1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.06.2010 - Alman basınından özetler

23 Haziran 2010

Türkiye'de artan PKK saldırıları Alman gazetelerinde geniş bir şekilde ele alınıyor. Rusya ve Belarus arasındaki doğalgaz anlaşmazlığı ve G20 Zirvesi'nden beklentiler, öne çıkan diğer yorum konuları.

https://p.dw.com/p/O0Xw
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Alman gazetelerinden seçtiğimiz 23 Haziran 2010 Çarşamba gününün basın özetlerine, Türkiye’deki terör saldırılarının artmasını konu alan yorumlarla başlıyoruz.

Süddeutsche Zeitung, PKK saldırılarının artmaya başlamasında kin ve milliyetçiliğin payı olduğunu belirtiyor. Değerlendirmede, "Kürt açılımının hazin bir şekilde sona ermesinden, girişimi sabote etmek için elinden geleni yapan ulusalcı muhalefet kadar, Öcalan ile kader birliği yapan Kürt politikacılarla, mahkum PKK liderinin megalomanlığı ve büyük sözlerin arkasını getiremeyen ve iyi niyetine rağmen tutarlı bir planı olmayan iktidarın da sorumlu olduğu" vurgulanıyor.

Braunschweiger Zeitung’da ise aynı konuda şu satırları okuyoruz:

“Türk silahlı kuvvetlerinin Kuzey Irak’taki operasyonu ve PKK’nın düzenlediği son saldırılar, Başbakan Erdoğan’ın Kürt meselesiyle ilgili siyasi ev ödevlerini yapmadığını ve çözümün çok uzakta olduğunu gösteriyor. Başbakan, terörizme boyun eğmiş olmamak için Güneydoğu Anadolu’da olağanüstü hâl ilan etmek istemediğini duyuruyor. Aksi takdirde komutanlara teslim olmak ve ordunun ceza operasyonlarına siyasi kılıf uydurmak zorunda kalırdı. Tayyip Erdoğan’ın bunu istememesi bütün dehşete rağmen bir umut kıvılcımı sayılmalıdır.”

Märkische Oderzeitung’un Türkiye’deki Kürt meselesini konu alan yorumu ise özetle şöyle:

“Oysa her şey yoluna girmeye başlamıştı. Devletin on yıllarca Kürt meselesinin varlığını inkâr etmesinden sonra 2009 yılında bu politikadan çark edilip, geri kalmış bölgelerin sosyal ve ekonomik durumunun düzeltilmesine ve Kürtlerin kültürel haklarının genişletilmesine karar verilmişti. Muhafazakâr Ankara hükümeti, böylelikle radikal PKK’nın bitirilebileceğini düşünmüştü. Ama bu hesap tutmadı. Ordu ile PKK arasındaki 'savaş benzeri çarpışmalar' yeniden alevlendi. Türkiye’de silahlar konuşmaya ve insanlar ölmeye devam edeceğe benziyor.”

Basın özetlerine Saarbrücker Zeting’un yorumla devam ediyoruz. Yorumda Rusya ile Belarus arasındaki doğalgaz anlaşmazlığı ele alınıyor:

”Kremlin, ‘doğalgaz savaşlarının’ kendine Avrupa’da itibar kaybettirdiğini biliyor. Ama orta vadede bu savaştan muzaffer çıkacağını tahmin ediyor. Çünkü Doğu Avrupa Rusya’nın enerji sevkiyatına bağımlı. Avrupa Birliği’nin, nakil boru hattı şebekesini yabancı yatırımcılara açarak Moskova’nın enerji tekelini kırma girişimleri sonuç vermedi. Brüksel’in, Rus gazına bağımlılığı azaltmasını umduğu Nabucco projesi hâlâ planlama safhasında. Ve Moskova da nüfuzunun bir nebze dahi azalmasına göz yumacağa benzemiyor. Polonya ile diğer bölge ülkelerinin itirazıyla karşılaşan Baltık boru hattı da Almanya’nın, Doğu Avrupa’daki Rus çıkarlarını resmen tanıması anlamına geliyor.”

Wetzlarer Neeue Zeitung yorumunda Avrupa’nın, Rusya’ya enerji hammaddesi bağımlılığından kurtulması gerektiğini vurguluyor:

“Avrupa Birliği’nin, Rus doğalgaz tekelcisi Gazprom’a ne kadar muhtaç olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Ancak, Avrupa’nın enerji güvenliğinin ikili anlaşmazlıkların baskı aracına dönüştürülmesine izin verilemez. AB artık harekete geçmelidir. Rüzgâr, su ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma adımları atılmalı ve bu branşlar teşvik edilmelidir. Brüksel’in sadece nasihatte bulunması, problemi çözmeye yetmez.”

Basın özetlerine Stuttgarter Zeitung'un, hafta sonunda Toronto’da yapılacak olan G20 zirvesini konu alan yorumuyla son veriyoruz:

“Her ülke kendini düşünüyor. Amerikalılar, Toronto zirvesinde, küresel ekonomik toparlanmanın nasıl desteklenebileceğini görüşmek istiyor. Böylece diplomasi zirvesi rutine avdet etmiş oluyor. Ama çok önemli bir konu gözden kaçırılıyor. Finans piyasasını sıkı kurallara bağlama zarureti tali gündem maddesi durumuna düşme tehlikesiyle karşı karşıya. Toronto zirvesinden bu konuda önemli kararlar çıkması beklenmemeli. Böylece, genişletilmiş G20 topluluğunun reformlar üzerinde anlaşamayacak kadar hantal kaldığı izlenimi doğuyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa