1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

24.09.2010 - Alman basınından özetler

24 Eylül 2010

Almanya’nın Afganistan misyonu, BM’de reform adımları ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) yayınladığı şişmanlık raporu bugünkü Alman gazetelerinde ele alınan başlıca yorum konularından.

https://p.dw.com/p/PLVD
Fotoğraf: DW

Almanya’nın Afganistan’daki asker sayısı ekim ayı sonuna kadar 5 bine yükselecek. Federal Savunma Bakanı Karl Teodor zu Guttenberg, Afganistan’da Alman Hava Kuvvetleri'ne ait keşif görevi yapan 6 Tornado tipi uçağın ülkeye geri döneceğini ancak bunun yerine ilave 90 Alman askerinin yerel güvenlik güçlerini eğitmek üzere Afganistan’a gönderileceğini açıkladı. Bonn merkezli General-Anzeiger gazetesinin Alman keşif uçaklarının Afganistan’dan geri çağrılmasıyla ilgili yorumu şöyle:

“Afganistan'da görev yapan ISAF birliklerinin komutanı ABD’li General David Patreus, Tornado tipi keşif uçaklarının Almanya'ya geri dönmeleri tavsiyesinde bulundu. Amerikan askerlerinin 2011 yılından itibaren Afganistan’dan çekilme planıyla birlikte uçaklara ihtiyaç duyulmayacağı için bunun güzel bir tavsiye olduğunu söylemek mümkün. Afgan asker ve polislerine taarruzu, ateş etmeyi, tutuklamayı ya da okuma-yazmayı öğretebilen herkese ihtiyaç var. Afganistan’daki savaş, Alman keşif uçaklarının ülkeyi terk etmeleriyle sona ermeyecek, sadece başka bir süreç başlamış olacak. Bu sürecin ülkeye ne denli bir barış ortamı hazırlayacağınıysa şimdiden kestirmek oldukça güç.”

Stuttgarter Zeitung ise BM'deki reform planlarını mercek altına alıyor:

“BM ahlaki bir merci ve hangi reform yapılacak olursa olsun bu gerçeği değiştiremez. Bünyesindeki barış gücü askerleri ya da yaptırımlar kurumun gücünü ortaya koysa da asıl ihtiyaç duyulan şey 192 üye ülkenin ortak bir karara varmalıdır. Bu kararlarda ağırlık gelişmiş ülkelerde. Bu yüzden örneğin Çin, Genel Kurul’da idam cezalarının durdurulması yönünde yükselen çağrılara kulak asmıyor. Aynı şekilde ABD de Küba’ya yıllardır uyguladığı ambargo yüzünden kendisine yönelik eleştirilere aldırış etmiyor. Bu nedenle uluslararası toplumun isteklerine kulak vermek için BM’de bu konuda herhangi bir reforma aslında ihtiyaç yok.”

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) üye ülkeler üzerinde yaptığı bir araştırma, günümüzde sanayi ülkelerinde yaşayan her iki kişiden birinin aşırı şişman, her altı kişiden birinin ise obez olduğunu ortaya koydu. Raporda, önlem alınmaması ve tahminlerin doğru çıkması halinde on yıl içinde aralarında ABD, Avustralya ve İngiltere’nin de bulunduğu bazı ülkelerde toplam nüfusun üçte ikisinin aşırı şişmanlardan oluşacağı uyarısında bulunuldu. Aşırı şişmanlığın halk sağlığı ve ekonomik açıdan ülkelere büyük yük getireceği kaydedilen söz konusu rapora göre aşırı şişmanların en çok olduğu ülkeler Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri. Rapor Almanya’da da 2009 yılında erkeklerin yüzde 60, kadınların da yüzde 45’inin aşırı kilolu olduğunu ortaya koyuyor. Nürnberger Nachrichten gazetesinin şişmanlık raporuyla ilgili değerlendirmesinde şu satırlar dikkat çekiyor:

“Bu yavan çağrılarla üstesinden gelinecek bir şey değil. Birçok ailede yemek pişirmeyle ilgili bilgi ve beceriler; örneğin birkaç patates ve biraz havuçtan sağlıklı bir öğün hazırlama yetisi kayboldu. Üstelik böyle bir öğün hazır gıdalardan daha da ucuza geliyor. Bu açık ancak söylemlerin yerini uygulamalara bırakmasıyla kapatılabilir. Buna anaokulları ve diğer okullarda sağlıklı beslenme bilincinin yerleştirilmesiyle başlanmalı. Ayrıca Alman siyaseti gıda sanayinin baskılarına boyun eğmeyerek yiyeceklerin içindeki yağ ve şeker oranını adeta bir trafik ışığındaki gibi sarı-kırmızı ve yeşil olarak sembolize eden etiketleri hayata geçirecek cesareti bulmalıdır.”

Westdeutsche Allgemeine Zeitung'un aynı konudaki yorumu da “Pahalı hastalığa basit reçete” başlığını taşıyor:

“Şişmanlar diğerlerine göre 8 ila 10 yıl daha kısa yaşacaklarını hesaba katmalılar. Ama bu kişiler hayattayken de hatta daha genç yaşlardan itibaren bir takım sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor. Yüksek tansiyon, bel, sırt ve eklem ağrıları ayrıca karaciğerin yağ bağlaması bu sorunlardan. Ancak bunlar sadece bu kişileri ilgilendiren sorunlar değil. Almanya'daki yaklaşık 8 milyon şişmanın topluma maliyeti yılda 15 ila 20 milyar euro arasında değişiyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın raporu eğilimin giderek tehlikeli bir boyuta vardığını ve obeziteden mustarip hastaların yaşının giderek küçüldüğünü ortaya koyuyor. Yaklaşık 2 milyon çocuk ve genç aşırı şişman. Ayrıca göçmen kökenli çocuklar arasındaki şişmanların sayısı Alman çocuklara oranla iki kat daha fazla. Fakir ailelerin çocukları arasındaysa bu oran üç kata kadar çıkıyor. Anaokulu ve okullarda çocuklara sağlıklı beslenme eğitimleri verilmeli. Bunun belirli bir maliyeti olacağı açık. Ancak şimdi bu konuda tasarruf edilirse ileride çok daha kabarık faturalar ödenecektir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Murat Çelikkafa