1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

16 Ekim 2013

İran’ın nükleer programıyla ilgili uluslararası müzakereler, Libya’daki siyasi durum ve ABD’deki bütçe tartışmaları Avrupa basınından seçtiğimiz yorum konuları.

https://p.dw.com/p/1A0eU
02_2012 Themenbild für Presseschau Ansprechpartner: Simone.Huels@dw-world.de
Fotoğraf: DW

Paris'te yayımlanan muhafazakâr Fransız gazetesi Le Figaro, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya ile İran arasındaki nükleer müzakereleri şu şekilde yorumluyor:

“İran'ın nükleer tesislerinin, İsrail'in istediği şekilde tümüyle yok edilmesinin bir hayal olduğu görülmelidir. Buna karşılık Batı, İranlılara özlemle istedikleri, bir bölgesel güç olarak tanınma imkânını sağlayabilir. Pazarlığın anahtarı da tam bu noktada. İran stratejisini değiştirerek bu hedefe ulaşabileceğini kavradığı takdirde, yani nükleer eşiği aşmaması ve etkisini Suriye'deki barışçıl bir çözüm için kullanması halinde Cenevre'deki müzakereler hakkında başarılı nitelemesi yapmak mümkün olur.”

İsviçre'den Neue Zürcher Zeitung Tahran'ın Cenevre'deki müzakerelerde uzlaşmacı bir görünüm sergilemesini şu sözlerle yorumluyor:

“İran'ın bugün sırf yaptırımlardan kurtulmak için uzlaşmaya hazır bir görünüm çizdiği tezi hiç de isabetli değil. Tahran'ın sergilemeye başladığı açıklık siyasi bir tercih. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani dış politik programının en üst sırasına komşu ülkelerle ilişkileri iyileştirmeyi koydu. Tahran nükleer programıyla ilgili tavizler vererek yakın ve uzaktaki komşularına da güvenlerini geri kazanmak istediği yönünde göz kırpmış oluyor. Bu adım İran'a sadece ilgi çekici ekonomik perspektifler açmakla kalmaz onun Birleşmiş Milletler ya da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) bünyesinde daha fazla destek görmesini de sağlayabilir.”

İspanya'dan sol liberal El Pais gazetesi, Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden yaklaşık iki yıl sonra Libya'daki siyasi durumu yorum sütunlarına taşıyor:

“Aranan bir El Kaide teröristinin ABD tarafından gözaltına alınması, bir başbakanın kaçırılması ve Akdeniz'deki mülteci akını dünyanın tekrar Libya'yı hatırlamasını sağladı. Ülke, sürekli yayılan bir anarşi içerisinde yeniden kurulmaya çalışılıyor. İslamcılar bu sürece milislerin yardımıyla hâkim olmaya çabalıyor. 2011 yılındaki devrimi destekleyen uluslararası toplum, geçiş sürecine aktif olarak katılmak zorunda. Bu kolay değil zira kendi devletlerini kurmak Libyalıların hakkı. Ancak Batı'nın bu süreci enerjik bir biçimde güçlendirmesi gerekiyor. Sınırların korunması ve güvenlik güçlerinin eğitimi yeterli değil. Libya yeni bir Irak'a ya da Somali'ye dönüşmemeli.”

Çek Cumhuriyeti'nden liberal ekonomi gazetesi Hospodarske Noviny ABD'deki bütçe tartışmalarının olumlu yönleri olduğuna dikkat çeken bir yorum yapıyor:

“Tüm dünya büyük bir hayret içerisinde Başkan Barack Obama ile ABD Temsilciler Meclisi'nde borçların yükseltilmesini reddeden ve devleti bloke edebileceğine inanan Cumhuriyetçi çoğunluk arasındaki mücadeleyi izliyor. Bunun dünya ekonomisi açısından sonuçlarından endişe duyulması oldukça anlaşılır ancak ABD'deki mevcut siyasi krizi gereğinden fazla önemsememek gerek. Kuvvetler ayrılığına sıkı sıkıya bağlı bir demokrasinin nasıl işlediği ve işlemesi gerektiğine dair hayranlık duymak daha yerinde olur.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun

Editör: Beklan Kulaksızoğlu