Avrupa basınından özetler

Bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumlar tamamen Almanya’daki cumhurbaşkanlığı seçimi ve bu göreve seçilen Joachim Gauck ile ilgili.

Muhafazakâr Avusturya gazetesi Die Presse “Almanya Gauck’u hak etti” başlıklı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Bir Alman cumhurbaşkanının ne söylediği ve ne yaptığı merak konusu olmaya devam ediyor. (Önceki Cumhurbaşkanı) Wulff’da olduğu gibi üzerinde yolsuzluk şaibesi bulunduğu için değil; eleştirel kafaya sahip bir kişinin bundan böyle siyaseti ve seçmenleri göz önünde bulundurarak, çoğunluğun ağzıyla konuşmayacağı için! İlginç olan, resmî olarak sadece temsilî görevi bulunan cumhurbaşkanlarından, Almanların beklediği tam da bu; herkesin nabzına şerbet veren, yumuşak tarzda değil, yön gösteren, rahatsız edici ve insanları düşünmeye teşvik eden konuşmalar. Wulff’a değil ama, en üst makamdaki temsilcilerine güven duyamayan Almanlara pekalâ acınabilirdi. Şimdi artık Almanları kutlamak lazım: Bu cumhurbaşkanını gerçekten dürüstçe hak ettiler.”

İsviçre’nin Cenevre kentinde yayımlanan Basler Zeitung adlı gazetenin yorumunda ise şu satırlar göze çarpıyor:

“Gauck, esen yele göre tavır değiştiren bir oportünist midir? Hayır, Gauck Gauck’tur. Onun geçmişinden kaynaklanan kara sayfalar olmadığı gibi, parti politikaları anlamında ‘etiketlenmesi’ de mümkün değil. Tüm bunlar kişisel geçmişi ile birleşince, ondaki bu birleştirici nitelik ve ahlâki otorite ortaya çıkıyor. Bundan dolayıdır ki Alman cumhurbaşkanlığı görevi ona şimdi ele geçmez bir fırsat sunuyor. Biyografisinde yeni bir sayfa açacağı, neyin simgesi olduğunu herkesin kavrayacağı bir meydan okuma ile karşı karşıya. Konuşmalarında ve kitap imza günlerinde sıkça kullandığı, ancak günlük yaşamında halka soyut gelen “özgürlük” ve “sorumluluk” gibi kavramları şimdi artık somut ve güncel içeriklerle doldurması gerekiyor.”

Fransız yerel gazetesi Dernieres Nouvelles d'Alsace ise yorumunda, yorulmaz bir ahlâk vaazcısı olarak tanınan eski rahip Gauck’un dobra konuşmalarının da yakından bilindiğini belirtiyor ve şunları ekliyor:

“Dobra konuşmaları arasında bazen hedefi şaşıran, örneğin banker Thilo Sarrazin’i destekleyen, İslam’ın önemini eleştiren ya da ‘Occupy Wall Street” hareketini açıkça eleştiren sözleri de var. Tıpkı Angela Merkel gibi Joachim Gauck da (yıkılan) Doğu Almanya Cumhuriyeti’nden geliyor. Merkel’den farklı olarak Gauck oradaki rejime karşı gerçekten savaş verdi. Tıpkı Angela Merkel gibi o da dikkatini Doğu Avrupa’ya çeviriyor. Seçimden sonra Gauck’un ilk resmî seyahati, komşuluk ilişkilerinin geliştirileceği Polonya’ya olacak. Acaba bunun sembolik bir anlamı var mı?”

İtalyan sağ liberal Corriere della Sera gazetesi ise Joachim Gauck’un Almanya cumhurbaşkanı seçilmesini, doğulu Almanların rövanşı olarak yorumluyor:

“Almanya’nın doğu ve batı eyaletlerindeki sosyo-ekonomik uçurum kapanmasa da, doğulu Almanlar bu yıllar içerisinde büyük bir siyasi ve kültürel nüfuz kazandılar. Almanya ise kendi içindeki bazı eşitsizlikleri gidermeye çalışabileceğini, geleceğine ilişkin sorulara yanıtlar bulabileceğini kanıtladı. Örneğin nükleer enerji konusunda olduğu gibi. Bu gelişmelerde Almanya’nın doğusundaki insanlar ve onların fikirleri belirleyici rol oynadı; genelde kısa bir süreden bu yana (Almanya’da) yeniden gelişen her şeyde olduğu gibi.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Gezal Acer