30.06.2006 - Alman basınından özetler...

İsrail’in Filistinli siyasetçileri gözaltına alması, Ortadoğu’da tansiyonun daha da yükselmesine neden oldu. Konu, Alman basınının haber, analiz ve yorum sayfalarında da yoğun şekilde işleniyor.

Süddeutsche Zeitung gazetesinin değerlendirmesi şöyle:

„İsrail-Filistin gerginliğini artıran, meselenin nihai çözümünü zorlaştıran pek çok faktör var. Hamas’ın yapısı bunlardan biri. Hamas’ın lider kadrosu, iktidar tecrübesinden yoksun; hükümet kurmuş siyasetçi gibi değil, aşiret reisleri gibi davranıyorlar. Mülteci kampından daha dün çıkmış izlenimi veren Hamas liderleri, uluslararası siyaset manzarasına hiç uymuyor. Beri tarafta İsrail, Ariel Şaron gibi güçlü bir kişiliğin hala boşluğunu dolduramadı. Şaron’un yerine talip olanlar, siyasi eksikliklerini, askeri alanda attıkları adımlarla doldurmaya çabalıyorlar. Filistinlilerin büyük kısmının genel seçimlerde Hamas’a oy verdiği doğrudur. Ancak Hamas’ı seçmelerinin nedeni, El Fetih yönetiminin yolsuzluklarına duyulan tepkidir. Yoksa Filistin halkı, elbette İsrail ile barıştan yanadır.“

Handelsblatt gazetesi, Hamas’a yönelik operasyonun perde arkasını değerlendiriyor:

„İsrail’in Filistinli siyasetçilere yönelik gözaltı operasyonu, uzun vadeli bir planın ipuçlarını veriyor. İlk aşama, seçimlerden zaferle çıkan Hamas’ın uluslararası alanda izole edilmesiydi. Birinci adım, Batılı ülkelerin de yardımıyla tamamlandı. İkinci ve planın hayati önemdeki aşamasıysa, Hamas’ın örgütsel yapısının imha edilmesiydi. Yöneticisi tasfiye edilen, lidersiz bırakılan bir örgüt biter. İsrail şimdi bu aşamada. Hamas’ın lider kadroları ister Gazze Şeridi ya da Batı Şeria hatta isterlerse Şam’da olsunlar, İsrail operasyonuna hedef olmaktan kurtulamayacaklar. İsrail savaş uçaklarının Suriye hava sahasında gövde gösterisi yapması, Ehud Olmert’in selefi Ariel Şaron’un izinde olduğunu gösteriyor.“

Düsseldorf’ta çıkan Westdeutsche Zeitung’un yorumu ise özetle şöyle:

„İsrail, gözaltına aldığı Filistinli siyasetçileri mahkeme önüne çıkaracağını açıkladı. Aslında bu adım, eşi benzeri görülmemiş askeri operasyona bir nevi hukuk devleti kılıfı sağlama çabasıdır. Gazze Şeridi’nin zaten cılız ve yetersiz durumdaki altyapısı, İsrail tarafından imha edildi. Böylece bir yandan askeri güç gösterisi yapılıyor, diğer taraftan siyasi alanda meydan okunuyor. Kuşkusuz son gelişmeler, İsrail-Filistin meselesinde her iki tarafın da onaylayacağı bir çözümün olmadığını bir kez daha ortaya koyuyor. Ancak bu gerçeği görebilmek bile, çözüm yönünde önemli bir adım. Elbette her iki taraf da böyle gelmiş böyle gider anlayışıyla hareket etmeye devam edebilir. Ama sormak lazım: Nereye kadar?“