1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

17.03.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Tuba Tuncak17 Mart 2004
https://p.dw.com/p/AbvL

Die Welt gazetesi Türkiye’nin AB için bir şans olduğu değerlendirmesinde bulunuyor. Yorumda, Türkiye’nin Avrupa’ya ”halkının çoğunluğu Müslüman olan bir ülke için alterantif modernleşme stratejileri ortaya koyabilme fırsatı sunduğu” belirtiliyor.

Die Welt’in bir başka yorumu ise Irak halkının geleceğe bakışı hakkında. Yazıda İngiliz bir araştırma kuruluşunun Irak’ta yaptığı kamuoyu araştırmasının sonuçlarına değiniliyor. Buna göre, Irak halkının çoğunluğu güvenlik sorunları ve ekonomik belirsizliğe karşın ülkelerinin gelişminden memnun.

”Hatta bu gelişim Türk ve Güney Kore halkının memnuniyeti ile kıyaslanabilir düzeye yükseldi” deniyor. Ancak İspanyol askerlerinin Irak’dan çekilmesi durumunda Irak halkının yeniden bir moral bozukluğuna sürüklenebileceği kaydediliyor.

Financial Times Deutschland gazetesi, İspanya’da muhafazkarların seçimi kaybetmesini sadece Madrid saldırlarına bağlamıyor. Gazetenin değerlendirmesini sunuyoruz:

”İspanya’da parlamento seçimeleri, Madrid saldırıları olmasaydı, nasıl sonuçlanırdı bunu kimse bilemez. Yaşanan kıyım, Sosyalistler’in şaşırtıcı zaferlerinin nedenlerinden biriydi. Ama Aznar’a bu faturanın sadece Irak politikası nedeniyle kesildiğini söylemek doğru olmaz. Normal koşullarda pek çok İspanyol, ya hükümet değişikliğine inanmadığı ya da zaten istemediği için sandık başına gitmeyecekti. Ama hükümetin gerçekleri örtpas etme çabası kararsız pek çok seçmeni protesto oyu vermesine neden oldu. Aznar‘ın partisi güven kredisini çoktan tüketmişti. 2002 yılının Kasım ayında İspanya kıyılarında batan tankerin yol açtığı çevre felaketinin boyutlarını gizlemeye çalışmıştı. Son haftalarda Aznar hükümetine, Irak Savaşı’na katılım sebebini açıklaması yönünde uygulanan baskı artmıştı. Bir hükümet sözcüsü, Aznar’ın Irak’ta kitle imha silahı olduğunu asla iddia etmediğini söyledi. Ancak daha sonra ortaya çıkan sesli ve görüntülü kayıtlar bu açıklamayı da yalanladı.”

Gazete eski İspanyol hükümetinin bunun gibi olumsuz örnek ortaya koyduğunu, Madrid saldırlarında El Kaide şüphesini örtpas etmesinin ise bu güvesizliğe tuz biber ektiğini kaydediyor.

Franfurter Rundschau gazetesi, İspanya’nın müstakbel Başbakanı Zapatero‘nun seçimi kazanmasının ve 30 Haziran’a kadar bir BM kararı çıkmadığı takdirde birliklerini Irak’tan çekme planının El Kaide’nin zaferi olarak nitelenemeyeceğini belirtiyor. Yorum şöyle sürüyor:

”Zapatero terörle mücadeleyi bir numaralı önceliği olarak niteledi. İkincisi, El Kaide’nin her türlü dolaylı zafer sevincini engelleyecek bir yol gösterdi: Irak için yeni bir BM kararı alınması yolunu. Bu ülkedeki Amerikan işgali 30 Haziran’da sona eriyor. Irak’ta hükümete gelecek olan, güvenlik ve düzeni tek başına sağlayamaz. İki Avrupalı mühendisin öldürülmesi durumun vehametinin altını çiziyor. New York’da haftalardır tartışılan yeni bir BM kararının çıkması, yeni bir başlangıç şansı içerebilir.”

Franfurter Allgemeine Zeitung’un terörle mücadele konusunu irdelediği yorumu şöyle:

”Bush yönetiminin, Irak’taki yabancı birliklerin bu ülkedeki konumlarını yasal bir zemine oturtmak ve İspanya’yı askerlerini geri çekmekten vazgeçirmek amacıyla yeni bir BM kararı çıkartmak istemesi doğru bir tavır. Ama Washington bu adımı daha önceden de atabilirdi. Bu arada Chirac ve Schröder‘in terörle mücadeleyi askeri, polisiye ve sivil düzeyde yürütme; diğer bir değişle ‘Avrupalılaştırma‘ girişimi mantıklı, ama geç kalmış bir çaba. Almanya Başbakanı “terör bize uzun yılar eşlik edecek” derken muhtemelen haklı. Ama bu tür sözleri Washington’dan son iki yıldır zaten duyuyoruz. Avrupalı ve Amerikalılar‘ın ortak bir strateji geliştirmesinin zamanı geldi. Yoksa Batı dünyası gerçekten terörün tutsağı haline gelecek.”

Essen’de yayımlanan Westdeutsche Allgemeine Zeitung’un konuya ilişkin yorumuna kulak veriyoruz:

"Irak Savaşı, Saddam Hüseyin’in devrilmesine yol açtı. Ama Başkan Bush’un iddia ettiği gibi teröre vurulan bir darbe olmadı. Tam tersine köktendinci teröre yeni bir ocak yarattı. Ama olan oldu, artık geriye dönüş yok. Batı şimdi Müslümanlar‘ın kaderinin Hristiyan ve Yahudiler’in kaderinden daha az değerli olmadığını kanıtlamak zorunda. Bunu da sadece Irak’ta sivil toplumu oluşturarak kanıtlayabilir. Buna karşılık, tüm dünyadaki Müslümanlar‘dan, radikal İslami eğilimlerin İslam dinini zehirlediğini açığa çıkarmaları bekleniyor."

Berliner Zeitung yorumunda Irak’taki saldırlara değiniyor. Yorumda, "Saldırganların amacı, Irak’ın istikararsız bir ülke olarak kalmasını ve yoksulluk içindeki halkının radikalleşmesini sağlamak. İki Avrupalı sivilin öldürülmesi saldırganları amaçlarına bir adım daha yaklaştırdı. Çünkü Irak’taki yeniden imar çalışmalarına yardım etmeye şimdi kim cesaret edebilir ki?” deniyor.