1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

26.07.2011 - Avrupa basınından özetler

26 Temmuz 2011

Norveç'te 76 kişinin ölümüne neden olan aşırı sağcı saldırı ve Afrika Boynuzu'ndaki açlık felaketi, bugünün Avrupa basınında öne çıkan yorum konuları arasında…

https://p.dw.com/p/123O8

Polonya’dan sol liberal Gazeta Wyborcza, Norveçli saldırgan Anders Behring Breivik’in saldırı öncesi internette yayımladığı beyannameyi Hitler’in ‘Kavgam’ kitabıyla karşılaştırıyor.

“Norveçli saldırganın beyannamesi, Hitler’in ‘Kavgam’ kitabının çağdaş versiyonu. Ama içinde Hitler yok. Muhtemelen yakında bu belgenin yasaklanıp internetten çıkarılmasını isteyen sesler yükselir. Ama ‘Avrupa Bağımsızlık Bildirgesi 2083’ başlıklı bu belgeye erişimin bir uyarı olarak korunması gerekir. Sadece siyaset bilimciler, psikolog ve terör uzmanlarının analiz etmesi için değil. Niye okullarda bu belgeyle ilgili konuşulmasın ki? Avrupa’nın herhangi bir yerinde Breivik’e özenen birinin çıkmayacağı garanti değil. Onun döşediği ideolojik mayını etkisiz hale getirmek için ne kadar yoğun çalışırsak, böyle bir trajedinin bir daha yaşanması olasılığı o kadar azalır. Avrupalı yayıncılar ve siyasî elitin, göç ve çokkültürlülük politikasıyla ilgili tartışmalarda, insanlara tek dinli, etnik açıdan saf ve farklı düşünenlere yer olmayan bir toplumun küreselleşen bir dünyada niye mümkün olmadığını açıklamaları gerekir.”

Fransız Le Monde gazetesi ise Norveç’in böylesine bir katliamın ardından bile özgürlükleri kısıtlayıcı bir rotaya yönelmemesini örnek bir tutum olarak değerlendiriyor:

“Norveç hükümeti, İslam ve göçmenlere karşı nefretten oluşan bu zehirli ideolojik kokteyli hafife almıyor. Ama hayranlık uyandıracak bir şekilde pes de etmiyor. Jens Stoltenberg hükümeti bu tutumunda Norveç’teki tüm siyasî partilerin de desteğine sahip. Bu, ABD’de 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından gelen tutumun tam tersi. Bizde de sık görülen, her işlenen suçun ardından vatandaşlık haklarını kısıtlama pahasına ceza yasasını sertleştirme girişimlerinin de tam tersi. Norveç yaşadığı olayın tüm şiddetine rağmen kendine sadakatini koruyor. Bu, bizim demokrasilerimiz için de öğretici bir ders.”

Hollanda'dan 'de Volkskrant' gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Saflık dönemi sona erdi. Bu, düşünce özgürlüğüne uysa bile radikal siyasi görüşlerin beraberinde getirebileceği sonuçlar için de geçerli. Breivik’in düşünce yapısı ideolojik açıdan yamalı bir bohça gibi. Ama aşırı sağ fikirlerin, kendisinin en önemli ilham kaynağı olduğu açık. Bu nedenle Norveç’teki katliamı, Hollandalı Geert Wilders’in Özgürlük Partisi gibi aşırı sağ partilere mal etmek saçma olur. Ancak nasıl İslamcı terör saldırılarının ardından Müslüman kuruluşlardan kınama bekleniyorsa, Wilders ve benzerlerinden de Breivik ile aralarına kuşkuya yer bırakmayacak şekilde mesafe koymaları ve bunu sadece kısaca Twitter üzerinden yapmamaları beklenebilir.”

Lüksemburg’dan Luxemburger Wort gazetesi ise Afrika Boynuzu ve özellikle Somali’de kuraklık sonucu yaşanan açlık krizini konu alıyor:

“BM’ye göre Somali’deki açlık felaketi nedeniyle her altı dakikada bir çocuk ölüyor. Roma’daki Dünya Gıda Örgütü toplantısı ve BM Güvenlik Konseyi’nin konuyu ele alış şekli, dünyanın, durumun ciddiyetini anladığını gösteriyor. Ancak uluslararası acil yardımlar son derece zor koşullar altında yapılıyor. Açlık felaketine görünüşte yoksulluk ve kuraklık yol açmış olsa da Somali’de yirmi yıldır iç savaşın hüküm sürmesi durumun kötüleşmesinde en önemli rolü oynuyor. Afrika Birliği’nin gönderdiği 8 bin asker de ülkeye barış getiremedi. Köktendinciler açlık felaketiyle ilgili haberleri propaganda diye yalanlıyor. Yurtdışından yardımlar reddediliyor ya da yardım malzemelerine el konuyor. Milisler böylece halkı rehin alıyor. Dünya, yardım sevkiyatını gerekirse zorla yapmaya hazır mı?”

Fransız Ouest France gazetesinin aynı konudaki yorumu ise şöyle:

“İşlediğimiz kayıtsızlık günahına bir de israf günahını eklememiz gerekiyor. Ucuz enerji devrinin sona erdiğini, yaşam tarzımızı değiştirmek zorunda olduğumuzu pedagojik ve bilinçli bir şekilde nasıl açıkça söyleyebiliriz? Isınma, seyahat ve özellikle de beslenme tarzımız. Dünya Bankası, Afrika Boynuzu'nda açlıkla mücadele için 500 milyon dolar ayırdı. Gıda maddesi temini, yoksulluk ve iklim değişikliğini de içine alan kompakt bir hamleye ihtiyaç olduğunu çok geç itiraf etti. Durum, bize iklim değişikliğinin, başa çıkılması gereken çok büyük bir jeopolitik zorluk olduğunu dramatik bir şekilde hatırlatıyor.”


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Nihat Halıcı