1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

09.12.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Yeşim Kasap9 Aralık 2005
https://p.dw.com/p/AboD

Avrupa basınında bugün, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın „İsrail devleti, Alman ve Avusturya topraklarına taşınsın,“ sözleri ve dünyadaki yankısı, savaş suçlusu general Gotovina’nın yakalanması, ABD’de çantasında bomba olduğunu söyleyen bir yolcunun güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi ve Avrupa Birliği’ndeki bütçe krizi ve Brüksel’de yapılacak olan zirve, Avrupa basınında geniş yer buluyor.

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın „İsrail, Alman ve Avusturya topraklarına taşınsın,“ şeklindeki sözleri ve bu açıklamanın dünyada yarattığı tepkiye ilişkin İtalyan La Republica gazetesinde şöyle deniliyor:

“Ahmedinecad’in İsrail için dedikleri yeni değil. Kendini tekarlıyor. En son birkaç hafta önce İsrail’i alınması gereken bir tümör olarak tanımlamıştı. Otoriter rejimler sürekli olarak dış mihraklardan söz eder. Böylece ülke içinde birlik beraberlik artırılmaya, rejimin gücü pekiştirilmeye çalışılır. Bu açıdan bakıldığında, Ahmedinecad’ın saldırgan tutumu rejimin güç kaybettiğine işaret ediyor olabilir.”

Almanya’nın yerel gazetelerinden Frankfurter Neue Presse ise konuya tam tersi bir açıdan yaklaşıyor:

“İran Cumhurbaşkanı artık iyice çığrından çıktı. O, dünya barışı için bir tehdit. Hitler’e benzer yönleri var. Hatta Ahmedinecad, O’nu cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan muhafazakarları bile ürkütmeye başladı. Ahmedinecad, sürekli devrim ve savaştan yana. Cinnet geçiren bu kişiye dur demek gerek. Eğer hemen önlem alınmazsa, beraberinde birçok kişiyi felakete sürükleyecek.”

Ahmedinecad’dan sonra Avrupa gazetelerinin sayfalarını işgal eden bir başka kişi de, İspanya’da yakalanıp mahkeme önüne çıkartılan savaş suçu zanlısı Hırvat general Ante Gotovina. Almanya’da yayımlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung’a göz atıyoruz:

“Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Carla del Ponte, 3 Ekim’de Hırvatistan hakkında AB’ye olumlu rapor verirken, Gotovina’ının yakalanmasının an meselesi olduğunu biliyor muydu? Bu nedenle mi raporun sunulduğu aynı gün AB, Hırvatistan’ın AB’ye girmesine yeşil ışık yaktı? ‘Türkiye karşılığında Hırvatistan” diye pazarlık yapılmadı mı yani? Henüz tablo netleşmedi. Ama AB’nin baskının, Gotovina’nın yakalanmasında etkili olduğunu söylemek mümkün.”

Almanya’daki yerel gazetelerinden Rheinpfalz’da ise şu satırlar göze çarpıyor:

“Gotovina’ının yakalanmasıyla, Sırbistan’daki iktidar daha zor duruma düştü. Savaş suçu zanlıları Radovan Karadzic ve Ratko Mladic hala yakalanamadı; daha doğrusu saklambaç oyunu sürüyor. Balkanlar’ı toplu mezara çevirenler, milliyetleri ne olursa olsun artık hesap vermeli!”

Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin başı CIA’in işkence yaptığı iddialarıyla ağrırken, şimdi de yaşanan başka bir olay ülkede sıkıntı yarattı. Miami Havaalanı’na inen yolcu uçağında, sırt çantasında bomba olduğunu söyleyen bir kişi güvenlik güçleri tarafından vurularak öldürüldü. Alman Berliner Kurier gazetesinde şu yorumu yapıyor:

“ABD’de ağza alınmayacak tek bir kelime var; o da bomba. Ama havaalanında öldürülen kişi psikolojik rahatsızlığı olduğu için bunu bilmiyordu. Güvenlik görevlileri bir teröristi değil, masum ve üstelik hasta bir insanı öldürdü. Bu nasıl bir iş? Terörle mücadele, zorlu ve şiddet dolu bir yoldan ilerlemeyi gerektiriyor. Ve her geçen gün, insanlıktan biraz daha uzaklaşılıyor.”

Bir başka Alman gazetesi, yerel ölçekli Neue Westfaehlische’de şu satırlara yer verilmiş:

“O yolcuyu öldürenlerin susması belki anlaşılabilir bir şey, ama yine insanı korkutuyor. Kimse, uçaklarda kaç güvenlik güvenlik görevlisinin çalıştığını bilmiyor. Uçakta yanınızda oturan herkes sivil güvenlik görevlisi olabilir. Ve herkes bu yaşananki gibi olayların kurbanı olabilir günün birinde.”

Brüksel’de yaplıcak olan AB Zirvesi öncesinde, Avrupa basın kaygılı. Fransızlar’ın bağımsız Le Monde gazetesinde şöyle deniliyor:

“25 üye ülke anlaşamadığında, bakanlar şu formülü uyguluyor: Asgari müştereklerde mutabakata varılıyor, sonra herkes kendi istediğini yapıyor. Evet, bilik ve beraberlik ruhu kaybolduğunda ortaya çıkan manzara bu maalesef. Herkes kendi kabuğuna çekiliyor.”

Almanya’da yayımlanan yerel Landeszeitung gazetesi de karamsar bir tablo çiziyor:

“Yaplıcak AB Zirve başarısızlığa uğramaya mahkum. Daha önce hiçbir zirve öncesinde bunu bu kadar rahatlıkla söylemek mümkün değildi. İngiltere Başbakanı Tony Blair, özel indirim kozunu elden bırakmak istemiyor. Çünkü bunu yaparsa, İngilizler’i karşısına almış olur. Irak Savaşı yüzünden zaten hayli puan kaybeden Blair, bunu göze alamıyor. Böylece milliyetçi iç politikalar nedeniyle, Avrupa vizyonu zarar görüyor. Bütçenin kısılması Avrupa Birliği’ne yapılcak en büyük kötülük. Ve tahmin edildiği gibi Brüksel Zirvesi hizmete uğrarsa, AB zamandan çok fazlasını kaybetmiş olur.”