1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16.11.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Seda Serdar16 Kasım 2006

Alman basını bugün üç konuya ağırlıklı olarak yer veriyor. Bunlar İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın ortak hazırladığı güvenlik raporu, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri ve gündemi meşgul etmeye devam eden, yasadışı göçmenlerin Almanya’da kalabilmeleriyle ilgili olan ‘ikamet hakkı’.

https://p.dw.com/p/AbkL

İlk olarak ele alacağımız konu Alman içişleri ve adalet bakarlıklarının ortaklaşa hazırladıkları ‘ikinci güvenlik raporu’. Süddeutsche Zeitung şu yorumu yapıyor: “Almanya’da güvenlik durumu objektif olarak iyi, subjektif olarak ise kötü. Bunun anlamı şu: Son on yıldır suç oranında düşüş yaşanıyor ancak aynı zamanda insanlardaki korku artış gösteriyor. Almanya’nın dünyadaki güvenli ülkeler arasında olduğunu söyleyen Alman hükümetinin ‘güvenlik raporu’ bu gerçeği değiştirmeyecek. Suçun korku yaratması ne küçük burjuvaziliğin bir göstergesi ne de tepkiselliğin. Herkesin hırsızlık ve arabaların çalınması gibi bir çok alanda deneyimi var. Medya sayesinde bu deneyimler daha da artıyor. Bu korkuyu aşırıymış gibi lanse eden bir içpolitika, kendi kendini diskalifiye etmeye mahkum.”

Stuttgarter Zeitung ise aynı konuda şunları yazıyor: “Suç oranının düşüklüğü aslında mekan avantajı ile yakından alakalı ve bir çok vatandaş çoğu zaman bunu unutuyor. Insanın akşamları sorunsuz bir şekilde evinden çıkıp gitmesi her yerde var olan normal şartların bir parçası değil. Örneğin bazı Fransız baliyölerinde örneğin bu mümkün değil, Paris o kadar da uzak olmasa da. Napoli sakinleri ise Almanlar kadar güvenli yaşayabilseler mutlu olurlardı. Ancak bazı yabancı görünümlü insanların Almanya’nın belli bölgelerinde günlük tehditle karşı karşıya oldukları da doğru. Genelde güvenli bir ortamın olması ise, polisin görevini iyi yapmasından ve işleyen bir Adalet sisteminin olmasından kaynaklanıyor.”

Die Welt gazetesi ise başka bir konuya, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerine yer veriyor ve şu yorumu yapıyor: “Türklerin çoğu, gerek hükümet içinde olsun gerekse hükümet dışında, Ermeni soykırımı hatırlatıldığında hemen tepki veriyor. Konu neredeyse 30 yıla yaklaşan Kıbrıs’in istilasına gelince Avrupa ve kuralları hemen unutuluyor. Aynı tepki Kürt sorunu konusunda da gösteriliyor. Hatta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Irak’ın üçe bölünüp Kürt bölgesinin oluşması durumunda Irak’a saldırmaktan bahsediyor. Belli ki Ankara tüm Avrupa Birliği davranış kurallarını çiğnemeye hazır. Şiilerden, Sunnilerden ve Kürtlerden oluşan üç bölgeli bir Irak’ın daha istikrarlı olma ihtimali yüksek. Eğer bu yönde karar alınırsa, Türklere sadece bunu onaylamak düşer, tabii eğer Avrupa Birliği’ne üye olmak istiyorlarsa.”

Tageszeitung gazetesi ise Almanya’da yakıları devam eden ‘ikamet hakkına’ yer veriyor ve şunları yazıyor: “Koalisyon büyük bir süpriz yapmayı başarmış olasa da, kararın hayata geçmesi için ülke çapında bir onay gerekiyor. Ancak bu şekilde uzun yıllardır bunu bekleyen kişiler çalışma iznini elde edebilecekler. Ikamet hakkının halen tam olarak ne olacağı belli değil, o yüzden kliseler, sığınmacı kuruluşları ve konuyla ilgili siyasetçiler dikkatli olmalı.”