23.09.2008 - Alman basınından özetler

Frankfurter Allgemeine Zeitung, ABD’de finans sektörünü kurtarma paketinin gün geçtikçe büyüdüğüne dikkat çekiyor. Gazete, Amerikan maliye yetkililerinin ortaya çıkan mali külfete Avrupalılar ve Asyalıları da ortak etmeye çalıştıklarını, ancak AB ülkeleri ile Japonya’nın -haklı gerekçelerle- bu taleplere mesafeli yaklaştıklarını belirtiyor. Yorumun devamında şu görüşlere yer veriliyor:

“Bu finans krizi, ABD’de doğmuş ve dünyaya ihraç edilmiştir. O halde sorun orada halledilmeli, hesap orada görülmelidir. Bu arada birçok Avrupa bankası, kredi yerine geçen birtakım ne idüğü belirsiz senetler satın almıştı, şimdi ise kayıplarını karşılamak zorundalar. Almanya’da özellikle kamu bankaları bu konuda öne çıktıklarından, şimdi doğan masraflar büyük ölçüde Alman vergi mükelleflerinin sırtına yükleniyor. Vergi mükelleflerinden daha fazlasını beklemek insafsızlık olur.”

Financial Times Deutschland gazetesinin yorumunda ise ABD’den dünyaya yayılan mali kriz farklı bir bakış açısından ele alınıyor:

“Alman siyaseti, uzun süreden beri devam eden ve büyük ölçüde Berlin hükümeti ile Alman Merkez Bankası’nın hataları yüzünden ortaya çıkmış olan Alman ekonomisindeki durgunluğu resmen itiraf edebilmek için Wall Street’deki dalgalanmayı tam zamanında imdada yetişmiş bir bahane olarak kullanıyor. Eğer durgunluğun devam etmemesi isteniyorsa, o zaman Avrupa Merkez Bankası’nın faiz hadlerini düşürmesi ve Euro değer kazanmasına karşı önlem almalıdır. Berlin, ekonomik politikaları uygulamadaki çekingen tavrını da bir kenara bırakmalıdır… ”

Alman gazetelerinin yorum sütunlarında işlenen diğer bir konu da Çin’de bir süre önce patlak veren zehirli mama skandalı. Frankfurter Rundschau gazetesinde konuyla ilgili olarak şu yoruma yer verilmiş:

“Bu olay sadece Çin’in soru mu? Hayır. Çünkü sınırötesi ticaretin boyutları oldukça geniş ve kurnazca yapılan ülkelerarası yasadışı ürün sevkiyatı sürüyor. Kalkınmakta olan ülkelerdeki pazar hakimiyeti yüzünden eleştirilere maruz kalan dev süt ürünleri üreticisi Nestle’nin, ‘Almanya’da kalite ve hammadde denetimlerinin oldukça sıkı yapıldığını ve ürünlerde melamin maddesinin bulunmadığına dair açıklamalar yapması’, akıllara acaba kalite kontrollerinde çifte standart mı var sorusunu getiriyor.”

Stuttgarter Zeitung gazetesinin aynı konudaki yorumuysa şöyle:

“Melamin skandalı kitlelerin hoşnutsuzluğunu daha da arttırıyor. Toplumun en küçük bireylerine yönelik bu saldırı karşısında hiç kimse tepkisiz kalamıyor. İnternet, tüm yasak ve sansüre rağmen bu konudaki haber paylaşımını hiç olmadığı kadar mümkün kılıyor. Eninde sonunda ülkedeki bazı siyasetçi ve sanayicilerin yolsuzluk ve usulsüzlüklere bulaşmış olduğu ortaya çıkacaktır.”