1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

27.09.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Semra Maden-Balamir27 Eylül 2004

Haftasonu ve bugünkü Avrupa ve Alman basınında Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği, Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti‘nde yapılan yerel seçimler, Suriye’nin başkenti Şam’da ölüdürülen Hamas lideri, İran’ın nükleer programı ve pertrol fiyatlarının artışı ile ilgili haber ve yorumlar yer alıyor.

https://p.dw.com/p/AbtF

Haftasonu ve bugünkü Avrupa ve Alman basınında Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği, Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti‘nde yapılan yerel seçimler, Suriye’nin başkenti Şam’da ölüdürülen Hamas lideri, İran’ın nükleer programı ve pertrol fiyatlarının artışı ile ilgili haber ve yorumlar yer alıyor. Alman gazetelesi Süddeutsche Zeitung gazetesinde de Alman şirketlerinden Infenion’un Çin piyasasına açılmasıyla ilgili söyleşi dikkat çekiyor.

Türkiye'nin AB nezdindeki Büyükelçisi Oğuz Demiralp, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yük olmayacağını, aksine birliğin ekonomisi açısından bir kazanç teşkil edeceğini söyledi. Berliner Zeitung gazetesine konuşan Büyükelçi Demiralp, Türkiye’nin birliğe tam üyeliğinin ardından kitlesel göç yaşanacağına dair korkuların da yersiz olduğunu kaydetti.

Alman muhalefet partilerinden Hristiyan Demokrat Birlik’in Dış Politika sözcüsü Volker Rühe ise partisinin Türkiye’ye yönelik tutumunu eleştirdi. Financial Times Deutschland Gazetesi’nin sorularını cevaplayan Rühe, parti yönetimini Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye’ye ilişkin ortaya koyacağı raporu kabullenmeye çağırdı.

Almanya’nın Münih kentinde yayımlanan önemli gazetelerden Süddeutsche’de Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili, Genişlemeden Sorumlu Komiser Verheugen’in makamını suistimal ettiğine ilişkin bir haber dikkati çekiyor. Yazıda, Alman Hristiyan Demokrat Birlik partisinin genel sekreter yardımcısı Wolfgang Schäuble’nin, Verheugen’in davranışını eleştirdiği ve konumu itibariyle dokunulmazlığını kötüye kullandığı ifadeleri yer alıyor. Ayrıca, Schäuble‘nin, Türkiye’nin AB üyeliği müzakerelerinin başlatılması durumunda, bunu “ağır sonuçlar doğuracak hata” olarak nitelendirdiği yazılıyor.

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti‘nde dün yapılan yerel seçimler, Alman ve Avrupa basınında öne çıkan konular arasında geliyor. Dün gerçekleşen yerel seçimlerde Hristiyan Demokrat Birlik Partisi birinci parti olma statüsünü korudu. Başbakan Gerhard Schröder’in partisi Sosyal Demokratlar‘ın kalesi sayılan eyalette, parti, tarihinin en düşük oy oranını aldı. Bonn kentinde yayımlanan General Anzeiger, "Büyük kayba rağmen, Hristiyan Demokrat Birlik birinci olmayı başardı. Kuzey Ren Vestfalya Eyalet seçimlerine daha sekiz ay var. Heyecan devam ediyor" ifadeleriyle yorumluyor seçimleri.

Köln’de yayımlanan Express gazetesinin yorumu kısaca şöyle: "Sosyal Demokrat’ların düşüşü çok da fazla değil. Seçimlerin galibi Hristiyan Demokrat Parti olsa da, oylarında büyük artış kaydedemedi. Katılım oranı yine rezalet derecesinde düşük, aşırı sağcılar ise herhangi bir başarı elde edemedi – Kuzey Ren Vestfalya’nın yerel seçiminin bilançosu bundan ibaret...”

İngiliz gazetesi Financial Times’te "Başbakan Gerhard Schröder’in partisi Sosyal Demokratlar düşüşünü durdurmayı başarmış görünüyor...” ifadesini kullanıyor. İtalyan gazetesi La Repubblica "Gittikçe güçsüzleşen Alman Hükümeti”nin gidişatının belirsizliğinden ve "aşırı sağcı kabusu”nun ise devam etmekte olduğundan bahsediyor.

Almanya’nın en önemli gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Şam’da öldürülen Hamas liderinin öldürülmesi olayını yorumluyor:

"Bu, İsrail’in ilk kez bir Arap komşu ülkesinde bir militan Filistin liderini ödürüşü değil. Özel komando birlikleri, benzerlerini yıllar önce Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Lübnan savaşını kaybetmesi sonucu sığındıkları Beyrut ve Tunus’ta da gerçekleştirmişti. Hatta bir keresinde Yaser Arafat’ın çok yakın bir dostunu öldürülmüştü. Ancak Şam’da Hamas lideri İzzettin Suphi Şeyh Halil’in öldürülmesi, şiddetin artacağı anlamına geliyor. Zira şimdiye kadar İsrail’le ilgili konularda çekimser durmayı yeğleyen ve ancak Hizbullah aracılığıyla faaliyet gösterdiği bilinen Suriye, şu an hedef ülke halinde. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ise şimdi yanıt vermek zorunda... Oysa Suriye, Irak’taki terörle mücadelede, Amerika’yla sınırlı da olsa işbirliği yapmaya ve Lübnan’dan askerlerinin bir kısmını çekmeye hazırdı. Ancak bu saldırı karşısında bu planından muhtemelen vazgeçecektir.”

İran’ın nükleer silahlara sahip olduğu iddiasına ilişkin, İsveç’in başkenti Stockholm’da yayımlanan liberal gazete Dagens Nyheter’in yorumunu olduğu gibi aktarıyoruz:

"İran’la birlikte, atom gücüne sahip ülkelere bir yenisi daha ekleniyor. Çok açık bir ifade şekliyle, bu girişime bir son verilmeli. Çin’in atom bombasına sahip olduğu resmi olarak biliniyor, İsrail’e dair söylenti ise henüz resmileşmedi. Hindistan ve Pakistan’ın dahi nükleer silahları bulunuyor. Kuzey Kore ise dünyayı provoke etmeye devam ediyor. İran gerçekten nükleer silahlanma yolundaysa, Mısır ve Suudi Arabistan’ın buna tepkisi acaba ne olur? Asıl düşündürücü olan gerçek ise barış açısından tehlikeli olan bu ülkelerin, aynı zamanda nükleer silahlara sahip olma yönünde baştan önlem almış olmaları. Kuzey Kore bunun en iyi örneği, İran bir sonraki örnek olmamalı."

Fransa’nın başkenti Paris’te yayımlanan La Tribune adlı gazete, giderek artan petrol fiyatlarını konu ediyor. Yorumda, borsa uzmanlarının da giderek pertrol fiyatlarının artması karşısında çaresiz kaldığı, dünya genelindeki ekonomik büyüme bu durumdan şimdiye kadar fazla etkilenmemiş olsa da, 2005 yılında bunun özellikle ABD’de değişebileceğini yazıyor. Yazıda, ABD’de devam eden ve ardı kesilmeyen doğal afetler sonucu, petrol fiyatının bu hafta 50 dolara çıkması beklenildiği ve bunun da tarihi bir rekor olduğu ifadeleri yer alıyor.

Almanya’nın yine Süddeutsche Zeitung‘da "Asya Avrupa’yı geçecek” başlıklı, Infineon şirketinin yönetim kurulu üyesi Peter Bauer ile yaptığı söyleşi dikkat çekiyor D.D. High Tech, özellikle de iletişim ve araba teknolojisi sektöründeki yatırımların özellikle Çin’de arttığını vurgulayan Bauer, "Çin’in bu branşta en büyük artışı gösterdiğini, bu artış dünya genelinde % 12‘lerde seyrederken, Çin’de % 22 dolaylarında” olduğunu söylüyor. Bu hareketten faydalanmak için de, yatırımların kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Bauer, yaptıkları yatırım sayesinde 2007, en geç 2008 yılında şirket olarak Uzak Asya’daki cironun % 50‘sine sahip olacaklarından yola çıkıyor. Infenion‘un şu anki cirosunda bölgelere göre dağılımda, % 34‘lük bir oranla Uzak Asya en büyük paya sahip.