29.04.2009 - Avrupa basınından seçmeler

Londra’da yayımlanan The Independent gazetesi, Barack Obama’nın Amerika’yı değiştirdiğini dile getirdiği yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Obama’nın yeni dış politika açılımı, Avrupa’daki gönülleri fethetme turu, ilk büyük yurt dışı seyahatine Türkiye’yi dâhil etmesi ve İran ve Küba gibi ülkelere dostluk elini uzatması, Amerika’yla ilgili husumet ve korkunun yerini ilgi ve dikkatin almasına yaradı. ABD Başkanı Barack Obama’nın uluslararası atmosferi etkilediğini söylemek mübalağa olmaz. Şimdi Obama politikalarını bu temel üzerine inşa edebilir.”

İspanyol El Mundo gazetesi de Barack Obama’nın doğru yolda ilerlediği görüşünde:

“Barack Obama görevdeki ilk yüz gününden rota değişikliğinde yararlandı. Radikalleşmeden ama kararlı bir şekilde selefinden tam aksi yönde ilerliyor. Bilançosunun en önemli unsurları sonuçlar değil. Sonuçlar kendini ilerde gösterecek. Obama ABD’ye ve dünya kamuoyuna, kendini yüzeysel iyimserliğe kaptırmadan güven vermeyi başardı. Barack Obama birbiriyle bağlantılı kararlar alabileceğini kanıtladı. Körü körüne herhangi bir partinin çizgisini izlemeksizin prensiplerine sadık kalmayı başardı. Üstelik her şeyin sanıldığı kadar zor olmadığını göstermeyi de becerdi. Hiç de fena bir kaptan olmayacağa benziyor.”

Avusturya’nın muhafazakâr gazetelerinden Die Presse ise Barack Obama coşkusuna mesafeli bakıyor:

“Gerçekte Obama ile hiçbir şey değişmeyecek. Sermayeyle kâr arasındaki orantı, üreticiyle ürün arasındaki bağlantı, endüstrinin ekolojiye ilgisi ve devletin bireyle ilişkileri değişmeyecek. Obama, ürkütücü bir şovun mükemmel baş aktörünü andırıyor. Korkutucu olması gerçek sanılmasından kaynaklanıyor. Malum, Amerika dünyanın kendine tuhaf gelen özel statülü tek süper gücü.Obama’nın her vaadi, yerine getirilmiş bir söze benziyor. Bu müsamaha körlükten, hepsine temel oluşturan ütopik düşünce de saflıktan kaynaklanıyor.”

Viyana’da yayımlanan liberal Der Standard gazetesinin domuz gribi salgınını konu alan yorumuyla basın özetlerine son veriyoruz:

“Elimizden ekmeğimizi alan ekonomik kriz yetmiyormuş gibi karşımıza şimdi bir de ölümcül bir virüs çıktı. Üstüne üstlük domuzdan geçen bu virüs insandan insana da bulaşıyor. Belki de bu salgın bütün dünyaya yayılacak ve hepimiz ölüm tehlikesiyle yaşayacağız. Bu tür çığırından çıkma senaryoları günümüzün bilgi düzeyi açısından gerçekçi sayılamaz. Uzmanlar şimdiye kadar, Kanada ve İspanya’daki hastalar arasında ölüm vakalarına rastlanmamasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorlar. Bundan, Meksika’daki ölümlerin ülkedeki sosyal sefaletle de ilgili olabileceği sonucu çıkıyor.”

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa