1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 3008 Presseschau 2

30 Ağustos 2011

Bugünkü Avrupa basınının ağırlıklı konusunu Libya'daki gelişmeler ve ülkenin geleceğiyle ilgili tartışmalar oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/12Pon

Polonya'dan sol liberal Gazeta Wyborcza, Libya'daki istikrarın Batılı ülkelere bağlı olduğu yorumunda bulunuyor: 

"Libya’daki zafere nereden başlamalıyız? Bu zaferden bir devlet düzeni, bir hukuk devleti ve demokrasi nasıl oluşabilir? Peki, ciddiyetimizi koruyup demokrasi hakkında konuşmayalım. Burada söz konusu olan zaten demokrasi değil, her şeyden önce petrolün göreceli de olsa normal bir biçimde üretilmeye devam edilmesi ve ihraç edilemesi için de bir hukuk düzeninin kurulması. Batı’nın ülkede, az ya da çok, varlığı olmaksızın bunların başarılması mümkün değil. Libya’nın beraberliği ve istikrarı, insan haklarına riayet edilmesi, ilk aşamada kısa değil uzun vadede Batı’ya bağlı olacak.“

Fransız Le Telegramme’ın Libya yorumu ise şöyle:

"Gelecek bizlere, Libya’da demokrasiye geçiş sürecinin neler getireceğini gösterecek. Farklı birçok aşireti içinde barındıran bir ülkede, İslamcıların radikalleşme riskinin bulunmadığı söylenemez. Bu bağlamda şu soruyu sormak yerinde olur: Tek Arap ortakları Katar ya da Birleşik Arap Emirlikleri olan Batılı ittifak, Trablus'ta yönetimi devralan Libya Ulusal Geçiş Konseyi’ndeki isyancılar arasında, sapla samanı birbirinden ayırmayı başarabilecek mi?

İtalya’dan La Repubblica, Libya ile ilgili yorumunda, Kaddafi ailesinin geleceğini mercek altına alıyor:

"Kaddafi klanını, çıkış yolu Cezayir'e götürdü. Bu ülke Venezüela gibi çok uzak değil, Zimbabve gibi de uyumun zor sağlanacağı bir ülke değil. En iyisi Müslüman bir ülkenin çöllerine kaçmak. Bunun nedeni belki de günün birinde Libya’ya dönüş hayalinin olmasıdır. Yani bambaşka farklı bir kültürün ortasında olmaktansa, uzak bir kentte zengin ve rahat bir sürgün hayatının sürülmesi tercih ediliyor. Abdülaziz Buteflika devlet başkanlığındaki Cezayir, Ulusal Geçiş Konseyi’ndeki isyancıların öfkesine maruz kalmayı göze aldı. Bütün bu olup bitenleri Selefiler ve El Kaide tarafından tehdit edilen eski Trablus rejimi gibi Cezayir de hissediyor. Cezayir de aynı gerginlik ve tehlikelerle karşı karşıya. Uzlaşmanın temeli de işte böyle oluşuyor.“

Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum, Fransız Le Monde gazetesinden. Gazete Libya ile Irak’ı birbiriyle kıyaslıyor:

„Devrik ama henüz bulunamayan despotla ilgili sır göz önünde bulundurulmazsa, diktatörlükten siyasi bir sisteme geçiş senaryosu –tabii umulsun ki bu demokratik bir sistem olsun – Libya’da Irak’takinden çok farklı işliyor. Üstelik bu duruma sevinmeliyiz. Ümit edelim; Ulusal Geçiş Konseyi’ndekiler, Kaddafi’nin saklandığı yeri bulmak için, Irak’ta 13 Aralık 2003 tarihinde Amerikalı askerlerce yakalanan eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’de olduğu gibi dokuz aya ihtiyaç duymasın.“

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Hülya Köylü

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik