1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Presseschau

12 Mart 2010

Yunanistan'daki grevler, Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'ya yöneltilen yolsuzluk suçlamaları ve Winnenden katliamının birinci yıldönümünde okullarda şiddetle mücadele, Alman basınında ön plana çıkan konular.

https://p.dw.com/p/MQpC
Fotoğraf: BilderBox

Yunanistan’da hükümetin tasarruf önlemlerini protesto amacıyla sendikaların çağrısı üzerine son iki hafta içinde ikinci kez yapılan genel grev, hayatı felc etti. Protestolar sırasında göstericilerle polis arasında da zaman zaman çatışma çıktı. Bulvar gazetesi Bild, borç batağında olduğu için tasarrufa yönelen Yunanistan’ın içinde bulunduğu durumu şöyle yorumluyor:

“Şiddetli protesto gösterileri, ülke genelinde yapılan grevler… Yunan hükümeti köşeye sıkıştı. Ancak geri adım atmamalı. Geç de olsa alınan tasarruf önlemlerinden vazgeçmemeli. Yunanistan’ın geleceği ne uluslararası finans piyasaları, ne de AB’nin arka odalarından birinde belirlenecek. Ülkenin geleceği bizzat kendi elinde. Bu nedenle Uluslararası Para Fonu ya da Avrupa Para Fonu’nun Yunanistan’a yararı olmaz. Yunanistan, kendi eliyle düştüğü bataklıktan başkaları tarafından çıkarılmakla inandırıcılık kazanamaz. Ancak kendisi bu bataklığı kurutursa başkalarının güvenini kazanabilir. Yeni hükümet bunu kavradı. Dışarıdan tek cent yardım beklemiyor. Ancak eğer sokaklardaki protesto gösterileri galip çıkar da Yunan hükümeti , sözden anlamayan inatçılara söz dinletemezse, o zaman kaybeden Yunanistan olur.”

Bremen’de yayımlanan Weser-Kurier’in aynı konuyla ilgili yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Binlerce küçük dernek ve organizasyondan oluşan sendikalar genel grevde verdikleri büyük sözü yerine getiremeyecek. Gerçi ülke genel grevler yüzünden yarım gün bile olsa felce uğradı, ancak ülke genelinde anarşinin hakim olma ihtimali uzak. Tasarruf önlemleri isteyen Başbakan Papandreu gerçekçi düşünen çoğunluğun onayını almayı başaracaktır. Ama bu yetmez. İşte bu nedenle AB’nin önde gelen ülkeleri, Almanya ve Fransa, Yunanistan’ın iflas edeceği yönündeki spekülasyonların önüne geçmek için önlemler almalı.”

Hür Demokrat Parti Genel Başkanı, Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’ye resmi yurtıdışı seyahatlerinde kardeşinin iş ortağıyla hayat arkadaşının da eşlik ettiğinin ortaya çıkması, bakana ‘yakınlarını kayırdığı’ suçlamalarının yöneltilmesine neden oldu. Rhein-Zeitung Westerwelle'nin durumunu, bir başka partili arkadaşı ile kıyaslıyor:

“Westerwelle bağımsız olmakla yükümlü bir dışişleri bakanından çok yakınlarını kayıran bir politikacı izlenemini uyandırdı. FDP'li Jürgen Möllemann da aynı şekilde davrandığı için 1993 yılında Ekonomi Bakanlığı'ndan isitifa etmişti. Bu örnek ve olayın boyutu göz önüne alındığında, Westerwelle'nin görevinde kalmaması gerekir. Ancak Hür Demokrat lider olmazsa, Hrıstiyan Birlik-Hür Demokrat koalisyonu da son bulur. Bu nedenle Westerwelle görevinde kalacaktır. Pek istenmese de şu aşamada vazgeçilmez olduğu için.”

Stuttgart yakınlarındaki Winnenden'de geçen yıl 15 kişinin öldürüldüğü saldırının dün yıldönümüydü. Bu vesileyle gazeteler okullarda şiddetin engellenmesi çabalarına geniş yer ayırıyor. Neue Osnabrücker Zeitung'un yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Federal hükümet ve eyalet hükümetleri okullarda güvenliğin sağlanması yönündeki geniş kapsamlı çabalarında yolu ancak yarılayabildi. Silah Yasası, güçlü lobiler yüzünden yarım yamalak sertleştirilebildi. Silah ruhsatı olan sivillerin denetlenmesinde de halâ boşluklar var. Okullarda da durum parlak görünmüyor. Bazı eyaletler okullarla ilgili acil planlar hazırladı ama birçok okulda öğrenci ya da öğretmenlerin olası bir şiddet olayına karşı eğitilmesi ya da okulların modern alarm sistemleriyle donatılması mümkün olmadı. Ayrıca şiddete eğilimli gençleri önceden tespit edecek yeterli uzman da yok. Almanya'daki okullarda görev yapan psikologlar ortalama 10 bin öğrenciyle ilgileniyor. Bu durumda uzmanların şiddete eğilimli gençleri önceden tespit etmesi mümkün değil.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay