1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.12.2003 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Attila Azrak22 Aralık 2003
https://p.dw.com/p/AbwF

Libya’nın hafta sonunda kitle imha silahları konusunda attığı adım tüm dünyada olumlu karşılandı. Kitle imha silahları üretimi ve bu konuda araştırmalara son vereceklerini bildiren Libya lideri Muammer Kaddafi, bir anda uluslararası manşetlere konu oldu. Henüz birkaç ay önce Libya’nın sorumluluğunu üstlenerek tazminat ödemeyi vaadettiği Lockerbie faciasının 15. yıldönümünde Libya’nın bu adımı ve Almanya’daki – Başbakan Gerhard Schröder’in de katıldığı – başörtüsü tartışmaları, bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorumların konusu. Düsseldorf’ta yayınlanan ekonomi gazetesi “Handelsblatt”ın Libya’yla ilgili yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Bedevi çadırından gelen mesaj önemli: Kitle imha silahlarıyla uluslararası terörizme karşı her zaman şiddet kullanmak gerekmiyor, sabır ve diplomasiyle de bu tür sorunların çözülebileceği geçen hafta sonunda belli oldu. İran’ın nükleer silahları sınırlandırma anlaşmasının ek protokolüne imza koymasından sonra,, Libya’nın da bu yönde olumlu işaretler vermesi, Kuzey Kore konusunda da aynı stratejinin kullanılmasını bir anlamda zorunlu kılıyor.”

Münih’te yayınlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi, Libya’nın kitle imha silahları üretimine son vermesini ve bununla ilgili uluslararası anlaşmalara imza koymak istemesini kısaca şöyle yorumluyor:

“Libya’nın kitle imha silahları üretiminden vazgeçmek istemesi, Muammer Kaddafi’nin yıllardır batıya ulaşmak için inşa ettiği köprünün önemli bir ayağıdır. Nitekim, Kaddafi 1999’da Filistinli terörist Ebu Nidal’i yurtdışı etmiş, Lockerbie sanığı iki kişiyi de uluslararası adalete teslim etmişti. Endonezya’daise ve Sahra Çölü’nde kaçırılan turistlerin salıverilmesi için de aracılık etmişti. Libya lideri ayrıca 11 Eylül 2001’den bu yana islami örgütler hakkında da gizli servislere birçok bilgiyi aktardı.”

Regensburg’ta yayınlanan “Mittelbayerische Zeitung” gazetesi ise Libya’nın yeniden uluslararası topluluğa katılmak için attığı adımları şöyle değerlendiriyor:

“Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush, Libya’yı şer ekseni diye adlandırdığı ülkeler arasından artık çıkartabilir. Kuzey Afrika ülkesi, kitle imha silahları üretiminden vazgeçerek, yeniden uluslararası topluluğa katılmak istiyor. Ancak sessiz diplomasinin zaferi, Washington’daki şer ekseni listesinin yalnızca bir ülkesinin silinmesine neden olacak. Pentagon’un listesinde daha 60’ı şakın ülke bulunuyor.”

Erfurt’ta yayınlanan “Thüringer Allgemeine Zeitung” gazetesi ise Saddam Hüseyin’in yakalanmasının Libya lideri Kaddafi’yi de etkilemiş olabileceğini düşünüyor:

“Batı’nın Libya’ya bulaşıcı hastalığı olan biri gibi davranması, Trablusgarp yönetiminin bu olumlu yöndeki strateji değişikliğinne neden olmuş olabilir. Belki de Muammer Kaddafi, Saddam Hüseyin gibi bir kilerdeki çukurda yakalanmamak için böyle bir adım atmayı gerekli gördü. Libya’nın attığı bu adım, tabii ki bir savaştan daha mantıklı bir çözümdür. Ancak Libya’nın daha bu yönde çok ilerlemesi gerekiyor. Üzerinde durulması gereken konulardan biri de, Almanya’dan bir zamanlar Libya’ya gönderilen tekniğin, Kaddafi’nin silahlanmasında ne denli etkili olduğudur.”

Almanya’da Eylül ayı sonunda Anayasa Mahkemesi'nin resmi daireler ve okullarda başörtüsü konusunda verdiği kararadan sonra, bu konudaki tartışmalar hala dinmedi. Bir yandan bazı eyaletler, çıkardıkları yasalarla başörtüsünü tümden yasaklarken, hafta sonunda Başbakan Gerhard Schröder de bir gazeteye verdiği, demeçle bu tartışmalara katıldı. Berlin’de yayınlanan sol eğilimli “Neues Deutschland” gazetesi, Schröder’in okullarda başörtüsünün yasaklanması yolundaki açıklamalarını şöyle değerlendiriyor:

“Başbakan Schröder de başörtüsü yasağından yana. Halbuki başörtüsü, birçok sınıfın duvarında asılı bulunan çarmıh gibi dini bir imge değil. Başörtüsü yalnızca bir dinin babaerkil bir uzantısı. Fransa Devlet Başkanı Chirac da başörtüsünü yasaklamak istiyor. Başörtüsü kaynağı belirsiz yabancı kültürlerden korkunun dolayısıyla tartışılan bir konu haline gelmiş bulunuyor. Özellikle Berlin’deki okullarda birçok genç kız başörtüsü taşıyor. Buysa o okullarda hiç tartışma konusu olmuyor. Peki o zaman başörtüsü neden öğretmenler için yasak olsun?”

Bonn’da yayınlanan “General Anzeiger” gazetesi ise hoşgörünün sınırları başlığıyla yayınladığı yorumda başörtüsünün çarmıhla eş tutulamayacağını öne sürüyor. Yorum kısaca şöyle:

“Bavyera Başbakanı Edmund Stoiber, dini imgeler olarak algılanan başörtüsü ve çarmıhları okullardan uzaklaştırmak istemiyor. Ancak böyle bir yasak – eğer Almanya seküler ve tarafsız bir devlet ise – bundan çıkartılması gereken sonuçtur. Stoiber tarihten gelen bazı dayanaklarla başörtüsüne hayır, çarmıha evet diyor. Başbakan Schröder de aynı mantığı izliyor.”