1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

08.04.2011 - Avrupa basınından özetler

8 Nisan 2011

Avrupa gazetelerinde Portekiz’in AB’den mali yardım istemesi, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz oranlarını artırması ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin göç politikası ile ilgili değerlendirmeler dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/10ptK

İspanyol gazetesi El Pais, Avrupa Merkez Bankası'nın faiz artırma kararını eleştiriyor:

“Avrupa Merkez Bankası'nın adımı yerinde bir karar değil. Finans piyasalarındaki huzursuzluk henüz giderilemedi ve birçok ülkenin hala ekonomik büyümeyi sağlama konusunda sorunları var. Ama zaten Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean - Claude Trichet, Almanya ve Fransa'nın durumuna göre hareket etti. Her iki ekonomi de yükselen faizlerin üstesinden gelebilir. Avrupa Merkez Bankası, enflasyonla mücadelede istenilen sonuçlara, faizleri küçük oranlarda artırarak da ulaşabilirdi. Yetkililer, aldıkları bu kararı, euronun istikrarı ile gerekçelendiriyor. Ancak Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'in yoğun bakımda olduğu düşünüldüğünde, bu zayıf bir gerekçe.”

Norveç'in muhafazakar gazetesi Aftenposten da Portekiz'in durumuna ve Avrupa Birliği'nin rolüne dikkat çekiyor:

“Avrupa Birliği için asıl sorun Portekiz değil. Kriz, bu ülkede zaten bekleniyordu. Finans piyasaları ve Euro Bölgesindeki politikacıların aylardır devam eden en büyük korkusu, krizin İspanya'ya ve Avrupa bankacılığının önemli merkezlerine sıçraması. Almanya ve diğer Kuzey Avrupa ülkeleri, güney Avrupa ülkelerinin borçları konusunda sorumluluktan kaçmaya çalışıyor. Bu ülkeler aynı zamanda, bankalarının büyük miktarlarda borç üstlenmesini gerektirecek ve ağır kayıplara yol açabilecek borç müzakerelerinden de korkuyor. Euro Bölgesindeki krize kalıcı bir çözüm ise şimdilik ufukta görünmüyor.”

Avusturya gazetesi Die Presse de aynı konuyla ilgili bir yoruma yer veriyor:

“Kurtarma şemsiyesi, azalmayacak sağanak yağmura sadece kısa süreli bir koruma sağlıyor, ama ülkelerin sığınacak yer aramasına neden olan sayısız yapısal soruna tek bir çözüm bile sunmuyor. Bu, sadece açılan şemsiyenin altına dostça bir davet, herkesi ilgilendiren sorunları çözmek içinse gerçek bir girişim yok. Niye olsun ki? Brüksel'den verilen açık çek varken, acılı kemer sıkma programlarıyla halkının gözüne girmeye çalışacak politikacı deli olsa gerek…”

İtalyan gazetesi La Stampa'da ise Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'e ilişkin bir yorum dikkat çekiyor. Gazete, Sarkozy'nin seçimler yaklaşırken izlediği milliyetçi politikayı eleştiriyor:

”Kaçak olsun ya da olmasın genel olarak göçle mücadelenin, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin gönülden istediği siyasi hedeflerinden biri olduğu ve güvenlik konusuyla birlikte siyasî dinamizminin gerçek temelini oluşturduğu zaten biliniyordu. Bu tutum, aşırı sağcı Marine Le Pen'in güçlü bir rakip olarak Sarkozy'nin karşısına çıkması ile iyice kendini göstermeye başladı. Yani İtalya ile dayanışma içine girilmiyor, aslında biraz Fransız olmalarına rağmen, Tunuslularla kardeşlik duygusu da yok. Bu, Fransa'daki tartışmalarda “Düşüncenin LePenleşmesi” olarak adlandırılan olgunun bir sonucu. Sarkozy, cumhurbaşkanlığı seçimine bir yıl kala seçim kampanyasına başladı bile. 'Cumhuriyetçi monarşi', mola tanımıyor. Kamuoyu yoklamaları da acımasız: Fransızların büyük bir bölümünün hayal kırıklığı içinde olduğu ve Sarkozy'nin etrafındaki çemberin daraldığı görülüyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Beklan Kulaksızoğlu