05.12.2008 - Alman basınından özetler

“Reutlinger General-Anzeiger” gazetesi iklim paketine ilişkin yorumunda, Avrupalıların bu konuya daha fazla zaman ayırmaları ve devasa sorunlara yanıt aramaları gerektiğini vurguluyor:

“… (AB’nin iklim paketi için) her yıl 70 milyar Euro tutarında kaynağa ihtiyaç olacak. Bu yüzden bu projenin iyi hazırlanması ve siyasi açıdan da belirli dengeler üzerine oturması gerekiyor. Ancak AB’nin bunu yapmaktan uzak olduğu görülüyor. Sorunlu olan şey, ek yasa koyucu sıfatıyla Avrupa Parlamentosu’nun statüsünün şu sıralarda biraz devre dışı kalması. Strasburg’dan beklenen, kararlara sadece onay vermesi… Ne var ki, iklim konularında acil girişimlere gerek olsa bile, Avrupa’nın demokratik ilkeleri bir kenara bırakması mümkün değil.”

“Westfälischer Anzeiger” gazetesi, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz hadlerini hissedilir ölçüde düşürmesine ilişkin yorumunda, ekonomide yoğun bir durgunluk dönemi yaşandığını, bunun da, -Avrupa Merkez Bankası’nın yaptığı gibi- yoğun önlemleri beraberinde getirdiğini yazıyor:

“… (Avrupa Merkez Bankası yetkilileri) para musluklarını açmakta epeyce direndiler. Şimdilerde ise tarihi bir faiz oranı indirimine giderek, yoğun tepki göstermiş oldular. Görülen o ki, enflasyon tehlikesini gerekçe göstererek, kısa bir süre öncesine kadar ‘gevşek para politikaları uygulanmasın’ diyenlerden eser kalmamışa benziyor. Şimdi gaza tam basma zamanıdır. Ancak Avrupa Merkez Bankası’ndan mucize de beklenmemeli. Çünkü krize sadece para politikaları ile karşı konulması mümkün değil. Devletin, yatırımlar ve tüketimi destekleyici teşvikler gibi yükümlülükleri bulunuyor.”

“Badische Zeitung” gazetesi de aynı konudaki yorumunda, Avrupa Merkez Bankası’nın 10 yıllık geçmişinde faiz oranlarının ilk kez bu kadar yoğun bir biçimde aşağı çekildiğini vurguluyor. Yorum özetle şöyle devam ediyor:

“(Avrupa) hükümetleri ekonomiyi desteklemek üzere konjonktür programları hazırlıyorlar. Almanya, 12 milyar Euro’luk kaynak ile biraz çekingen davranıyor. Fransa 26, İngiltere ise 24 milyarlık mali kaynaklar ile bu konuda daha istekli görünüyor. Peki bu girişimler krize set çeker mi? Onu bekleyip göreceğiz… . Dünya çapında pazar taleplerinin azalması ve büyük bankaların kötü duruma düşmelerinin bir karışımı olarak karşımıza çıkan şimdiki küresel kriz, ekonomide daha önceleri gördüğümüz türden, olağan dalgalanmalardan farklı. Birçok işletmelerin geçmişten ders çıkartarak, ellerindeki iş gücünü tutma eğiliminde olmaları umut verici. Zira, vasıflı elemanların elden çıkartılması durumunda, ekonomide ilerideki büyüme döneminde bunların yerini alacak elaman bulmak zorlaşacak. Kiralık işçi tutma ve haftalık çalışma saatlerini azaltmak da krize sadece bir süre için çözüm olabilir. Burada asıl yanıtlanması gereken soru, ekonominin ne zaman kendine gelme eğilimine girecek olması!”