16.07.2009 - Avrupa basınından özetler

Strasbourg'da yayımlanan Fransız yerel gazetesi Dernieres Nouvelles d'Alsace Avrupa Parlamentosu ve olası yeni politikalarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Avrupa Parlamentosu'nda şu ana kadar komisyonlarda kimlerin yer alacağı, kimlerin komisyonlar arasında arabuluculuk yapacağı ve başkan yardımcılığına kimin getirileceğiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Bu tartışmalara yön veren unsurlarsa demokratik yasal düzenlemeler değil, bu isimlerin hangi ülkelerden geldiğine dair ince matematiksel hesaplamalar. Görünen o ki, Avrupa Birliği’nde işler başka türlü yürümüyor. Yaygın olan kanı; AB’nin muazzam bir güç olduğu yönünde. Ancak karizmatik bir lider kişiliğini kullanarak, sorumluluk alabilir, kararlı ve kararsızları peşinden sürükleyebilir. Ama bunu kim yapacak? Haziran ayındaki seçimlerin galibi Avrupa Halk Partisi, her şeye ve herkese karşı bir tutumla, ayrıca her ne kadar hakkında iyi şeyler düşünmese de görev süresi tamamlanacak olan AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barossu’yu destekliyor. Avrupa tüm enerjisini şu an tek bir hedefe yönlendirmiş durumda. O da yandaşları ve politikaları ışığında Brüksel’in yeni kadrosunu en azından zihinlerde belirlemek. Yani aslında beş yıldır yapılan işi bundan sonra da devam ettirmek. Ancak bu yapılanlarla şimdiye kadar hiçbir yere varamadı.”

Avusturya'nın başkenti Viyana'da yayımlanan liberal eğilimli Der Standart gazetesiyse bugünkü yorum sütunlarında mali kriz ve olası etkilerine ağırlık veriyor:

“Ekonomik durumdaki hafif iyileşmelere karşın, Avrupalıların hükümetlerine duydukları güven hala sınırlı. Financial Times'ın kasım 2008'de yaptığı bir kamuoyu araştırmasına göre; Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya ve Almanya'da insanlar hükümetleri konusunda giderek daha az memnun olduklarını, gelecek perspektiflerininse giderek daha olumsuz bir hal aldığını ortaya koyuyor. Neredeyse tüm Avrupa hükümetlerinin ortak özelliği yüksek borçlarıdır. Mali kriz devam ettikçe, insanların politikaya olan güveni de eriyecektir."

Avrupa Birliği Komisyonu, Sırbistan, Makedonya ve Karadağ’a vize uygulamasının yıl sonuna kadar kaldırılmasını önerdi. İsviçre’nin Zürih kentinde yayımlanan Tages Anzeiger gazetesinin konuyla ilgili yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:

“Schengen bölgesi için önerilen yeni açılım doğru bir adımdır. Çünkü bu sayede Balkanlar'daki insanlar için Avrupa soyut bir kavram olmaktan çıkacak. Ancak vize muafiyeti, tüm Balkan ülkelerini kapsamayacak. Bosna Hersek, Arnavutluk ve Kosova, Brüksel’in bu yöndeki kriterlerini henüz yerine getirmedi. Bosnalı ve Kosovalı yetkililer daha biyometrik pasaportu bile uygulamaya geçiremedi. Bu yüzden AB değil, artık bu ülkelerdeki siyasilerin harekete geçmesi gerekiyor. Sırbistan’a imtiyazlı davranıldığı yönündeki şikayetler, ancak kriterleri yerine getirmeyen ülkelerdeki esas sorunların göz ardı edilmesine yarıyor.”

Muhafazakâr eğilimli İngiliz Daily Telegraph gazetesiyse, Çeçenistan'daki öldürme, kaçırma ve diğer insan hakları ihlallerini araştıran Rus insan hakları savunucusu Natalya Estemirova'nın öldürülmesi konusunu yorumluyor:

“İktidarları saygıdeğer kılan başlıca özelliklerden biri, eleştiri ve eleştirenlere açık olmaktır. İnsan hakları savunucusu Natalya Estemirova cinayeti, Putin Rusya’sında farklı görüş ve düşüncelerin bir suç oluşturabileceğini ortaya koyuyor.(…) Devlet Başkanı Medvedev cinayeti tepkiyle karşıladı. Ancak iktidarı elinde bulunduran isim Başbakan Putin. Putin’in cinayeti kınaması ve bağımsız bir soruşturma garantisi vermesi gerekiyor. Şayet bunu yapmazsa, o zaman dünyada, Moskova yönetiminin iktidarı eleştirenlere yönelik cinayetlere müsamaha gösterdiği kanısı oluşacaktır.”

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Hülya Köylü