische Post da yorumunda Batı’nın sorumluluğuna dikkat çekiyor:

“Tsunami felaketinde teknelerini kaybetmiş olan balıkçılar ya da aileleri ile evlerini kaybetmiş olan günlük yövmiye ile çalışan işçiler biliyorlar ki yolsulluk ve az gelişmişlik karşı karşıya kalınan trajediyi daha da korkunç hale getiriyor. Batı’nın yeterli maddi imkanı var, ilacı var, ama acaba yolsulluğu yok etme niyeti var mı? Bu sorunun yanıtını, kapımızdaki 2005 yılı verecek.”

İtalyan “La Republica” gazetesinin felaketle ilgili yorumu ise şöyle:

“Avrupalı turister bölgeyi yıllardır sadece bir tatil cenneti olarak gördü. Bölge halkının ne denli zor koşullar altında yaşadığını ise görmezden geldi. Vicdanların rahatlaması bölgeye yapılacak yardım miktarına bağlı.”

İngiliz “The Times” gazetesi de bireysel yardımların önemi dikkat çektiği yorumunda “Yapılacak en iyi şey, içimizdeki acıma duygusunu bağışa çevirmektir” diyor. Alman gazetesi “Neue Osnabrücker Zeitung” ise ABD Başkanı George Bush’un tutumu eleştiriliyor:

“Başkan Bush, yine utanılası bir davranışta bulundu ve tatilini bölme gereği bile duymadan, açıklama yapmak için 3 gün bekledi. Sonunda yaptığı yardım vaadi ise 35 milyon dolarda kaldı. Bu, Amerikalılar’ın Irak’ta dört saat içinde harcadıkları miktara eş.”

Alman “Nürnberger Nachrichten” gazetesinin yorumu da şöyle:

“Şu anda doğal olarak Asyalı sel kurbanlarına yönelik acil yardımlara ilgi büyük. Ancak bir süre sonra, başta süper güç ABD olmak üzere sorumlular, küresel bir köy haline gelen dünyamızı, sadece kontrol edilemez faciaların tehdit etmediği konusunu düşünmeye başlamalı. Doğal afetelrin yanı sıra, iklim değişikliğinden sosyal sorunlara kadar önlenebilir pek çok tehdit mevcut.”

Alman gazetesi “Die Welt”in yorumunda “Doğal afetin ardından, yaşanan felaketi bazı ihmal ve yanlış kararlara bağlayanların sesleri yükseldi. Ancak birkaç teknik önlem ve iyi organizasyon ile devasa doğal afetlerin önüne geçilebileceğini düşünmek hayalperestlik olur“ deniliyor. Die Welt gazetesinin bugünkü baskısında Türkiye ile ilgili bir haber de yer alıyor. Habere göre, Alman Hristiyan Sosyal Birlik Partisi, Nicolas Sarkozy liderliğindeki Fransız muhafazakarlarla Ocak ayındaki toplantısında “Türkiye’nin tam üyeliğine karşı strateji” geliştirecek.

Bonn’da yayımlanan “General Anzeiger”in yorumunda da Irak’taki durum konu ediliyor:

“Irak’ta 30 Ocak’ta yapılacak seçimler, mükemmel olmasa da demokratikleşmenin yolunu açacaktır. ABD liderliğindeki işgal güçleri, seçimlere kadar ülkede istikararı sağlayama hedefine ulaşacak gibi görünmüyor. Diğer yandan ‘seçilecek hükümetin meşruiyeti, çatışmaların sürdüğü Sünni bölgelerinde halkın büyük çoğunluğu sandık başına gitmezse ne olacak?’ sorusu hala gündemde. Seçimlerin ertelenmesi, belki daha çok Iraklı’nın seçimlere katılımını sağlayabilir. Ama bu, teröre başvuran radikal grupların güçlenmesine de neden olacaktır.“