1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

Ayhan Simsek18 Aralık 2012

ABD'deki silah yasasının sertleştirilmesi, Almanya'daki güvenlik kameraları ve yaşlıların yoksullaşması tartışması, bugünkü Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorumların konuları.

https://p.dw.com/p/175BI
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Haftalık yayınlanan Hamburg merkezli Die Zeit gazetesi, ABD'yi sarsan kanlı okul baskının ardından ülkedeki silah yasasının sertleştirilmesine yönelik çağrıları şöyle değerlendiriyor:

“ABD Başkanı Barack Obama her ne kadar bireysel silahlanma yasasını sertleştirmeyi istese de -ki bunu mutlaka deneyecektir- bir sonraki kanlı katliamın yaşanmasını engelleyemeyecektir. Zira ABD’de yaklaşık 300 milyonun üzerinde bireysel silah bulunuyor, yani tüm hanelerin üçte birinde. Bu akıl almaz mühimmat deposunu sadece cinnet geçiren caniler kullanmıyor, bu silahları bulunduranlar arasında uyuşturucu tüccarları ve çete üyelerinin yanı sıra aile içi kavgaları tabanca çekerek bitiren birçok normal vatandaş da var.”

ABD'den geçiyoruz Almanya'ya. Geçen hafta bombalı bir saldırının eşiğinden dönen Bonn kentinde çıkan General-Anzeiger gazetesi, yorum sütunlarında Almanya'daki güvenlik kamerası tartışmalarını ele alıyor:

“Alman Demiryolları İşletmesi ‘Deutsche Bahn’ ile Federal Polisi'nin, aralarında güvenlik gerekçelerinin de olduğu bir takım sebeplerden ötürü, Bonn ana tren garının birinci peronunda kaç kamera olduğunu söylemek istememeleri, sanki sonradan akla gelip de verilmiş bir cevap gibi insanın tuhafına gidiyor. Bununla birlikte geçen hafta yaşanan bombalı saldırı girişimine ilişkin güvenlik kamerasının hiçbir kayıt yapmadığını söylemekten ise çekinmiyorlar. Tabii eğer bu kameralar çalışır durumda idiyseler. İstenilse bir adım daha öte gidilip durum skandal olarak değerlendirilebilir ve denebilir ki; ‘Soruşturmayı yürütenler Bonn tren garında hizmet veren Mc Donald’s güvenlik kameralarının düşük çözünürlüklü görüntülerine muhtaç kaldı. Çünkü Federal devletin modern güvenlik kameraları ile kayıt yapabilecek bir sistem için ayıracak parası yok.' Peki kim verdi bu kararı? Niye verdi? Peki bu saçma durumu kim ne zaman düzeltmeyi planlıyor? Zira sorumluluk taşıyıcılığı, sorumluluk hımbıllığı anlamına gelmiyor.”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi ise yorum sütunlarında Almanya’da yaşlıların yoksullaşmasına ilişkin yeni yapılan bir araştırmaya yer veriyor. Hür Demokrat Partili (FDP) Federal Ekonomi Bakanı Philipp Rösler’in kamuoyuna sunduğu bu araştırma, Hrıstiyan Demokrat Partili (CDU) Federal Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen’in düşük gelirliler için çıkarmayı planladığı ek emeklilik priminin anlamsız olduğunu ortaya koymuştu:

“Yaşlılar arasındaki yoksulluğun arttığına ilişkin tezler yanlış ve tehlikeli bir kaderciliğin tetiklenmesini sağlıyor: 10 haneden 4’ünün, emeklilik maaşları ile sosyal masraflarını karşılayamadığı belirtiliyor. Federal Çalışma Bakanlığı’nın planladığı hatalı uygulamalar insanların çalışma motivasyonu kötü etkileyebilir. Nitekim birçok kişi 'ne kadar çalışırsam çalışayım nasıl olsa yaşlanınca yoksul kalacağım' diye düşünebilir. Bakan von der Leyen’in çabaları böyle bir etki göstermeye başladığı vakit, bakanın kendi gördüğü kehanet zaten gerçek olacaktır; yani yaşlılıkta yoksulluk artacaktır.”

Basın turumuzu Nürnberger Nachrichten gazetesinin aynı konuya ilişkin yorumu ise şöyle:

“Hâlihazırda Almanya’daki henüz istikrarlı ama giderek parçalanan istihdam mucizesi, problemli durumunu euro krizinin içerisinde saklamayı başarıyor. Hatta güncel gelişmelere bakacak olursak bu durum, buharlaşıp uçuyor bile: Düşük ücretli işlerin alanı giderek büyüyor. İktidar ortakları büyük işletmelere indirim yaptığı için, artan enerji ücretleri, düşük gelirlilerin omzuna binen malî yükü artırıyor. Ev kiraları aldı başını gidiyor. Ama aynı zamanda da refah düzeyi artıyor. İşte tüm bunlar zayıf bir politikanın sonucunu gösteriyor: Hâlihazırdaki koalisyon hükümeti, ilk olmamakla birlikte, zengin ve yoksul arasındaki uçurumun ve tabii sosyal sorunların da derinleşmesine hizmet ediyor .”

© Deutsche Welle Türkçe

Rayna Breuer / Başak Demir

Editör: Başak Özay