1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

28 Haziran 2012

Avrupa basınının bugünkü ağırlıklı konuları, Euro Bölgesi'ndeki borç krizi ve bu krizin masaya yatırıldığı AB liderler zirvesi.

https://p.dw.com/p/15NAq
Fotoğraf: Fotolia

Fransa’nın başkenti Paris’te çıkan Le Monde bugün başlayacak olan liderler zirvesine ilişkin şu yorumu yapıyor:

"Bu zirveyi Euro'nun kurtuluşu için son fırsat olarak nitelendirip kendimizi gülünç duruma düşürmeyeceğiz. Neredeyse üç yıldır Avrupalılar zirve üzerine zirve yapıyor, bu zirveler hiç belirleyici olmadı. Üzerinde uzlaşılan çözümler de aynı şekilde. Bugüne kadarki kriz yönetimi, sanki ziraî ürünlerin taban fiyatları belirleniyormuş gibi, sürekli pazarlıkla geçti. Fakat şimdi çözümün bir nevi başlangıcı olabilecek genel bir plan geliyor masaya. Bu plan, Euro Bölgesi için bir bankalar ve bütçeler birliğinin çerçevesini çiziyor. Gidişatın yönü doğru.”

İspanya’da yayımlanan Expansión adlı ekonomi gazetesi, mali kriz ile mücadele eden Avrupa Birliği’nin durumunu mercek altına alıyor:

"Avrupa iki cephede mücadele ediyor. İlk muharebe Birlik’in kendi içinde. Bir yanda prensiplerinden ödün vermeyen Almanya, diğer yanda ise daha fazla dayanışma gösterilmesini talep eden Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkeler bulunuyor. İkinci muharebe de finans piyasalarına karşı, zira piyasalar siyasi liderlerin yeteneksizliği yüzünden Avrupa projesine güveni kaybettiriyor. Brüksel’deki zirve de pek iyimserlik yaymıyor. Görünüşe göre liderlerin buluşmasında, kapsamı yetersiz bir kalkınma planı kararlaştırılacak. Euro Bölgesi’nin geleceği ile ilgili diğer tüm konular ileriye atılacak. Bu, yatırımcının, lideri olmayan ve batma tehlikesi ile karşı karşıya kalan bir projeye tekrar güven duymalarını sağlamak için çok yetersiz.”

Hollanda'dan de Volkskrant ise Euro kurtarma şemsiyesi olarak da adlandırılan Avrupa Malî İstikrar Mekanizması’nın daha da genişletilmesini talep ediyor:

"Para birliğinin işleyebilmesi için yetkilerin bir merkezde yoğunlaşması gerekiyor. Ancak Avrupalı halklar, egemenliklerini yitireceklerinden korkuyor. Ancak bu ikilemi çözmek bugüne kadar pek mümkün görünmüyor. Bu yüzden de kıtanın güneyindeki sorunlu ülkelere mali kaynak transferi pek akıcı değil ve sadece reformların ve tasarruf önlemlerinin denetlenebilmesi karşılığında gerçekleşiyor. Dalgalanmalar ancak sorunlu ülkelere daha fazla mali kaynak sağlandığı takdirde yatışabilir. Fakat Euro tahvillerinin siyasi nedenlerle hayata geçirilememesi ve Avrupa Merkez Bankası’nın da sınırsız para sunamaması yüzünden, ortalığı yatıştırmak için başvurulabilecek tek çözüm olarak kurtarma şemsiyesi kalıyor. Hükümet başkanlarının bu fonu büyütmeleri ve yetkilerini genişletmeleri gerekiyor. Ama seçmenlere böyle ufak bir adımı bile satmak zor.”

İsviçre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung ise Euro krizine ilişkin Almanya’da süren tartışmalara değiniyor yorum sütununda:

"Daha derinden bütünleşmiş bir Avrupa’nın, anayasada değişikliklere gidilmeden mümkün olmayacağı Almanya’da artık herkesin bildiği bir gerçek. Ama tartışmaların asıl odağında, bu değişiklikler için halk oylamasına gidilip gidilmemesi sorusu var. Vatandaşlar görüşlerinin dinlenmesini istiyor, bu talebe kulak verilirse iyi olur. Zira ülkede yavaş yavaş, tehlikeli olabilecek ve gayet savunmaya yönelik bir atmosfer hâkim olmaya başlıyor. Merkel’in kemer sıkmayı ve Avrupa kaynaklı disiplini öne çıkaran çizgisi, çoğunluk tarafından destekleniyor. Ancak aynı zamanda, bir o kadar büyük bir çoğunluk da egemenlik haklarının Brüksel’e kaydırılmasına karşı. Önde gelen siyasetçilerde de buna bağlı olarak bir tedirginlik hâkim. Almanya’nın egemenlik haklarından feragat etmesi, öyle kolay kolay hayata geçirilebilecek bir konu olmayacak.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Aydın Üstünel

Editör: Hülya Köylü