1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR Presseschau 2

4 Ocak 2011

Bugünkü Alman gazeteleri Yunanistan'ın Türkiye sınırına set çekme planları, Mısır'daki saldırı ve Macaristan'daki tartışmalı Basın Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle ilgili yorumlara yer veriyor.

https://p.dw.com/p/ztNG

Hollanda'nın de Volkskrant gazetesi, Yunanistan'ın AB'ye yasadışı göçü engellemek amacıyla, Türkiye sınırına çit ve dikenli tel örme planlarını yorum sütunlarına taşıyor:

"Bu inşaatın sembolik bir anlamı olacak. Sınır güvenliği için gönderilen 200 askerin masrafının Yunanistan'a yüklenmemesine razı gelmeyen AB üyesi diğer ülkelere bir uyarı. Oysa Afganistan, Irak, Pakistan ve Kuzey Afrika'dan yasadışı göçmenlerin akını, Avrupa'nın sorunu. Bu göçmenlerin büyük bölümü, Avrupa'nın herhangi bir yerinde şanslarını deniyorlar. Ancak özellikle Yunanlar, ortak sınırlarını gözetleme ve kontrol etme konusunda isteksiz davranan doğudaki komşularına Türkiye'ye kızgınlıklarını somut biçide ifade etmek istiyor. Türkiye, Fas ve Cezayir vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırdı ve bunların Yunanistan'a seyahat etmesini de engellemiyor. Üstelik uygulamadaki durumu değiştireceği yönünde verdiği sözlere rağmen."

İspanya'dan El Periodico ise bugünkü sayısında Mısır'ın İskenderiye kentinde, Azizler Kilisesi'ne düzenlenen en az 21 kişinin öldüğü saldırıyı ele alıyor. Yorumda şu satırları okuyoruz:

"İstikrarsızlık, gerginlik ve şiddetin gündelik hayatın bir parçası olan Mısır, bölgede istikrara kavuşmuş bir ülke olduğunu söyleyerek, böbürleniyor. Batı'nın, özellikle de ABD'nin desteği ile 30 yıldır iktidarda olan Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek durumu böyle görüyor. Mübarek, teorik olarak kökten dincileri frenlemeye hizmet etmesi için toplumun 'İslamlaşmasını' destekledi. Ancak bütün tedbirler, Mısır'ın bir buhar kazanına benzemesini engelleyemedi. İnsan hakları, yolsuzluk gibi konulardaki kötü bilanço, hanedan rejiminin uygulanması girişimi, son seçimlerdeki yolsuzluk ve Hrıstiyan Kıptiler gibi azınlıkların korunmasız olması, Mısır'ı kolayca tutuşmaya hazır bir ülke hâline getiriyor."

Fransa'dan La Republique des Pyrenees bugünkü sayısında, Macaristan'da medyaya sansür uyguladığı gerekçesiyle eleştirilen yeni Basın Yasası'nın yürürlüğe girmesini ele alıyor:

"Macar basını, dünkü başlıklarında üzüntüsünü dile getirdi. En önemli gazetelerden Nepszabadsag sadece tek bir cümle yazdı: Macaristan'da artık basın özgürlüğü yok! Hem de bunu AB üyesi bütün ülkelerin dillerinde yazdı. Çünkü 1 Ocak'tan itibaren Macaristan AB Dönem Başkanlığı'nı devraldı. Bu, sorunu karmaşık hale getiriyor. AB, bu yasa AB'ye başvuru öncesinde çıksaydı, üyelik başvurusunu reddeceği bir ülkenin, Birliğin Dönem Başkanlığı'nı altı ay boyunca üstlenmesini kabul edebilir mi? Bu Basın Yasası, Avrupa'nın temel haklar bildirisini ihlâl eden bir yasa."

Polonya'nın muhafazakâr Rzecposppolita gazetesi ise konuyla ilgili yorumunda, eleştirilen Macaristan Başbakanı Viktor Orban'a destek çıkıyor:

"Orban, Macaristan'ı değiştirmek istiyor ve bunu muhafazakâr düşünceleri yerleştirmeye çalışarak yapıyor. Macaristan'ın Hırstiyan mirasına ve insan hayatının değerli olmasına riayet edilen, saygı gösterilen bir Anayasa vermek istiyor. Buna benzer adımlara İspanya'da Sosyalist Başbakan Jose Luiz Zapatero da başvuruyor. Zapatero seçmenin destek sunarak, bir ahlâk devrimini hayata geçirmesi hakkını kendisine verdiğini söylüyor. Avrupa Zapatero'nun izlediği politikaları, 'İspanya'nın içişlerini ilgilendiren bir durum' olarak nitelendiriyor. Orban'ın muhafazakâr devrimi ise Batı'daki solcuları şoke ediyor. Orban Avrupa'nın -âdil olmamasına rağmen- sağcıları, muhafazakârları çok sıkı gözetlediğini, kontrol ettiğini unutmamalı."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa