1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.12.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu23 Aralık 2004
https://p.dw.com/p/AbsD

Bugünkü basın özetlerinde Irak’ta kaçırılan iki Fransız gazetecinin serbest bırakılması, ABD’nin Irak’ta içinde bulunduğu durum ve Alman Hristiyan Demokrat Birlik Genel Ssekreteri Laurenz Meyer’in istifası ile sonuçlanan skandal ile ilgili yorumlar öne çıkıyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Irak’ta iki Fransız gazetecinin radikal İslamcılar tarafından kaçırıldıktan dört ay sonra serbest bırakılmasını şöyle yorumluyor:

‘’Bu olayın bir iç, bir de dış boyutu var. Fransa’daki Müslüman dernekleri, iki gazeteci için yaptıkları girişimlerle saygı uyandırdılar. Bunun ötesinde, başörtüsü yasağı konusunda Fransa’da yaşanan ideolojik kavga da yatışmış oldu. Dış politika açısından ise dikkat çekici olan, Paris yönetiminin Arap ülkeleri ya da Arap dünyasından etkin kişileri arabulucu olarak devreye sokmak için tüm çabayı göstermesine rağmen, Irak geçiş hükümetinden yardım istememiş olması. En azından resmi olarak elde bu yönde bir bilgi yok. Irak hükümetinin meşruiyetinden duyulan şüpheyi ifade etmenin bir yolu da bu olabilir.’’

Paris’te yayınlanan Le Monde gazetesi konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor.

‘’Şu an açıklama beklemek için erken de olsa geçen dört ayda sürdürülen zorlu görüşmelerin içeriği bir gün tüm yönleriyle soruşturulmalıdır. Kamuoyu diplomasisi bu tür zor operasyonlarda sınırlı kaldığı için olayda istihbarat birimleri önemli rol oynamıştır. Temel soru, rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ne vaadedildiğidir. Belki serbest kalan rehineler, bir gün serbestçe konuşmalarına izin verilirse konuyu aydınlatabilir.’’

Paris’te yayımlanan Liberation gazetesi de konuyla ilgili benzer sorular yöneltiyor:

‘’Şu an yanıttan çok soru var. Örneğin rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ne vaadedildiği ve istihbarat birimlerinin rolü konusunda. Gerçeği nasıl öğreneceğiz? Fransız hükümeti rehineler için fidye verilmediğini söylüyor. Bu istisnai olarak gerçek olsa bile kimse inanmayacaktır. Yok eğer para ödendiyse o zaman da bu şerefsizce bir davranış olacaktır.’’

İtalyan La Stampa gazetesinde aynı konuyla ilgili şu yorum yer alıyor:

‘’Paris’te büyük sevinç yaşanıyor, Fransız gazetecilerin serbest bırakılması Noel hediyesi olarak görülüyor. Ancak hala yanıtlanamamış bazı sorular bu neşeye gölge düşürüyor. Yetkililer, kamuoyunun, rehinelerin ne şartlar altında serbest bırakıldığı, yapılan pazarlıklar, diplomasi ve istihbarat birimlerinin rolü hakkında bekledikleri yanıtları vermek zorundadır.’’

Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi ise ABD’nin Irak’ta içinde bulunduğu durumla ilgili şu yorumda bulunuyor:

‘’ABD’nin işi bitti mi? Amerika’nın Bağdat’ta hem askeri, hem de etik açıdan sonu gelmiştir. Demokratik bir Irak fikri de aslında Texas’taki çiftliğinde oturması daha iyi olacak bir Amerikan başkanının kurduğu hayalden başka bir şey değil. Usame bin Ladin Batı’nın kısa savaşları kazanabileceğini, ancak uzun süreli savaşlarda başarılı olamayacağına inanıyor. Ancak terör ne kadar dehşet verici de olsa yeni Irak’ın düşmanları temel hedeflerine henüz ulaşamadılar. Saldırı ve suikastlere rağmen ülkede hala bir içsavaş çıkmış değil. Irak’ın siyasi elitleri teröristlerin kara listesinde ölümle tehdit edildiği halde ocak ayındaki ilk demokratik seçimler için 73 parti adaylığını koydu. Seçimler öncesindeki bu haftalar, daha öncekilerden daha kanlı olacak.’’

Hristiyan Demokrat Parti’nin eski Genel Sekreteri Laurenz Meyer’in bir özel elektrik şirketinden aldığı para nedeniyle çıkan skandal üzerine görevinden istifa etmesi Alman siyasetinde fırtına yarattı. Hristiyan Demokrat Birlik partisi Genel Başkanı Angela Merkel eleştirilerin hedefi haline geldi.

Schwaebische Zeitung konuyla ilgili şu yorumda bulunuyor:

‘’Angela Merkel’in başına gelen sadece siyasi talihsizlik değil, aynı zamanda önemli hatalar yaptı. Sağlık reformunun başarısızlıkla sonuçlanması, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda uyguladığı beceriksiz taktikler, bunlardan öne çıkanları. Merkel’in artık fazla dostu yok. Sürekli kötümser bir şekilde hükümeti eleştirmek yerine acilen kendisine yeni bir yön vermek zorunda.’’

Rhein Neckar Zeitung da Merkel’in, sağlık reformu ve Türkiye’nin AB üyeliği tartışmalarının ardından kısa süre içinde üçüncü ağır hatasını yaptığı değerlendirmesinde bulunuyor.

Berliner Zeitung yaşanan skandalın ardından Angela Merkel’in 2006 yılındaki genel seçimlerde Başbakan adayı olma şansının azaldığı yorumunda bulunuyor.

‘’Birkaç ay önce Hristiyan Demokrat Birlik partisi lehinde bir iktidar değişikliği hem kuzey hem de batıdaki eyalet seçimlerinde mümkün görünüyordu. Bu avantaj kullanılamadı, Angela Merkel iki seçimde fırsat yakalayabilmek için iki büyük riske girdi. Hristiyan Demokratlar bu iki seçimde de başarı sağlayamazsa Başbakan adaylığı konusunda tartışmalar yeniden başlayacaktır.’’