1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

18.04.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Murat Çelikkafa18 Nisan 2006
https://p.dw.com/p/Abmm

18 Nisan 2006 tarihli Alman gazetelerinde yer alan değerlendirmelerde iç politik gelişmelerin yanı sıra İran krizine ilişkin gelişmelere yer veriliyor. Bielefeld kentinde yayımlanan Neue Westfälische adlı gazetede İran’a ilişkin değerlendirme şöyle:

“Siyasi baskı, BM yaptırımları ve askeri tehdit… Bu yöntemlerle başarılı olunacağına artık kimse inanmıyor. Ama ABD, temel stratejisini bu üç unsur üzerine inşa etmeyi sürdürüyor. Soruna çözüm arayışları sırasında içine düşülen çaresizlik ortamında, ABD ve İran arasında doğrudan görüşmeler yapılmasına ilişkin öneriler bile yeniden gündeme getirildi. Fakat bu öneriyi yapanların gözden kaçırdıkları bir nokta var: Böyle bir görüşmenin gerçekleşmesi konusunda mutabakat sağlanması bile İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın saldırgan dış politikasının emsalsiz bir başarısı anlamına gelecektir. Öyle ki görüşme masasına galip taraf olarak oturacaktır. Böyle bir müzakerede Ahmedinejad’ın nükleer politika hedeflerinden taviz vermesini beklemek ise safdillik olur.“

Yine aynı konuya değinen gazetelerden biri olan Nürnberger Zeitung, İran Cumhurbaşkanı’nın izlediği politikaya farklı bir açıdan yaklaşıyor ve şu tesbitte bulunuyor:

“Ahmedinejad, dar gelirli seçmenin oylarını alarak işbaşına geldi. Çünkü alt tabakaya daha iyi yaşam koşulları vaadeden kişi Mahmut Ahmedinejad olmuştu. Ancak aradan geçen zaman içinde bu vaadin gerçekleşmediği görülüyor. Hatta aksine, dar gelirli insanların durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Bu nedenle de içten içe Ahmedinejad’a karşı bir tepki ve baskı ortamı oluşuyor. Sırf bu durum bile İran Cumhurbaşkanı’nın, halkın dikkatlerini ABD’ye karşı giriştiği güç gösterisine yönlendirme çabası için yeterli bir neden olsa gerek.“

Wiesbadener Kurier ise Tahran yönetiminin Ortadoğu politikasını büyüteç altına alıyor. Gazete, İran’ın, Filistin’de iktidara gelen radikal Hamas örgütüne veridği desteğe ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Tahran yönetimi, bir petrol ülkesi için pek de atla deve sayılmayacak bir meblağ olan 50 milyon dolarlık yardımıyla, sadece dış yardım kaynaklarından mahrum kalan Hamas’ın imdadına yetişmekle kalmıyor, aynı zamanda İsrail’e karşı saldırgan politikasını sürdürmesi konusunda da bu örgüte arka çıkıyor. Bu durumda, meydanı İran’a bırakmak niyetinde olmayan Körfez ülkeleri, istemeyerk de olsa Hamas’a yardım için kesenin ağzını açmak zorunda kalacak. Hatta aynı gerekçeyle Mosokva da benzer bir tutum içine girecek. Filistin yönetimine doğrudan yardımları askıya alan Avrupa ise şimdilik etkisiz eleman konumuna düşmüş durumda.“