19.03.20004 - Alman basınından özetler...

Irak Savaşı‘nın birinci yıldönümü ve Kosova’da Arnavutlar‘la Sırplar arasındaki gerginliğin artması bugünkü Alman gazetelerinde yorumlanan konuların başında. Irak Savaşı‘nın başlamasının birinci yıldönümüne değinen ekonomi gazetesi "Handelsblatt", savaşın üzerinden geçen bir yıl içerisinde Irak’taki durumun, şimdikinden daha değişik olması gerektiğini öne sürüyor ve şu satırlara yer veriyor:

”Irak’ta iç savaş yerine barış havası esiyor olması gerekirdi. Terör endişesi yerine geleceğe umutla bakılıyor olması gerekirdi şu günlerde. Bir uçurumdan öte, yeni ufuklara doğru bir yola çıkış olması gerekirdi. Ancak Irak’ta olumlu birşey bulmak için uzun uzun aramak gerekiyor. Hatta geleceğe daha da kötümser bakmak gerekebilir. Nitekim, savaş dolayısıyla oluşan birlik - İspanya örneğinde olduğu gibi – beklenenden önce parçalanıyor. Savaş hakkında ne düşünürseniz düşünün, bu durum Irak için kötü bir geleceğe işaret ediyor. Çünkü Iraklılar’ın kendi başlarına yeni, barışçı bir düzene geçmeleri olanaksız.”

Münih’ta yayınlanan "Süddeutsche Zeitung" gazetesi, uluslararası terörün Amerika Birleşik Devletleri için bir dünya savaşı anlamına geldiğini kaydederek, bunun ancak Avrupa ve Amerika’nın işbirliğiyle yenilebileceğini öne sürüyor. Yorum kısaca şöyle:

”Amerikalılar şu günlerde ‘tarih tekerrürden ibarettir’ deyiminin ne kadar doğru olduğunu kavrıyorlar. Uluslararası terör, Amerikalılar için faşizm ve komünizm kadar büyük bir tehdidi oluşturuyor. Faşizm bundan yaklaşık yarım yüzyıl önce dünyayı sıcak savaşa sürüklerken, komünizm ise uzun süre Soğuk Savaş tehdidinin varolmasına neden oldu. Bundan dolayı uluslararası terörü de bir dünya savaşı olarak algılıyor ABD. Faşizm ve komünizm, Amerika ile Avrupa’yı birbirinden ayıramadığı için yenik duruma düştü. İslami terör de ancak ortak çabalarla yenilebilir. Geçerli olan tek yol – ki hem İspanya’daki hem de Amerika’daki seçimlerden de öte – Avrupa ile Amerika’nın teröre karşı ortak işbirliği olmalıdır.”

Kosova’daki şiddet olaylarına değinen "Frankfurter Allgemeine Zeitung" gazetesi, olayların Arnavut ve Sırp politikacılar tarafından kışkırtıldığını yazıyor:

”Kosovalı Arnavutlar bağımsızlığa kavuşmak istiyor. Birçok Sırp ise savaştan önceki statükonun yeniden kurulması gerektiğine inanıyor ve Kosova’nın yeninden Belgrad’ın yönetimi altına girmesini istiyor. Şimdilerde politikacı olan eski Arnavut militan lideri Ramuş Haradinaj, Perşembe günü yaşanan olayları Arnavutlar‘ın statükoya karşı ayaklanmaları olarak değerlendirirken, Sırp Devlet Başkanı Kostunitsa da bundan bir gün önce Arnavut ayrılıkçıların terörist yüzlerini gösterdiklerini öne sürerek, ateşin üzerine körükle gitti. Olaylar bu tür açıklamalarla dineceğe benzemiyor.”

Berlin’de yayınlanan "Die Welt" gazetesiyse, ”eski Yugoslavya’da savaşın bittiğine inananlar, şimdi bu inancın yanlış olduğunu farkına varıyor” diyerek başladığı yorumda şu görüşlere yer veriyor:

”Son günlerde Balkanlar’da yaşanan olaylar, Güneydoğu Avrupa’nın kendi başına bırakılmasının barındırdığı tehlikenin ne denli büyük olduğunu gözler önüne seriyor. Güneydoğu Avrupa, hiç kuşkusuz batıyla doğu arasında bir kapı, Hristiyan ve İslam kültürleri arasında bir köprü. Ancak bu bölge uzun süredir organize suç örgütlerinin, radikal milliyetçilerin ve şiddet yanlısı ırkçıların cirit attığı bir bölge durumunda.”

"Frankfurter Rundschau" gazetesi de Kosova ve Belgrad’taki olaylar karşısında bölgeye yeni askeri birlikler gönderilmesinin, uluslararası topluluğun aciz kalmasından kaynaklandığını yazıyor yorumunda. Yorum kısaca şöyle:

”Bölgeye ek takviye birlikler gönderilmesi, etnik ayrılıklar temelinde kurulan bir düzenin işlemediğine gösterilen bir reaksiyon. Dil, din ve köken temelinde kurulan bu düzen, tarafların zorunlu olarak birbirlerine düşman kalmasına yol açtı. Diğer tarafı düşman olarak görmek, tüm kötülüklerin kaynağı olarak görmek, çok basit bir çıkış noktası. Bu çıkış noktasının varacağı yer de, aşırı şiddettir. Taraflar arasında anlaşma bu temel üzerine kurulamaz.”

Hannover’de yayınlanan "Allgemeine Zeitung" gazetesiyse, Kuzey Atlantik İttifakı NATO’nun gücünü gösterip bölgeye ek takviye güç göndermesinin iyi olduğunu savunarak, yorumda şu satırlara yer veriyor:

”Bu olayların nedenini arayanlar Belgrad’a da bir baksınlar. Yeni Belgrad yönetimi hemen milliyetçi bir tavır alıyor bu durum karşısında. Bu ise ülkenin birçok yanında hedef gösterme, beş yıl önce sona erdiği sanılan etnik göçü yeninden başlatmaya işaret olarak algılanıyor. Bundan dolayı uluslararası topluluk, Belgrad yönetimiyle görüşmek zorundadır.”