1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

07.09.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Murat Çelikkafa7 Eylül 2004
https://p.dw.com/p/AbtS

AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen’in Türkiye ziyareti, uluslararası basında da yankı buldu. Kuzey Osetya’daki kanlı terör eylemi sonrası Rusya’nın Çeçenistan politikası üzerinde başlayan tartışmalar ve Almanya’nın Saar Eyaleti'nde haftasonu yapılan ve iktidarın büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin büyük oy kaybına uğradığı Saar Eyaleti'ndeki seçimlerin Avrupa’daki yankıları, bugünkü basın özetlerimizin diğer konuları...

AB Konsey Dönem Başkanı Hollanda’nın muhafazakar gazetelerinden De Telegraaf, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlanmasına ”hayır” denmesinin imkansız olduğunu dile getiriyor. Yorum özetle şöyle:

”Devam eden tartışmalarda bir mantık hatası yapılıyor: Türkiye’nin AB üyesi olabileceğinin prensip olarak çoktan karara bağlandığı unutuluyor. 1993 Kopenhag Zirvesi'nde, bunun için yerine getirilmesi gereken siyasi kriterler tesbit edilmişti. Yani yanıt aranması gereken soru, Türkiye ile müzakerelere başlanabilmesi için bu kriterlerin yerine getirilip getirilmediği.

Bu konuyla iglili karar da yıl sonunda Brüksel Zirvesi'nde verilecek. Türkiye’nin bu yönde attığı büyük adımlar, aslında müzakerelere ”hayır” denmesini imkansız kılıyor. Olumsuz bir yanıtla Ankara hak etmediği bir şekilde cezalandırılmış olur ki, bu durumu Türkiye’nin kaşıtsız şartsız kabullenmesi düşünülemez. Jeopolitik gerekçelerle de ”hayır” yanıtı, pek de arzulanan birşey olmasa gerek. Birlik eğer bu aşamada Türkiye’yi dışlarsa, o zaman Ankara, Avrupa’ya yüz çevirip, Ortadoğu’daki tartışmalı rejimlere yönelebilir.”

Türkiye ile ilgili Alman Darmsätdter Echo gazetesinde yer alan yorumsa, Hollanda gazetesinden aktardığımız kadar olumlu ifadeler içermiyor. Günter Verheugen’ı tutamayacağı sözler vermemesi konusunda uyaran gazetenin yorum sütununda şu satırları okuyoruz:

”Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Günter Verheugen, Türkiye’ye, müzakere tarihi verilmesi konusunda bugüne kadar umut dolu mesajlar verdi. Başkent Ankara’daki temasları sırasında Verheugen, son yapılan refomlarla Türkiye’nin kritik bir dönemeci aştığını söyledi. Ancak gerek Brüksel gerekse diğer Birlik üyesi başkentlerinde pekçok kişi bu durumu farklı görüyor. Bu da Verheugen’in Türkiye’de uyandırdığı beklentierin gerçekleşmeme ihtimalini doğuruyor."

Türkiye ile ilgili yorumlardan geçiyoruz Rusya’nın Kafkaslar’da izlediği politikaya ilişkin değerlendirmelere. Almanya’nın Essen kentinde yayımlanan Neue Ruhr/Neue Rhein Zeitung, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in stratejini büyüteç altına alıyor:

”Beslan’daki eylemlerin arkasında kimler var? Neden yüzlerce çocuk öldü? Olaylardaki sorumluluk kime ait? Bu sorulara Rus hükümetinin kayıtsız kalması olanaksız. Öldürülen teröristler arasında gerçekten de Araplar var mıydı? Putin’in iddia ettiği gibi Çeçenistan, uluslararası terörizmin yeni bir kıvılcım merkezi mi? Yoksa Rusya lideri, eleştirilere hedef olan Çeçenistan politikasıyla ilgili tartışmalara son verip, uluslararası kamuoyunun dikkatlerini başka noktalara mı kaydırmak istiyor?”

Fransa’nın başkenti Paris’te çıkan Liberation adlı gazete, Almanya Başbakanı Schröder ve Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’ın, Çeçenistan ile ilgli gelişmeler sessiz kalmalarına değiniyor yorumunda ve şu soruyu soruyor:

”İki lider, haklı olarak Bush’un Irak’taki politikasını eleştirmekten geri kalmıyor. Peki, Putin’in izlediği Çeçenistan politikası karşısında sessiz kalmaları hangi haklı gerekçelere dayanabilir?”

Beslan’daki kanlı rehine eylemine ilişkin, muhafazakar İsveç gazetesi Svenska Dagbladet’in yorum sütunlarında ise şu değerlendirme dikkat çekiyor:

”Rusya, kısa süre içinde beş büyük terör eylemiyle sarsıldı. Bunları yenilerinin takip etmesi de muhtemel görünüyor. Bu tehditle baş edebilmek için Rusya’ya her türlü destek sağlanmak zorunda. Çünkü teröre karşı mücadele hepimizi yakından ilgilendiriyor. Ancak Rusya’nın Çeçenistan Savaşı bizim davamız değil; bundan sonra da olmayacaktır. Sorunun çözümü için ABD ve AB’nin Moskova’ya karşı daha fazla baskı yapması gerekiyor. Tabi BM’nin de olaya müdahil olması kaçınılmaz."

Son olarak haftasonu Almanya’nın Saar Eyaleti'nde yapılan ve Federal Hükümet'i oluşturan koalisyonun büyük ortağı Sosyaldemokratlar’ın büyük oy kaybına uğradığı seçimlerle ilgili Avrupa basınında yapılan değerlendirmelere kısaca göz atıyoruz.

Rus Kommersant gazetesi, ”Seçim yenilgilerine bir yenisini daha ekleyen Gerhard Schröder için zaman iyice daralıyor” yorumunu yaparken, Avusturya’nın başkenti Viyana’da çıkan Kurier ise seçim sonuçlarını iktidar için o kadar da vahim görmüyor ve ”Ana muhalefet lideri Merkel sonuçlara sevinebilir, ama hepsi o kadar” ifadelerine yer veriyor. Fransız ekonomi gazetesi Les Echos’ya göre ”Girişilen reformlar için ödenecek bedel ürkütücü boyutlara ulaşabilir. Ancak bu, Schröder hükümetinin sonu anlamında da algılanmamalı.”