1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

07.07.2009 - Avrupa basınından özetler

7 Temmuz 2009

Avrupa gazetelerinde bugün ABD Başkanı Barack Obama'nın Rusya ziyareti ve Çin'in Sincan bölgesinde patlak veren olaylar çeşitli açılardan değerlendiriliyor.

https://p.dw.com/p/Iigd
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Basın özetlerimize bir Fransız gazetesi ile başlıyoruz. Ouest France gazetesi, Amerikan – Rus ilişkilerini şöyle değerlendiriyor :


“Hem Moskova hem de Washington Taliban'ın Afganistan'ı yeniden kontrol altına almasını istemediğinden, Afganistan her iki taraf için de uygun bir uzlaşma ortamı sunuyor. Buna rağmen tanık olunan u-dönüşü şaşırtıcı olsa da söz konusu nükleer silahsızlanmanın sembolik bir adım olduğunu da söylemek gerekiyor. Ancak Obama ve Medvedev'in dün imza attığı antlaşmanın anlamı, nükleer silahların yayılması ve İran'la Kuzey Kore'nin nükleer bomba tutkusu ile mücadelenin ötesine geçiyor.“


Polonya gazetesi Rzeczpospolita ise Obama'nın Rusya ziyaretinin Polonya açısından bir dönem noktası olmadığını belirtiyor. Gazetede yer alan değerlendirme şöyle devam ediyor:


“Biz hala ABD'nin ülkemizde kurmayı planladığı füze kalkanının bir proje olarak kalıp kalmayacağını bilmiyoruz, ancak Moskova'dan gelen baskıya rağmen projenin tamamen ortadan kalkmayacağının da farkındayız. Dolayısıyla Obama, Medvedev'den bu büyük hediyeyi esirgedi… Herşey, yeni ABD Başkanı'nın da selefinin füze kalkanı için sunduğu gerekçelerin geçerliliğini koruduğu kanısında olduğuna işaret ediyor…. Diğer yandan Polonya, yeni Amerikan – Rus ilişkilerine kurban edilmedi. Moskova'nın etkinliğini sürdürdüğü eski Sovyet Cumhuriyetleri de yeni dönemin kurbanı olmadılar…“


Almanya'nın Mainz kentinde çıkan Allgemeine Zeitung Rusya ve ABD'nin birbirine ihtiyaç duyduğunu belirterek şu yorumu yapıyor:


“ABD ve Rusya, dünya güvenliğinin yeniden yapılanmasında birbirlerine muhtaçlar. Ancak farklı bir açıdan bakıldığında Rusya, ABD'ye biraz daha muhtaç. Putin ve Medvedev de bunu çok iyi biliyorlar ve bu nedenle her ikisi için dünya kamuoyunun, özellikle de Rus kamuoyunun gözleri önünde, zayıf yönlerinin ortaya çıkmaması son derece önemli. Moskova ve Washington, NATO’nun genişlemesi, aynı zamanda ABD'nin Polonya ile Çek Cumhuriyeti'nde kurmak istediği füzesavar sistemi yüzünden tartışmaya devam ediyor. Ancak diğer yandan her iki taraf da İran ve Kuzey Kore'nin dünya barışını tehdit ettiğini, ayrıca uluslararası terörizmin insanlığı rehin aldığını biliyor. Dolayısıyla Rusya ve ABD, tehlikelere karşı ortaklaşa mücadele etmeleri gerektiğinin farkında.“


Çin'in Sincan bölgesindeki olaylar da Avrupa basınında geniş yer tutuyor. İtalya'da yayınlanan Corriere della Sera gazetesinde yer alan yorum şöyle:


“Sincan'daki olayların bilançosu 150 ölü oldu. Bu, geçen mart ayında Çin karşıtı gösterilere sahne olan Tibet'in başkenti Lhasa'daki bilançodan altı kat fazla. Pekin, kurban sayısını şaşırtıcı bir açıklık ve keskinlikle kamuoyuna duyurdu. Ortaya konan şeffaflık, Çin yönetiminin sessizlik politikası ile bir tezat oluşturuyor….“


Norveç'in muhafazakar bakışlı Aftenposten gazetesinde de Çin'deki olaylar, başka bir açıdan değerlendiriliyor:


“Sincan'da şiddetin karıştığı olaylar, etkileyici ekonomik başarılarına rağmen Çin'in nazik durumdaki bir ülke olduğunu gösterdi. Büyüme ve modernleşme, Çin'de siyasi sistemde yenilenmeyi beraberinde getirmedi. Siyasi iktidar, otoritesini saldırı amaçlı kullanıyorsa, geleneksel güç kullanımı varlığını sürdürmeye devam ediyor demektir. Çin'de etnik sıkıntılar yaşandığının farkına varmak zor değil. Bu sorunlardan etkilenen insanlar göz önüne alınarak, mutlaka çözümler üretilmeli. Yetkililer görmezden gelmeye devam ederse, sorunlar daha da tehlikeli bir hal alacak.“

Derleyen: Hülya Köylü


Editör: Ahmet Günaltay