Avrupa basınından özetler

Fransız Le Monde gazetesi Suriye'deki durum karşısında uluslararası topluluğun tutumunu ele alıyor:

"Batılı ülkeler, Beşar Esad'ı devirmek ve rejimin kendi halkına karşı başlattığı bu zalim savaşa son vermek için Suriye'ye askerî müdahalede bulunmayacak. Bu aylardır biliniyor. Askerî bir operasyonun duruma uygun olmayacağı, patlamaya hazır bir bölgeyi yangın yerine çevirme tehlikesinin çok yüksek olduğu düşünülüyor. Bu tabii ki Suriye ve Suriyelilerin kaderlerine terk edilmesi anlamına gelmiyor. Tarihin bize öğrettiği, geleceği şekillendirebilmek için silaha sarılmak mümkün değilse müzakerelerin başlatılması gerektiğidir. Siyasî çözüme katkı için rejim karşıtları desteklenmeli ve onlarla temas güçlendirilmeli. Bu şan ve şerefli olmasa da gerekli, yararlı ve ileri görüşlü bir tutum olur.”

İtalya’nın Milano kentinde yayımlanan Corriere della Sera gazetesi ise bu akşamki Merkel-Hollande görüşmesi öncesinde Almanya ve Fransa arasındaki zor ittifakın çetin bir sınavla karşı karşıya olduğunu belirtiyor:

“Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande arasındaki görüşmenin muhtemel gündem maddeleri arasında Yunanistan konusundaki kavga bulunmayacak gibi görünüyor. Ancak Almanlar Hollande’nin krizin bu aşamasında sesini daha fazla duyurmak istemesinden, yani katı malî politika sloganları karşısında ezilmemek için ileride ne yapılacağı konusunda kumandayı üstlenmeye çalışmasından korkuyorlar. Bu, Hollande’nin içinde bulunduğu zor iç politik durumla bağlantılı olarak aslında siyasî bir sorun. Berlin’de endişe büyük ve Alman-Fransız ilişkilerini sabırla yeniden geliştirmek gerektiği, bu konuda başta İtalya olmak üzere diğer Avrupalı aktörlerle işbirliği yapılması konuşuluyor.”

Luxemburger Wort gazetesi ise Yunanistan’ı kurtarma operasyonunun Avrupa’yı giderek kutuplaştırdığı yorumunda bulunuyor:

“Duygular kabarıyor, kuzey ve güney Avrupalılar arasındaki uçurum giderek büyüyor. Ancak kuzey ve güneydeki hayalkırıklığının nedeni Euro’dan ziyade, kriz yönetiminde yeterli ilerlemenin kaydedilememesi. Bir parçacık adalet duygusu olan, Yunanistan’daki düşük gelirlilerin, emeklilerin ve suçsuz yere yoksulluğa itilen işçinin perspektiften yoksun bırakılmasını tasvip edemez. Ancak Yunanistan’da yaşam standardı sunî olarak ayakta tutulabilsin diye, malî olarak Yunanlardan bile daha kötü durumdaki örneğin Estonya ya da Slovakyalı emeklilerin kısıntıları göğüslemesini beklemek de bir o kadar adaletsizlik olur.”

Avusturya’nın başkenti Viyana’dan Kurier gazetesi ise ABD’de Cumhuriyetçi katı muhafazakar politikacı Todd Akin’in kürtaj konusundaki radikal söylemini irdeliyor. Katı kürtaj karşıtı olan Akin, kürtaja tecavüz, aile içi ensest ilişki ya da annenin hayatının tehlikede olması durumunda bile izin verilmemesini savunmuş, Cumhuriyetçilerin başkan adayı Mitt Romney dâhi Akin’in görüşlerine mesafeli bir tutum sergilemişti.

“Bu görüşler Mitt Romney'e bile fazla radikal geldi. Romney Cumhuriyetçilerin ılımlı kanadından bayan seçmenlerin oylarının tehlikeye girmesinden korkuyor. Ancak partinin koyu muhafazakâr, şahin kanadı için bir sakınca yok. Evangelist aşırılardan, koyu muhafazakâr Çay Partisi akımı mensuplarına, kendi katı değerlerinin doğruluğundan son derece emin olan bu kesim, Amerika’nın gerçeklerine teğet geçiyor. Amerikalı kadınların yüzde 43’ü, yani neredeyse yarısı hayatlarında en az bir kez kürtaj yaptırıyor. Bunun için siyasetçilerden ağır sözler duymak ve hatta kürtaj nedeniyle hukuken suçlu durumuna düşürülmek, bayan seçmenlerin sandıkta mükâfatlandıracağı bir şey olmasa gerek.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay