1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0906 Presseschau II

9 Haziran 2009

Avrupa Parlamentosu seçimleri tamamlandı ancak yankıları sürüyor. Bugünkü Avrupa gazetelerinin başlıca yorum konusunu da yine Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/I64I
Fotoğraf: AP

İtalyan La Stampa gazetesi Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarıyla ilgili yorumunda sonuçların Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini olumsuz etkileyebileceği uyarısına yer veriyor:

"Avrupa'nın siyaset haritası baştanbaşa yenilendi. Muhafazakâr kitle partileri her zamanki gücünü korurken, Sosyalistler yara aldı, Yeşiller ise oyları sildi süpürdü. Buna bir de sağın milletvekillerini eklemeli. Avrupa sahnesine yabancı düşmanı ve ırkçı bir grup yerine Yeşiller'in güçlenerek çıkması memnuniyetle karşılanıyor. Ancak mevcut seçim sonuçları Türkiye'yle ilişkileri de sıkıntılı bir hale soktu. Ankara, yabancı düşmanlığına varan tutuma dikkat çekerek uyarıyor: Brüksel'de Avrupa Birliği'ne katılımımızı destekleyen kim varsa destek kaybetti."

Sol liberal eğilimli İspanyol El Pais gazetesiyse, seçimlerde Avrupa fikri karşıtlarının güç kazanmasına değiniyor.

"Avrupalıların çoğu Avrupa Parlamentosu'nun seçimlerine katılmadı. Seçimlerde oy kullananlarsa; sağın, Sosyal Demokratlara karşı tam bir zafer kazanmasına yardımcı oldular. Birleşik Avrupa fikri karşıtları da pozisyonlarını güçlendirdi. Seçmenin Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılımı şimdiye kadar hep düşük olmuştu. Ancak bu seferki ilgisizlik alarm verici boyutta. Bu temelde Avrupa projesinin miadını doldurduğuna işaret ediyor. Şayet Birliğe dâhil ancak Avrupa Birliği fikrine karşı olan hükümetler etkilerini arttırır ve vatandaşlarını da peşlerinden sürüklerlerse, bunun yıkıcı etkileri olabilir."

Fransız Le Monde gazetesi de Avrupa seçmeninin neredeyse yüzde 60'ının seçimlere katılmamasına dikkat çekiyor.

“Avrupalıların Avrupa'ya karşı kayıtsız kalmış olmalarına gerekçe olarak, birçoğunun kafasının sadece küresel mali krizle meşgul olması gösterilebilir. Brüksel, bu ekonomik travmanın atlatılmasına yardımcı olma konusunda hemen hiç bir rol üstlenmedi. Eğer seçmen oy vermeyerek krize karşı yeterli adım atmayan Avrupa Birliği'ni cezalandırmayı amaçladıysa, belirlediği hedef yanlıştı. Zira durumun sorumlusu Parlamento değil, her tür siyasi cazibe ve ekonomik hayal gücünden uzak olan Komisyon Başkanı Jose Manuel Barosso'dur. Üstelik Avrupa Birliği hükümetleri Barosso'yu ikinci defa Komisyon başkanı olarak görevlendirmeyi istiyor. Bu Avrupa için kötü bir haber.”

Viyana'da yayımlanan muhafazakâr Die Presse gazetesiyse Sosyal Demokratlar’ın seçimlerdeki yenilgisinin yaşanan uzun bir sürecin sonucu olduğu yorumuna yer veriyor.

"Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce, sosyal demokrasinin yükselişi için daha uygun bir ortamın mümkün olamayacağı düşünülebilirdi: Kapitalizm en kritik dönemlerinden birini yaşıyor, neoliberalizm gözden düşmüş durumda, vatandaşlar devletten koruma bekliyorlar. Üstelik Avrupa'nın sosyal yardım modelini ülkesinde uygulamak isteyen karizmatik bir ABD başkanı da varken, sosyal demokrasi büyük güç kaybetti. Almanya Başbakanı Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, aylar ve hatta yıllar öncesinden başlayarak rotalarını sol görüşlü seçmene çevirdi. Şimdi de düzensiz kapitalizm üzerine eleştiriler yaparak sol partileri gittikçe soluksuz bırakıyorlar."

Derleyen: Banu Ertek

Editör: Meltem Karagöz