19.08.2010 - Alman basınından özetler

Wetzlarer Neue Zeitung Street View uygulamasının yolaçtığı tartışmaları yorum sütunlarına taşıyor:

“Politikacılar internette kişisel verilerin kötüye kullanılmasını ve telif haklarının sistematik olarak ihlal edilmesini engelleyecek yasalarla ilgilenmeli. Asıl sorun bu yasalarda. Oysa politikacılar bunun yerine cadde ve sokakların fotoğrafının çekilmesi konusunda yüzeysel, popülist tartışmalar yapıyor. Üstelik bu uygulamayı sadece google yaptığı için, problem haline getiriyorlar. Street View uygulamasına izin verilmeli. Şimdiye dek olduğu gibi.”

Süddeutsche Zeitung aynı konuyla ilgili yorumunda İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’nin uygulamayı destekleyen tavrını mercek altına alıyor:

“İçişleri Bakanı Street View’in yararlı bir uygulama olduğunu söylerken, bazı konularda haklı. Bir otelde yer ayırtmadan önce tam olarak nerede olduğunu ya da tutmayı düşündüğümüz bir daireyi gidip görmeden onun konumunu önceden internette görmek güzel olur. Ancak bu, bazı vatandaşların evlerinin fotoğrafının çekilmemesi lüzumunu görebileceği gerçeğini değiştirmiyor. Gerçi bu kişiler şimdiki yasal düzenlemeye göre uygulamaya karşı çıkamaz. Google karşı olanların itirazlarını dikkate alacağını açıkladı. Ancak bunu yapıp yapmamak, ona kalmış. İçişleri Bakanı’nın, bu uygulama için tek tek vatandaşların onayının alınmasıyla çok ileriye gidilmiş olacağı yönündeki açıklaması, haklı. Bu yapılırsa Street View hiç başlayamaz.”

Westfälische Nachrichten aynı konuyla ilgili yorumunda, tartışmaların abartılı olduğu görüşünü dile getiriyor:

“Street View uygulamasıyla ilgili tartışmanın çok tipik Almanyaya özgü yanı var. Özel hayat, evin duvarının arkasında başlar. Street View adından da anlaşılacağı gibi cadde ve sokakların, yani herkesin görebileceği kamuya açık yerlerin fotoğraflanmasını öngörüyor. Google buralardan canlı yayın yapmayacak, aylar ya da yıllar öncesine ait anlık görüntüleri kaydedecek. Almanya buna rağmen hâlâ kişisel verilerin korunmasını tartışıyor. Belki sonuçta kişisel verilerin sosyal paylaşım ağlarına düşmesinin engellenmesi ya da vatandaşların adreslerini, bilgilerini satın alan tacirlerin kimliği belirsiz telefonlarından korunması için acil bir koruma gerekebilir. Ancak kamuya açık yerlerin korunması gerekmiyor.”

Bugünkü gazeteler, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, ülkede kaçak yaşayan Romanları sınır dışı etme kararına da yer ayırıyor. Mannheimer Morgen, Fransa’daki gelişmeleri şöyle yorumluyor:

“Sarkozy’nin sorunun çözümüne bulduğu reçete basit. Bu suçla mücadeleye ve kendisinin sevilmemeye devam etmesine hizmet ediyor. Fransa’daki suçlulara karşı özlü sözler sarfediliyor, yabancılar ve Romanlar olarak tanımlanan bu suçlular sınırdışı ediliyor ve halkın bunu alkışlaması, takdir etmesi bekleniyor. Kentlere video kameralar yerleştiriliyor, bu da suçu önleyici müdahale olarak açıklanıyor. Oysa sorun çok daha karmaşık. Romanlar Romanya ya da Bulgaristan’da, Fransa’dakinden daha çok sevilmiyor. Tam tersine bu ülkelerdeki yaşam koşulları onların buraları terk etmesine neden oldu. Birçoğu Fransa’nın, ülkelerine dönmesi için verdiği ikramiyeyi, yeniden Fransa’ya gidebilmek için kullanıyor. Polis, kaçak Romanların yaşadığı bir yerleşim birimini dağıttığında, hemen başka bir yerde yenisi kuruluyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu
Editör: Beklan Kulaksızoğlu