1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

06.07.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ayşe Tekin6 Temmuz 2004
https://p.dw.com/p/Abu9

Alman ve Avrupa basınından farklı konulardaki yorumlar göze çarpıyor. Alman gazeteleri iç politikadaki Sosyal Demokratlar - sendikalar çekişmesini ve yeni bir sol parti kurulması girişimini yorumlamaya devam ediyor. Uluslararası konulardan ise Avrupa Birliği İstikrar Paktı ve Irak’la ilgili gelişmeler yer alıyor gazetelerde.

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung, sendikaların Sosyal Demokratlar'a eleştirisini kendi sıralarındaki huzursuzluk ve üye kaybını engellemek için kullandığı görüşünde:

”Artık hiçbir şey işlemiyor: İstihdam piyayasında hiçbir hareketlilik yok ve sosyal devletin parası kalmadı. Sendikalar bir yol ayrımındalar: Ya yaratıcı olup yeni çözümler bulunmasına yardımcı olacaklar ya da eski çözümlerde ısrar edip sınıf mücadelesini yükseltecekler. Küreselleşme ve sosyal reformlar düşük gelirlilerin zor durumda kalmalarına yol açsa bile sendikalar üyelerinin çıkarlarını düşünüyorlarsa yaratıcı çözümden yana olmaları gerekir. Oysa, ikinci çözümü, militan sloganları tercih ediyorlar. Ne de olsa, bu sloganlarla kendi saflarını sıklaştırabilirler.”

Erfurt’ta yayınlanan Thüringer Allgemeine de dün toplanan Sosyal Demokrat Parti - Sendika Forumu'na atıfla ”Birbirleri ile konuşsalar bile, bir zamanlar aralarında var olan ilginin yerini küskünlüğe bıraktığı belli oluyor" yorumunu yapıyor ve şöyle devam ediyor:

”Sendikalar, 1998 yılında Schröder’in seçim kampanyasına maddi destek vermişlerdi. Şimdi de Schröder hükümetinin düşmesi için aynı miktarı gözden çıkardıkları anlaşılıyor. Bir zamanların müttefiklerinin şimdi neden bu kadar ayrı düştüklerini anlamak zor değil: Hiçbiri bugünkü duruma hazırlıklı değildi. Birbirlerine güzel sözler veriyor, sosyal devleti, sendikal hakları ve ücretleri, devletin ve miras vergisinin yardımı ile koruyabileceklerini sanıyorlardı. Sosyal Demokratlar bile boş kasalarla sosyal politika sayılamayacağını öğrendiler, sendikalar ise hala rüya görmeye devam ediyor.”

Gerek Alman gerekse Avrupa gazetelerinde yer alan bir yorum konusu da Avrupa Para Birliği'nin İstikrar Paktı önlemleri çerçevesinde İtalya’nın durumu. Frankfurter Allgemeine Zeitung, İstikrar Paktı'nın ortak para birimi euro’nun değerinin korunması için düşünüldüğünü, ancak hiç kimsenin ilkeleri yerine getiremeyeceği belli olunca, baskı politikası yerine, birbirine destek verme politikasının benimsendiğini, böylece İstikrar Paktı'nın da anlamını kaybettiğini yazıyor. İsviçre’den bir gazete Tages-Anzeiger de İtalya’ya müsamaha gösterilmesini eleştiriyor:

”İtalyan hükümetinin güney bölgelerine ve batık firmalara verdiği desteği kesmesi için Brüksel’den kesin bir söz çıkması gerekirdi. Almanya ve Fransa’nın bütçe açığını eleştiren Avrupa maliye bakanlarının, İtalya’ya müsamaha göstermelerini anlamak mümkün değil. Bu kararla İstikrar Paktı'nın güven verici ve büyümeyi destekleyen mali politikası rayından çıkmış oluyor.”

İtalyan La Republicca gazetesi ise İtalyan maliye bakanının istifası ve Başbakan Berlusconi’nin Avrupa Maliye Bakanları toplantısına katılmasını Roma hükümet başkanının antidemokratik tutumu ile açıklıyor:

"Demokratik sivil iktidarın olduğu hiçbir ülkede – aynı zamanda bir iş adamı olan- bir başbakan, kelimenin tam anlamıyla devlet kasasını eline alıp, hem bütçe, vergi gelirleri ve bankalar hem de mali piyasalar üzerinde kontrol sağlamamıştır. Geçmişte var olmayan bu iktidar yoğunlaşmasının gelecekte de batılı demokrasilerde görülmesi olasılığı yoktur.”

Avrupa istikrar paktı ve İtalya konusundaki yorumlardan Irak’la ilgili yorumlara geçiyoruz. Alman Handelsblatt gazetesi Irak’taki tutuklu çocuklara kötü muamele haberini yorumluyor:

”Irak’ta çocukların ve gençlerin tutuklanması ve gördükleri kötü muamele ilgili haberde acı olan ne? Olayın kendisi mi, yoksa bu gerçeğin Uluslararası Kızılhaç ve UNICEF’in bir ay önceki raporlarında yer alması mı? Bu durum, Ebu Gureyb cezaevindeki işkence olaylarının açığa çıkarılması ve Başkan Bush’un üzüntülerini bildirmesinin hiçbir işe yaramadığını gösteriyor. Çocukların özel tutukevlerine konulması ve sorguları sırasında kötü muamele görmeleri, ABD’nin Irak savaşı ve buna bağlı uluslararası terörle mücadelede uluslararası hukuka uymaya niyetli olmadığının göstergesi.”

Bir Fransız gazetesi Paris’te yayınlanan Le Figaro, NATO’nun incelemelerde bulunmak amacıyla Irak’a bir heyet göndermesini yorumluyor:

”Paris, NATO’nun Bağdat’a görev almasını son ana kadar engellemeye çalıştı. Ancak Washington bu konuda ısrarlı, NATO’yu adeta bir kurtarıcı olarak görüyor. Amerikalılar için NATO’nun Irak’ta askeri rol üstlenmesi ya da polisleri eğitmesi önemli değil. Önemli olan buna biçtikleri politik anlam. İttifak, Irak’ta bir fare deliğine de girse, Amerikan Başkanı, seçim kampanyasında, Irak konusunda tüm müttefiklerin, hatta Almanya ve Fransa'nın da onayını aldığını söyleyebilecek.”