1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

9 Nisan 2013

Euro krizi, Portekiz'de Anayasa Mahkemesi'nin kararı ve eski Cumhurbaşkanı Christian Wullf ile ilgili soruşturmadaki gelişmeler öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/18Cib
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Pforzheimer Zeitung'da euro krizine ilişkin olarak krizden ortak para birimini sorumlu tutmayan bir yorum göze çarpıyor:

“Pek çok kişi, euronun tedavülde olduğu Almanya'da işlerin hiç de kötü gitmediğini fark etmiş olmalı. Enflasyon oranı düşük, istihdam piyasası güçlü, ekonomi istikrarlı. Alman Markı tedavülde iken durum böyle değildi. Gerçek şu ki, krizin sorumlusu euro değil, ülkelerin bizzat kendisi. Yunanistan'ın borç politikası da berbat durumdaydı, Kıbrıs'taki bankacılık sistemi de. Bunun faturası acı oldu, ancak mevcut durumun Para Birliği ile ilgisi olduğu söylenemez. Drahmi, lira ve frank tedavülde iken de zengin ülkeler elini cebine atmak zorunda kalıyordu, çünkü kendi menfaatleri bunu gerektiriyordu. Almanların sessiz çoğunluğu durumun böyle olduğunu biliyor. Euro karşıtlarının çığırtkanlığı karşısında sessizliklerini korumaları zaten çok daha akıllıca.”

Geçen hafta Portekiz Anayasa Mahkemesi, 2013 yılı bütçesinde yapılan bazı kesintilerin anayasaya aykırı olduğuna hükmetmişti. Berliner Zeitung'un konuya ilişkin yorumu şöyle:

“Şu ana kadar euroyu kurtaranlar, yalnızca tasarruf programlarının ekonomiye olası sonuçları hakkında fikir sahibiydi. Tasarruf önlemleri Başbakan Merkel'in düşündüğü gibi krizden daha güçlü şekilde çıkmak için katlanılması gereken kısa vadeli bir bela mı? Yoksa Uluslararası Para Fonu'nun ima ettiği gibi ekonominin küçülmesini mi körüklüyor? Yargı organlarının tasarruf önlemlerine karşı çıkması ise yeni bir durum, keza karara tepkiler de… Avrupa kendisini her zaman bir hukuk topluluğu olarak gördü ve borç kriterlerine bağlı kalınması konusunda da hukuka ve yasalara işaret etti. Portekiz'in kendisini bütün bunların üzerinde görmesi ise ukalalıktan başka bir şey değil. Hukuk saygıyı hak eder, Portekiz'de de!”

Yolsuzluk iddiaları nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Hannover Başsavcılığı'nın dava dosyasının 20 bin euro karşılığında kapatılması teklifini geri çevirdi. Stuttgarter Zeitung'da konuyla ilgili şu yorum yer alıyor:

"Almanya'da ilk kez bir Cumhurbaşkanı'na karşı soruşturma yürütülüyor. Bu soruşturmadan beklentiler yüksekti. Savcılar bu beklentileri karşılayamadı. Kapsamı, savcıların detaylara takılması ve ne kadar çok sayıda kişinin bu soruşturmada görevlendirildiği düşünülürse, soruşturmada zaten çoktan ölçülerin dışına çıkıldı. Zanlılara hiç de yakışık almayan şekilde baskı yaptılar, hukukî açıdan tartışmaya açık yöntemlerle çalıştılar. Ellerinde kalan zayıf iddialar da akıllarda soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor. Bir soruşturma başlatmak gerçekten de gerekli miydi? Evet, zira hukuki açıdan yanlış olan bazı davranışlar olduğu kanıtlarıyla ortadaydı. Peki, ithamlar doğru muydu? Hayır, çünkü savcılar zorlukların üstesinden gelip Wulff'a soruşturma dosyasıyla ilgili adil bir teklif götürmeliydi."

Hessische Niedersächsische Allgemeine gazetesinin aynı konudaki yorumu ise şöyle:

“Artık pek çok şey, Wulff'un bu davadan zarar almadan sıyrılacağına işaret ediyor. Ancak ondan haline merhamet edilmesi gereken bir mağdur da doğmayacak. Zira doğruyu gıdım gıdım açıklayarak, Springer Yayınevi'ne skandal bir şekilde baskı yaparak, artık görevini ifa edemeyecek bir duruma gelerek istifasını kendi elleriyle hazırlamıştı. Bütün bu olay kapandığında, şu acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalacağız: Yaşananlardan sadece kaybedenler oldu; Wulff ve Cumhurbaşkanlığı makamı kaybetti, medya, yargı ve siyasi kültürümüz de.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Özay

Editör: Hülya Schenk