1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.11.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Attila Azrak23 Kasım 2004
https://p.dw.com/p/AbsZ

Ekonomi gazetesi "Handelsblatt" Ukrayna’daki devlet başkanlığı seçimlerinin, bu ülkede Sovyetler Birliği döneminin ardından en büyük demokrasi sınavı olduğunu vurgulayarak, Ukrayna’nın geleceğinin demokratik kuralları delip delmemesine bağlı olduğunu yazıyor. Gazetedeki yorum şöyle devam ediyor:

”Yapılan seçimlerin sonucu konusunda kuşkular bulunuyorsa, o zaman itirazda bulunulur. Gerektiği takdirde de oylar yeniden sayılır. Bu demokratik üsluptur ve demokrasinin sağlamlığı işte bu üslubun geçerliğiyle ölçülür. Ukrayna da bu kurallara uymak zorundadır. Gürcistan’da olduğu gibi Ukrayna da batıyla doğu, Avrupa’yla Rusya arasına sıkışmış gözüküyor. Ancak Gürcistan’la karşılaştırıldığında Avrupa ve Amerika’nın Ukrayna için desteği, Gürcistan’a olduğundan çok daha az.”

"Frankfurter Allgemeine Zeitung"

da aynı konuya değinen yorumda uluslararası gözlemcilerin Ukrayna’daki seçimlerde hile yapıldığını belirledikleri yer alıyor. Yorum kısaca şöyle:

”Görevi sona eren Ukrayna Devlet Başkanı Kuçma’nın yerine ikinci turda seçilen Kremlin yanlısı Viktor Yanukoviç’in kazandığı seçim, manipülasyon ve hile yapıldığı kuşkusunu uyandırıyor. Yanukoviç’in seçim galibi ilan edilmesi ve seçimleri kaybeden muhalif aday Yuşçenko yandaşlarının devlet güçleriyle çatışmaktan korkmamasının, ülkede daha kötü bir durum oluşturmamasını ummaktan başka çare kalmıyor. Burada da en önemli görev güvenlik güçlerine düşüyor: Bunların şimdi soğukkanlı davranması gerekiyor.”

"Süddeutsche Zeitung"

ise Ukrayna’da devlet başkanlığı seçimlerinin ikinci turunda alınan sonucun özellikle geleceğin aydınlarının, yani öğrencilerin ağrına gittiğini öne sürüyor. Seçimlerde alınan sonuca eski, Devlet Başkanı’nın itiraz etmeyeceği tahmin edilen yorumda, bunun nedenleri şöyle açıklanıyor:

"Devlet başkanlığı görevi sona eren Leonid Kuçma ve arkasında duran Doğu Ukraynalı sanayiciler, gerçek çoğunluğun sesini dinlemekten çok uzak. Çünkü böyle bir durumda siyasal iktidarın yanı sıra sanayi üzerindeki etkiyle yıllarca karanlık işlerden edinilen gelirler tehlikeye atılmış olacak. Ancak halkın çoğunluğu rüçvetçi oligarşik sistemden bıktı artık. Ukrayna’da bir azınlık ülkeyi babalarının çiftliği olarak görürken, nüfusun çoğunluğu sürekli yoksullaşarak, devlete muhtaç kaldı.”

"Frankfurter Rundschau"

gazetesi, Ukrayna’daki seçimlerin Rusya’nın etkisi altında kaldığını belirterek, Rusya Devlet Başkanı’nın Ukrayna’da kimi lider olarak görmek istediğini belli olduğunu vurguluyor:

”Vladimir Putin güçlü bir devlet, merkezi bir iktidar ve muhalif hükümetlerin güçsüzleşmesini istediği kadar, Rusya’nın bölgedeki etkisini de yeniden artırmak istiyor. Dolayısıyla Ukrayna’daki seçimler öncesinde Kiev’e iki kez giderek açıktan seçim desteği verdi. Rusya’nın Ukrayna üzerindeki gölgesi gittikçe uzuyor. Komşu ülkeler ise bunu eski, karanlık günlerin bir gölgesi olarak görüyor. Yüzyıllarca aynı geçmişi paylaşan bu ülkeler geçmişi artık geride bırakmak istiyor. Ukrayna’daki seçim sonuçlarına karşı yapılan protestoları da eski günlere karşı bir tavıor olarak değerlendirmek gerekiyor.”

Almanya’da dün açıklanan Pisa araştırması sonuçlarına göre Almanya’nın eğitim sisteminde son yıllarda büyük bir ilerleme sağlanamadı. Düsseldorf’ta yayınlanan "Westdeutsche Zeitung" Pisa araştırması sonuçlarının bir sürpriz olmadığını yazarak, yorumuunda şu satırlara yer veriyor:

”Aslına bakarsak bu araştırmanın sonucu bir sürpriz değil. İki yıl önce açıklanan Pisa araştırması sonuçlarından sonra eyalet eğitim bakanları nefes kesen bir hızda eğitim sisteminde iyileştirmelere gidilmesi için bir dizi önlem aldı. Ancak bu yolda başarılı olmak ve ölçülebilir sonuç almak isteyenlerin sabırlı olması gerekiyor. Yine de iki araştırma arasındaki zamanın darlığı özür kabul edilemez. Gelişmiş bir sanayi toplumu, en azından ekonomik nedenlerden dolayı tek bir kuşağın bile eğitimini sorumluluk bilinciyle yapmalıdır.”

"Rheinische Post"

gazetesi de Federal Eğitim Bakanı Bulmahn’ın önümüzdeki 10 yılda Almanya’nın eğitim sistemini dünya zirvesine nasıl oturtacağının bir sır olduğunu yazarak, son iki yılda bu alanda yapılan reformcukların, bu yolda yeterli olmayacağı görüşünü savunuyor. Yorum kısaca şöyle:

”İngiltere gibi dinamik bir eğitim sistemine sahip bir ülkeye bakıldığında, bunların eğitim sistemini değiştirme hızıyla Almanya’da alınan önlemler arasında dağlar kadar fark bulunuyor. Bu durum karşısında Almanya uluslararası eğitim rekabeti çerçevesinde gelecekte daha da arkaya düşecektir. Pisa araştırmasını yaptıran Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD’nın tahminleri de bunu gösteriyor. Almanya’da eğitim sistemine yeterince mali kaynak ayrılmıyor, bunun yanısıra siyasal cesaret de bulunmuyor. Örneğin, tam gün okullarda öğretmenler öğlen eve giderken, çocukların eğtimini gönüllü eğitmenler üstleniyor. 2007 yılında üçüncü Pisa araştırması sonuçları yayınlandığında Almanya hala 2008’de alacağı sonuçları bekliyor olacak.”