1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

14.06.2011- Alman basınından özetler

14 Haziran 2011

Türkiye’deki genel seçimin sonuçları, bugünkü Alman basınında öne çıkan yorum konusu.

https://p.dw.com/p/11Zl7

Süddeutsche Zeitung'un yorumu şöyle:

“Türkiye, modernlik yolunda; toplumdaki çeşitliliği, bireylerin haklarını tanıyan tam bir demokrasi olma yolunda uzun yol kat etti ama an zorlu etap daha önünde duruyor. Ülkenin acilen yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Kürtlerle gerçek anlamda barışmaya ihtiyaç var. Ve AB ile tıkanan üyelik sürecinde yeni bir heyecana. Seçim sonuçları sadece Erdoğan’a verilmiş bir hediye değil. Aynı zamanda vatandaşın muhalefete hala şüpheyle yaklaştığının da bir işareti. Erdoğan da muhalefet de şimdiye kadar sadece kutuplaştırdı. Artık işbirliği yapmaları gerekiyor. Bunun için de radikal rota değişiklikleri gerekli. Bu bir mucize mi olur? Türkiye’nin tam da böyle bir şeye ihtiyacı var.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung’un yorumunda ise özetle şu satırlar yer alıyor:

“2007 seçimlerinden farklı olarak AB üyeliği seçim kampanyalarında hiçbir rol oynamadı. AKP’nin bir zamanlar yükselişinde ve orduya karşı güç savaşında can simidi işlevi gören Avrupa perspektifi miadını doldurdu. Erdoğan ancak, iktidarı yeniden tehlikeye girdiğinde buna sarılacaktır. Ki şimdilik de böyle bir durum ufukta görünmüyor… Erdoğan’ın ülkesini dünyada birinci lige götürecek yolda en büyük engel dışta değil, içte. Ülke demokratikleştikçe, Kürt sorunu daha zorlu hale gelecektir. Türkiye’deki milliyetçi Kürt partileri taleplerini giderek artıracak, hepsi yerine getirilse bile, işleri, varlık nedenleri bu olduğu için yeni taleplerle ortaya çıkacaklardır. Gerçek iç barış, ancak PKK’nın silahları temelli olarak bırakmasıyla sağlanabilir. Bunun için de Türkiye’nin kendi yarattığı teröristi, Öcalan’ı ortak ilan etmesi gerek. Devlet ile PKK arasında bir antlaşma olmadan ve PKK militanlarına genel af çıkarılmadan bu başarılamaz. O zaman bile başarı garanti değil. Çünkü bu PKK’yı tek parçalı bir blok gibi görmek anlamına gelir. Oysa ki öyle değil. Bu tür iç sorunlarla karşı karşıya olan bir devlet dış politikada ancak yarı gücüyle hareket edebilir.”

Braunschweiger Zeitung ise Türkiye’deki seçimleri, Arap ülkelerinde yaşanan demokrasi hareketlerine örnek gösteriyor:

“Müslüman bir cumhuriyetin adil demokratik seçimler düzenleyip, aynı zamanda iktidarın abartılı olarak görülen güç talebini oy sandığında budaması Arap baharını yaşayan bölgede dikkatle not edilmelidir. Dünyanın diktatörlerle dolu bir bölgesinde alınacak mesaj şu: İstikrar ve refaha ulaşmak için despotluğa ihtiyaç yok.”

Stuttgarter Nachrichten gazetesi ise Avrupa'da kafalardaki Türkiye resminin değişmesi gerektiğini belirtiyor:

“Artık eski Türkiye tablosuna veda etme zamanı geldi. Avrupa’nın on yıllardır sahip olduğu ve koruduğu, ülkenin AB üyeliğini imkansızmış gibi gösteren, önyargı, klişe ve endişelerle dolu eski Türkiye tablosu. Bu meclis seçimleri, yeni Türkiye’yi eskisinden farklı bir şekilde algılatan yeni bir çığır açmış gibi görülebilir.”

Westdeutsche Allgemeine Zeitung, AKP’nin, tek başına Anayasayı değiştirebilmesini mümkün kılacak üçte ikilik meclis çoğunluğuna ulaşamamasını olumlu bir sonuç olarak değerlendiriyor:

“Erdoğan’ın başkanlık sistemi getirecek bir anayasayla yetkilerini artırma planının tutmaması, Türkiye ve ortakları için iyi. Türkiye için iyi, çünkü ülkenin güçlü bir adama değil, güçlü bir demokrasiye ihtiyacı var. Türkler yeni bir anayasayı kesinlikle hak ediyor. Erdoğan, başkanlık hayallerini rafa kaldırsa iyi eder. Şimdi başlayacak anayasa tartışmaları önemli. Ama bu tartışmalar politikacılar ve partilerin aylarca başka bir şeyle meşgul olmadan bu konuya odaklanmasına da yol açmamalı.”

Berliner Morgenpost gazetesi ise Erdoğan’ın gerekli reformları geciktirmek için elinde hiçbir gerekçe kalmadığına dikkat çekiyor ve ekliyor:

“Önümüzdeki yıllar, Erdoğan’ın gelecekten ne anladığını gösterecek. Modernlikçi bir neo-İslamcılık, Neo-Osmanlıcılık mı, yoksa AB üyeliği mi? Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun çizdiği, şimdiye kadar uygulanan strateji daha ziyade, İslam dünyasına bayraktarlık eden modern bir Türkiye hedefine işaret ediyor. Erdoğan devrinde hedefe ulaşmak için daha kat edecek uzun bir yol olduğu açık.”

Stuttgarter Zeitung’un yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Erdoğan seçim zaferini her şeyden önce, birkaç yıldır yaşanan ekonomik mucizeye borçlu. Ama konjonktür şimdi fazla ısınma yönünde tehlikeli işaretler veriyor. Yüzde 7,2’lik enflasyon oranı gibi, patlayan ödemeler dengesi açığı da bir alarm sinyali. Erdoğan’ın sıkı para politkaları uygulayıp seçimler öncesinde coşkulu havayı bozmak istememesi, anlaşılır. Ama şimdi frene basmak zorunda. Yoksa Boğazlar’daki uçuş, yere çakılışla sonuçlanabilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik