Alman basınından özetler

Ek tasarruf tedbirleri alan Yunanistan’ın istikrar takviminin iki yıl ertelenmesi şeklindeki talebi ve Çin’in ekonomik gücüyle bütün dünyaya yayılma politikası Alman basınından seçtiğimiz yorumların konuları.

AB Komisyonu, IMF ve Avrupa Merkez bankası uzmanlarından oluşan troykanın aylardır beklenen Yunanistan raporunda, tasarruf şartlarını yerine getirebilmesi için bu kriz ülkesine tanınan sürenin iki yıl uzatılması durumunda Yunanistan’ın yaklaşık 33 milyar Euro’luk ek desteğe ihtiyacı olacağı belirtiliyor. Die Welt gazetesi rapordan şu sonucu çıkarmış:

“Domino teorisine göre, Yunanistan’ın düşmesi durumunda sıra öteki ülkelere gelecek. Asıl tehlike ise Euro Bölgesi’nin bundan ters sonuç çıkarıp, ‘Yunanistan kurtulsun, bütün ortak para bölgesi kurtulur’, düşüncesine kapılması ihtimalinden kaynaklanıyor. Bu hem yanlış, hem de tedbirsizlik olur. Bütçenin düzeltilip borçların dengelenmesini öngören politikalara son verilmesi, bütün ürkütücülüğüne rağmen ilk başarı sinyallerinin alındığı öğrenme sürecinin kesilmesi olur.”

Berlin’de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesinin aynı konudaki yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Almanya’daki koalisyon ortaklarının Yunanistan’a tanınan sürenin uzatılmasına karşı çıkması normal karşılanmalı. Çünkü ek süre, daha fazla yardım yapılması demektir. Ödeme takviminin uzatılmasından Almanya’ya düşecek payla ilgili meclis oylaması muhtemelen önümüzdeki hafta yapılacak. Meclis onay vermeden Almanya’nın yardım payını arttırması mümkün değildir. Bundan önceki yardım paketiyle ilgili oylama sırasında koalisyon sıralarından da, ‘bu son olsun, üçüncü bir yardım paketi beklenmesin’ şeklinde sesler yükseldi. Fakat daha sonra Başbakan Merkel Atina’ya giderek Yunanlara, ‘sizi kaderinize terk etmeyiz’, dedi. Merkel inandırıcılığını koruyabilmek için genel kurulda kendi koalisyonunu da ikna etmek zorunda kalacak.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Yunanistan'daki krizle mücadele projesine şu satırları ayırmış:

“Atina hâlâ yardım almadan borçlarını ödeyebilecek duruma gelmedi. Bütçe gelirleriyle giderler arasındaki farkın nasıl kapatılacağı, troyka kulislerinde sert tartışmalara konu oluyor. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Uluslararası Para Fonu’nun eskiden beri kredi yardımlarına temel aldığı ‘borç kaldırma kapasitesinin’ yeniden tanımlanmasını istiyor. Para Fonu ise, bu arada Yunanistan'ın bütün alacaklılarının tek muhatabı durumuna gelen kamu sektörünün borçlarının tıraşlanmasından yana çıkıyor. Avrupa Merkez Bankası (AMB) kendi ayağıyla kapana girdi. AMB, Almanya Merkez Bankası’nın bütün itirazlarına rağmen elektronik banknot matbaasından milyarlarca Euro’yu Yunanistan’a havale etmiş ve bu kriz ülkesinin yazı temerrüde düşmeden geçirmesini sağlamıştı.”

Frankfurter Rundschau gazetesinin siyasi dünya düzenindeki dengelerin değişmesini konu alan yorumuyla basın özetlerine son veriyoruz:

“Washington ile Pekin arasındaki çekişme, ideolojik mücadele olarak nitelendirilemez. İktidardaki Çin elit zümresi, çocuklarını ABD’de okutmakta sakınca görmüyor. Sovyetler Birliği’nin aksine Çin kendi toplum düzenini zorla başkalarına kabul ettirmeye çalışmıyor. Çin, Orta Asya ve Afrika’da uydu devletler kurmak değil, değerli hammaddelere el atabilmek istiyor. Fakat ucuz krediler ve yüksek kalkınma yardımları üzerinden nüfuzunu sürekli arttırıyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Aydın Üstünel

Editör: Ahmet Günaltay