16.02.2010 - Avrupa basınından özetler

Die Welt gazetesinde İranlı felsefeci Ramin Cehanbegloo’nun imzasını taşıyan, konuk yorumcu köşesindeki makalenin başlığı, “ Tahran’da Askeri Darbe?” sorusunu yöneltiyor… Alt başlıkta ise “İran’da göstergeler şiddetin artacağına işaret ediyor” şeklinde. Yorumda özetle şu görüşlere yer veriliyor:

“İran’da askerlerin iktidara el koyması, dış politika açısından devrim muhafızlarının nükleer kartı oynamak suretiyle, dışarıya karşı İran’ın anti-emperyalist misyonunu vurgulamaları, içeride de milli duyguları kabartma fırsatı anlamına gelir. Şu anki göstergeler, İran’ın birkaç ay içerisinde tamamen askeri bir ‘de facto’ güce dönüşeceğini ortaya koyuyor. Bunun ülkedeki reformlar ve ülkenin dış dünyadaki konumu açısından sonuçları olacaktır. Tüm bunlar pembe bir senaryo olmaktan uzak görünüyor. Ama ne yazık ki İran’daki gelişmelerin mantığı bu durumu sergiliyor.”

İsviçre’de yayımlanan “Neue Zürcher Zeitung”dan ise Afganistan’da ABD liderliğinde, NATO ve Afgan askeri güçlerinin düzenlediği "Müşterek Harekât“a ilişkin bir yorum seçtik… Şu satırları okuyoruz:

“Silahların psikolojisi, onların sadece ateş gücünde yatmıyor. Eğer öne konulan hedefe ulaşıncaya kadar bu silahların kullanılacağı belirgin olarak hissettiriliyorsa, o zaman silahlar siyasi etki de yapabilir… Gerilla savaşlarında büyük muharebeler sonucu belirlemiyor; kimin daha fazla dişini sıkıp, kararlı davrandığı belirleyici oluyor… İşte şu sıralarda birçok NATO ülkesinde bu kararlılık mevcut değil! O yüzden, Taliban’ı askeri harekâtla dize getirip, onu müzakere masasına çekme planı yanıltıcı. Afganistan’daki mücahitler uzun vadeli düşünüyor; batılı politikacılar ise sadece gelecek seçime kadar.”

Danimarka’da yayımlanan Berlingske Tidende adlı gazetenin yorumu, mali iflasın eşiğine gelmiş olan Yunanistan’a planlanan yardımlar. Yorum şöyle:

“Yunanistan’a yapılacak yardımlarda öne çıkan husus, ülke için sunulan şok tedavinin Atina’daki merkez-sol hükümetin şevkini azaltmamasıdır. Bunun dışında bu yardımların İspanya, Portekiz ve İtalya’nın da reform çizgisini izlemeleri ve Yunanistan’ın uğradığı aşağılamaya maruz kalmamaları için açık bir sinyal olmalıdır. Bu sinyalin inandırıcı olması ise özellikle Euro Bölgesi'nde başı çeken ülkelerin de AB İstikrar Paktı ve bütçe açığı kriterlerine tam olarak uymalarıyla mümkün olabilir.”

İspanya’da yayımlanan El Pais gazetesinden seçtiğimiz yorum, Japon otomobil devi Toyota’da saptanan arızalar serisi ile ilgili. Gazete, dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden olan Toyota’nın itibarının birkaç gün içinde inanılmaz boyutta zarar gördüğünü belirtiyor ve şu görüşleri ekliyor:

“Asıl büyük sorun, Toyota’nın ürünlerindeki hataları gizleme çabasının ortaya çıkmasından doğabilir. Toyota sadece çok hızlı bir büyüme sürecinin kurbanı olmadı. Diğer dev otomobil tröstlerinde olduğu gibi Toyota’da da birtakım şeyleri gizli tutma ve yönetim kademelerinin şeffaf olmaması eğilimi, eleştirilerin ve eksikliklerin üst kademelere ulaşmasını zorlaştırdı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ayhan Şimşek