TÜR 0608 Presseschau

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung, İran’da tansiyonun yükseldiğini şu satırlarla dile getiriyor:

“Mahmud Ahmedinejad’ın bulunduğu yerde tek bir maytap, suikast şüphesi doğurmaya yetiyor. İran teknik bakımdan, maytapla kıyaslanamayacak olan atom bombasının yıllarca uzağında olmasına rağmen bu konu Batı’nın fikir önderlerini de büyülemeye yetiyor. İslam Cumhuriyeti’nin en büyük meselesi meşruiyet krizidir. Kriz, bundan bir yıl önce Ahmedinejad’ın yeniden cumhurbaşkanlığına seçilmesini protesto edenlerin coplanmasından çok daha önce patlak vermişti. İran’daki rejim bütün termometreleri kırsa da, hastanın ateşini düşüremez.”

Meksika Körfezi’ndeki petrol sızdıran kuyunun kapatılmasından sonra ‘eski hamam eski tas’ havasının avdet ettiğini yazan Mannheimer Morgen gazetesi Amerika’nın felaketten ders çıkarmamasını eleştiriyor:

ABD’de petrolcülük şirketi BP’ye büyük öfke duyuluyor. Ama derin denizlerden petrol çıkarmanın gerekliliğini kimse tartışma konusu yapmıyor. Amerika’nın hayat tarzı ucuz petrolle besleniyor. Kirlilikten en çok etkilenen sahil bölgelerinde bile, riskli arama çalışmalarına hiç olmazsa ara verilmesini isteyene rastlayamazsınız. Obama’nın kusuru ise bu felaketten ve vurdumduymaz petrol devlerine duyulan öfkeden, yenilenebilir enerjileri teşvik etme sözünü yerine getirmekte yararlanmamış olmasıdır.”

Hannoversche Allgemeine'nin aynı konuya ayırdığı satırlar ise şöyle:

“Körfez’deki felakete rağmen, ABD’nde adım adım petrolden uzaklaştıracak sorumluluk sahibi bir enerji politikasına geçiş iradesi gösterilmiyor. Aksine petrolcülük şirketleri üzerindeki baskı azalıyor. Büyük zarara uğrayan Meksika Körfezi sakinleri bile riskli yeni petrol kuyularının açılmasına karşı çıkmıyorlar. Senato, petrol devlerini kollamak için, yeni enerji yasasını budanmış haliyle bile beklemeye aldı. Doğaya vereceği zarar pahasına petrol milyarlarının yeniden fışkırmaya başlaması için ne lazımsa yapıldı. Trajediden çıkarılabilecek en acı ders bu olsa gerek.”

Badische Neueste Nachrichten gazetesinden aktaracağımız yorumda Rusya’daki orman yangınlarının Moskova yönetimi üzerindeki muhtemel etkileri ele alınıyor:

“Durumun ne kadar ciddi olduğu, Kremlin’in imdat çağırmasından da anlaşılıyor. Rusya alevlerle başa çıkamıyor. Kremlin'in bunu itiraf etmesi, ilginç. Çünkü Rusya problemlerinin çözülmesine dışarıdan yardım edilmesini sevmez, sorunlarını tek başına gidermeyi yeğler. Ama asrın orman yangını yüzünden halk devlet yönetimine kızmaya başladı. Şimdi itfaiyecilik yapan Başbakan Vladimir Putin'e, son yıllardaki kararlarıyla felakete davetiye çıkaran sorumlu kişi gözüyle bakılıyor.”

Lüneburg'un Landeszeitung gazetesinin yorumunda, Rusya’daki aşırı sıcak ve yangınlar yüzünden buğday ihracatının yasaklanmasının fiyatları daha da artıracağı ifade ediliyor:

“Rusya’daki orman ve arazilerin yanmasına aslında kimse sevinemez. Dünyanın en büyük üçüncü buğday ülkesi ihracatı yasaklarsa, bu ülkeden buğday almayan ülkelerde bile ekmek fiyatları artar. Üçüncü Dünya’da ise açlık felaketi ve ayaklanma ihtimalini artırır. Temel gıda maddesinin cayır cayır yanmasına sadece spekülatör sevinir. Açgözlü yatırımcının buğday piyasasına üşüşmesi zaten fiyatları yarı yarıya artırdı. Tarım borsalarında oynanmakta olan gıda maddesi ruleti, sınırları hâlâ gösterilmemiş olan piyasanın ahlaksızlığını ve dejenereliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Borsa, başkalarının trajedisinden kâr çıkartıldığı yerdir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa