08.08.2006 - Alman basınından özetler...

Çeşitli iç ve dış siyasi konuların ele alındığı bugünkü Alman basınının yorum köşelerinde Ortadoğu krizi ve BM Güvenlik Konseyi’ne sunulacak olan karar tasarısı önemli yer tutuyor.

Ortadoğu yorumunda Hizbullah’ın Lübnan’dan kovulmasının, Alman Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin Bavyera Eyaleti’nden atılması kadar gerçek dışı olduğunu yazan Südwest Presse adlı gazete, ‘İsrail’in işgal çemberi altında başaramadığını uluslararası barış gücünün nasıl yapacağını’ soruyor.

Braunschweiger Zeitung gazetesinin konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

“Savaş zamanlarında yalanla ve uydurma haberlerle kamuoyu kazanmaya çalışılır. İsrail bu defa savunmaya düştü. Nisbetsiz sertlik uygulaması yüzünden İsrail dünya kamuoyunda eleştiriliyor. Ama Hizbullah’ın sanıldığından güçlü çıktığı ve tek amacının İsrail devletini haritadan silmek olduğu unutuluyor. Bunu söylemek, İsrail’i haklı çıkarmak anlamına gelmez.”

Berlin’in Tageszeitung gazetesi baş yorumunu siyasi bakımdan güçlenen İran’ın nükleer programına ayırmış:

“İran, BM Güvenlik Konseyi’nin nükleer faaliyetleri ile ilgili son kararını ret etti. İnadından değil, siyasi bakımdan güçlü pozisyonda olduğunu bildiğinden. ABD ve İsrail’in saldırgan politikaları sayesinde İran bölgenin süper gücü oldu. İran milyonlarca Arap’ın gözünde, topraklarından sürülenlere ve aşağılananlara yardım eden tek ülke. Bu gelişme, sadece kuvvet ve şiddete dayanan politikaların ne kadar saçma olduğunu gözler önüne sermeye yetiyor.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi vasıflı iş gücü açığını kapatmak için göç yasasında yapılması düşünülen değişikliği şöyle yorumluyor:

“Alman sosyal güvenlik sisteminin vasıfsız iş gücü açısından arzettiği cazibe ile karşılaştırıldığında Almmanya’dda ikamet ve çalışma müsaadesi almak isteyen kalifiye yabancı elemanlara çıkarılan güçlükleri aşılması imkansız bir duvara benzetmek mümkün. Almanya’da iş kurmak isteyen yabancı bir müteşebbis, yapacağı işin o bölge açısından yararlı olduğunu ve Almanya’nın ekonomik çıkarlarına uygun düştüğünü resmi makamlara kanıtlamak zorunda. En az bir milyon euro’luk yatırım yapıp asgari on kişilik istihdam sahası açacağını da. Böylesine katı kurallar ancak yabancı müteşebbis istemeyen ülkelerde olur.”

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi ise Angela Merkel liderliğindeki büyük koalisyon hükümetinin durumunu değerlendiriyor:

“Koalisyon hükümetinin sosyal demokrat kanadı ortalama olarak hristiyan birlik kanadından daha profesyonelce çalışıyor. En başında ortaya atılan tahminler aylar sonra gerçek çıktı. Angela Merkel’in ekibi başbakan vekilinin takımından daha fazla gaf yapıyor. Tabii Bayan Merkel’in gerçekten bir ekibe sahip olduğu söylenebilirse.”

Son aylarda enflasyon ve faiz hesaplarını altüst eden petrol piyasasının durumunu ise Bonn’da yayımlanan General Anzeiger gazetesi şöyle yorumluyor:

“Petrol piyasasında sinirler aylardır koparcasına gergin. Her kötü haber fiyatları azdırıyor. İran’ın nükleer programını sürdüreceğini duyurmasi, Meksika körfezindeki alçak basıncın kasırga sinyalleri vermesi ya da Alaska’daki petrol boru hattının geçici olarak kapatılması, piyasanın zam beklentilerini kamçılamaya yetiyor. Bütün bu olumsuz haberlerin petrol arzı ve ikmal güvenliği üzerindeki etkisi kimseyi ilgilendirmiyor. Anlaşılan dünyaya petrol arzedenler psikolojik dümene tamamen hakimler. Bunun ceremesini ise tüketici çekiyor.”