15.01.2009 - Avrupa basınından özetler

Fransa'nın Strasbourg kentinde yayımlanan Dernieres Nouvelles d'Alsace gazetesi, Ortadoğu'da devam eden şiddet karşısında Avrupa Birliği'nin çaresiz kaldığına işaret ediyor. Gazetede yer alan yorum şöyle:

“Ne yapmalı? Avrupa sesini yükseltiyor, ama yanıt veren yok. Mümkün olan her şey önerildi, ancak AB çölde bağıran birine dönüşmüş durumda. Peki en azından insani yardımların ulaştırılmasını güvence altına alabilecek ve silah kaçakçılığını önleyebilecek yardım birlikleri bölgeye sevkedilebilir mi? Ama Lübnan'a gönderilen UNIFIL birlikleri gibi bu tür bir misyonun etkin olması zor görünüyor. Zira savaşan taraflar, böyle bir misyon istemiyor. Peki ya diplomasi? Ancak Hamas'ın sorunun bir tarafı olarak değil, bir parya olarak görüldüğü yerde diplomasi de şu anda işe yaramıyor.”

İspanya'nın Katalan bölgesi Barcelona'da yayımlanan El Periodico gazetesi de savaşın uzun vadeli etkilerine dikkat çekiyor yorumunda. Gazete, şiddetin yeni fanatikler ortaya çıkaracağı konusunda uyarıyor:

“Savaşın kamçıları, Gazzeli çocuk ve gençlerin hayatında büyük izler bırakacak. Sadece İsrail kurşunlarının neden olduğu vücutlarındaki sakatlanmalarla değil, aynı zamanda psikolojik etkileriyle de bu izi taşıyacaklar. Belki bu gençlerin çok azı buna direnecek güce sahip olacak. Zira savaşın acılarına tanıklık eden Filistinli gençlere gelecek umudu sunulmuyor. Bu, fanatizme küçük bir adım kaldığı anlamına geliyor. Gazze'de patlayan her bomba, aileleri yok ediyor ve köktendinci akımlara yeni taraftarlar kazandırıyor.”

İsviçre gazetesi Neue Zürcher Zeitung da Arap ülkeleri arasındaki görüş ayrılıklarını dile getiyor. Gazete, şiddeti durdurmak konusunda Arap ülkelerinin de etkin olmadığı kanısında:

“İsrail birlikleri Gazze kentinin merkezine doğru ilerlerken, Arap ülkeleri de bir zirve buluşması düzenlenmesini tartışıyor. Ancak görüş ayrılıkları var. Mısır ve Suudi Arabistan, Hamas'ı yola gelmesi için zorlamak istiyor. Suriye ve müttefikleri ise direniş mücadelesinden yana tavır koyuyor. Suudiler de Araplar arasında yaşanan bu bölünme nedeniyle başarısız ve yeni sorunlara gebe özel bir zirve düzenlenmesinden kaçınıyor…”

Alman hükümetinin hazırladığı 50 milyar euroluk teşvik paketi ve buna ilişkin Başbakan Angela Merkel'in dün yaptığı açıklamalar, Frankfurter Allgemeine Zeitung'ta şöyle yorumlanıyor:

“- Almanya, özünde sağlıklı ve güçlü.- Başbakan Merkel’in Federal Meclis’te sarfettiği bu sözlerin kanıtlanması gerek, özellikle de Federal İstatistik Dairesi’nin son rakamları, ekonominin titreme nöbetlerine tutulduğunu gösterirken. Başbakan, on yıllardan bu yana en zor dönemini geçiren Almanya’yı böyle görüyor. Ancak sağlıklı ve güçlü olan bu ülke, fırtınalar ya da ateşli hastalıklardan maalesef kendini koruyamıyor. Bayan Merkel’in devamında söylediği sözler de büyük kuşkulara neden oldu. Merkel’e göre, 50 milyar euroluk teşvik paketi, başbakan olarak verdiği en zorlu iç politik karardı. Ama sormak gerekiyor: Peki bu, 500 milyar euroluk bankaları kurtarma programından daha mı zordu?”

Süddeutsche Zeitung da Merkel'in açıklamalarını eleştiriyor:

“Program, büyük paralar içeriyor, ancak yine de rahat bir nefes aldırdığını sözlemek zor. Başbakan’ın hükümet açıklaması da bu rahatlamayı sağlamaktan uzak. Başbakan Merkel, insanlarda umut uyandıran bir heyecandan, bir hareketliklikten bahsetti, ancak bu hareketlilik maalesef görünürde yok. Başbakan’ın hükümet açıklaması da daha çok bir başbakan yardımcısının açıklaması gibiydi. Sanki bir başbakan yardımcısı, bir başbakan gibi konuşmaya çalışıyordu…”